"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/11/2006
NUMARASI : 2006/725-2006/890
Taraflar arasındaki "vakıf şerhinin terkini" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Büyükçekmece Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 9.9.2004 gün ve 2004/1113-766 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 16.12.2005 gün ve 2005/6351-11651 sayılı ilamı ile, (...Dava, vakıf şerhinin terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, “Sultan Beyazıt Vakfı” nın gayrisahih vakıflardan olduğu saptanmış, ancak dava 10 yıllık hak düşürücü süre geçirildiğinden bahisle reddedilmekle birlikte Sultan Beyazıt Vakfı’nın taviz bedeline tabi olmadığının tesbitine karar verilmiştir.
Davacının maliki olduğu ..parseldeki zemin kat .. numaralı bağımsız bölümün tapu kaydında vakıf şerhi yazılı değildir. Ne var ki; bu parselin evveliyatı olan .. parselde vakıf şerhi vardır. Başlangıçta olan vakıf şerhinin intikal (gitti) kayıtlarına sonra işlenmemiş olunması yeni maliki bu yükümlülükten yani taviz bedelini ödemekten kurtaramayacağı için davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, HUMK.nun 74. maddesi uyarınca hakim iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlıdır. İstemden fazlasına veya başka bir şeye hüküm verme olanağı yoktur. Davada, davacı tapu kayıtlarındaki vakıf şerhinin terkinini istediğine bu istek hak düşürücü sürenin geçirilmesi nedeniyle reddedildiğine, aleyhine olan bu hükmü davacı temyiz etmediğine göre, eda istemi red olunan davacının talebi içinde bir tesbit isteminin de olduğunun kabulü olanaklı değildir Kaldı ki, mahkemece kamu düzenine ilişkin hak düşürücü sürenin varlığı saptanarak dava bu nedenle reddedildiğinden başka bir incelemenin ve tesbitin yapılma olanağı yoktur. Zira, hak düşürücü sürenin varlığı davanın görülmesini engelleyen olumsuz dava koşullarındandır. Böyle olunca, mahkemece davanın 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesi gereğince reddi ile yetinilmesi yerine, yeri olmadığı halde ayrıca tesbit hükmü kurulması doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.12.2006 gün ve E:2006/14-792, K:2006/809 sayılı kararının da aynı yönde bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 23.1.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.