Logo

Hukuk Genel Kurulu2008/14-2 E. 2008/12 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki vakıf şerhinin terkini istemiyle açılan davada, davanın reddine karar verilmesine rağmen mahkemenin ayrıca tespit hükmü kurup kuramayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi, davanın görülmesini engelleyen olumsuz bir dava koşulu olduğundan ve hakimin tarafların talepleriyle bağlı olması gerektiği gözetilerek, mahkemenin ayrıca tespit hükmü kuramayacağına ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 09/11/2006

NUMARASI : 2006/722-2006/892

Taraflar arasındaki "vakıf şerhinin terkini" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Büyükçekmece Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 9.9.2004 gün ve 2004/1131-769 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 26.4.2005 gün ve 2005/9919-11234 sayılı ilamı ile, (...Dava, tapu kayıtlarında yazılı olan vakıf şerhinin silinmesi istemine ilişkindir .

Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi dava konusu taşınmaz kaydındaki "Sultan Beyazıt vakfının" taviz bedeli alınamayacak gayrisahih vakıf olduğunu belirtilmiştir.

Mahkemece davacı tarafından açılan davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından reddine, ancak dava konusu taşınmazla ilgili Sultan Beyazıt Vakfının gayrisahih nitelikte vakıf olması nedeniyle taviz bedeline tabi olmadığının tespitine karar verilmiştir.

Hüküm, davalı Vakıflar İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Öncelikle belirtmek gerekir ki; HUMK.nun 74.maddesi uyarınca Hakim iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlıdır. İstenenden fazlasına veya başka bir şeye hüküm verme olanağı yoktur. Davada, davacı tapu kayıtlarındaki vakıf şerhinin silinmesini istediğine, bu istek hak düşürücü süre geçirilmesi nedeniyle reddedildiğine, aleyhine olan bu hüküm davacı tarafından temyiz edilmediğine göre eda istemi reddolunan davacının talebi içinde bir tespit isteminin de olduğunun kabulü olanaklı değildir. Kaldı ki, mahkemece kamu düzenine ilişkin hak düşürücü sürenin varlığı saptanarak dava bu nedenle reddedildiğinden başka bir incelemenin ve tespitin yapılma olanağı yoktur. Zira, hak düşürücü sürenin varlığı davanın görülmesini engelleyen olumsuz dava koşullarındandır. Böyle olunca, mahkemece davanın 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesi gereğince reddiyle yetinilmesi gerekirken yeri olmadığı halde tespit hükmü kurulması doğru olmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.12.2006 gün ve E:2006/14-792, K:2006/809 sayılı kararının da aynı yönde bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 23.1.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.