Logo

Hukuk Genel Kurulu2007/4-922 E. 2007/958 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haksız haciz nedeniyle manevi tazminat isteminin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararından sonra yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nun bozma kararında belirtilen hususlara uyulmayarak, dosyaya yeni sunulan belgelere dayanılarak direnme kararı verilmesi usule aykırı olduğundan, dosyanın yeni hüküm oluşturan direnme kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 19/07/2007

NUMARASI : 2007/231-2007/285

Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.12.2005 gün ve 68-495 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 14.03.2007 gün ve 4102-3234 sayılı ilamı ile, (....Dava, haksız haciz nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı kurmay albay, eski eşi davalı ise diş hekimidir. Davacı davalının müşterek çocukları için hükmedilen nafakanın tahsili için giriştiği icra takibi sırasında icra müdürlüğüne verdiği 28/08/2002 tarihli dilekçe ile bundan böyle ödemelerin bankadaki hesabına yatırılmasını istemesi üzerine davacının belirtilen hesaba nafaka borcunu düzenli ödediği halde davalının icra dairesine bu defa 09/02/2004 tarihli bir dilekçe vererek birikmiş nafaka borcunun 31/12/2002 - 29/02/2004 dönemlerini kapsar şekilde hesaplanmasını ve davacının maaşından kesilmesini talep ettiği, icra müdürlüğünün davalının bu talebi üzerine davacının görev yaptığı birliğe maaşından kesinti yapılması için yazı yazdığını belirterek nafaka borcu olmadığı halde borcu varmış konumuna düşürülüp maaşına haciz uygulanması ile maiyetine ve amirlerine karşı küçük düştüğü iddiasına dayalı manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Davalı cevabında davacının nafaka borcunu düzenli ödediği yolundaki beyanının doğru olmadığını ve icra dosyasına 09/02/2004 tarihinde açtığı talepte nafaka alacağının hesaplanmasını ve borçlunun maaşından alınarak ödenmesini istediği ancak 31/12/2002 -29/02/2004 tarihleri arasındaki dönemden bahsetmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Ayrıca İcra Tetkik Merciinde yapılan incelemede davacının 100 milyon TL nafaka borcu olduğunun saptandığını, davalının davacı tararından ödenmeyen 01/03/2001 - 01/08/2002 dönemi için çocuklarının huzuru için bir işlem yapmadığını belirtmiştir.

Mahkemece davalının nafaka alacağının hangi aylara ait olduğunu bilebilmesi gerektiği muğlak ifadelerle talep açarak davacının maaşına yüklü bir haciz uygulanmasına yol açarak kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle istem kısmen kabul edilmiştir.

Dosya kapsamına göre; tarafların boşanmaları üzerine müşterek çocukları için hüküm altına alınan iştirak nafakası için davalı icra takibine girişmiş, davacı bir müddet icra dosyasına ödemede bulunmuş, bir kısmını ise davalının 28/08/2002 tarihli dilekçesi üzerine çocuk için açılan banka hesabına yatırmıştır. Ancak 09/02/2001-26/08/2002 tarihleri arasındaki döneme dair ne icra dosyasında ne de banka kayıtlarında bir ödeme görülmemektedir. Davalının icra müdürlüğüne verdiği 09/02/2004 tarihli dilekçede “dosyadaki alacakları olan nafaka borcunun çıkarılmasını ve borçlu kişinin maaşından alınarak ödenmesini” belirtmiş ancak dönem ve miktar belirtmemiştir. İcra müdürlüğünün davacının itirazı üzerine en son 31/12/2002 - 29/02/2004 arası için 1.978.400.000 TL nafaka borcu bulunduğu ve maaşından haczi için davacının birliğine yazı yazılmıştır. Davacı bunun üzerine Ankara 10. İcra Tetkik Merciinde borca itiraz davası açmış ve anılan merci tarafından davacının 31/12/2002 - 26/01/2004 arası nafaka borcunu banka hesabına ödediği Şubat 2004 için 100 milyon TL nafaka borcu olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu haliyle davalının icra müdürlüğüne başvurduğu ve icra müdürlüğünce davacının çalıştığı işyerine yazının yazıldığı tarih itibariyle nafaka borcunun olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda, haksız hacizden söz edilemez. Kaldı ki icra dosyası ve banka kayıtlarında (09/02/2001 - 26/08/2002) arası nafaka ödemesi görülmemektedir. O halde dava reddedilmelidir.

Anılan yön gözetilmeden verilen karar doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Yerel mahkemece, bozma kararı sonrasında dosyaya sunulan bono ve eki yazı fotokopisi dikkate alınarak direnme kararı verildiği anlaşılmaktadır.

Bozma kararı sonrasında meydana gelen gelişmeler dikkate alınarak ya da bozma öncesinde mevcut olmayan bilgi ve belgelere dayalı olarak verilen karar direnme niteliğinde bulunmayıp, yeni hüküm oluşturduğundan, bu hükme ilişkin temyiz itirazlarının Özel Dairesince incelenmesi gerekir.

Belirtilen nedenlerle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 4. HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 05.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.