"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2007
NUMARASI : 2007/555-2007/714
Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması ve tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 8.İcra Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.3.2006 gün ve 2005/885-2006/250 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 17.4.2007 gün ve 2007/2788-4840 sayılı ilamı ile, (“...Davacı kiralayan vekili, davalı kiracının takip ve dava konusu edilen 12-16 No’lu dükkanlarda 1.5.2004 tarihli sözleşme ile aylık 7.000 Euro bedelle kiracı olup Mayıs-Haziran 2005 ayları kirasını süresinde ödememesi nedeniyle sözleşme gereği dönem sonuna kadar olan aylar kirasının tahsili için hakkında icra takibi yapıldığını, davalının bu takip üzerine borca, alacaklı ve borçlu sıfatlarına, yetkiye, faize ve takibin diğer fer’ilerine itiraz ettiğini, ancak kira sözleşmesine karşı çıkmadığını, taraflar arasındaki sözleşme yasaya uygun şekilde taraflarca feshedilmediğinden sözleşmenin 30.4.2006 tarihine kadar uzadığını, davalının itirazının haksız olduğunu belirterek, itirazın kaldırılmasını, davalı kiracının kiralanandan tahliyesini ve % 40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı kiracı vekili, müvekkilinin kiralanana ihtiyacı kalmaması üzerine sözleşmenin 4 maddesine dayanarak 31.3.2005 tarihinde keşide ettiği feshi ihbar ihtarnamesi gereğince kiralananı 23.4.2005 tarihinde tahliye ettiğini, bu tarihten sonraki yönetim giderlerinin davacı kiralayan tarafından ödendiğini, kiralananın ön kısmına davacı tarafından zincir çekilerek kapatıldığını ve davacı kiralayan tarafından korunduğunu, davalı kiracının tahliye ve teslim ettiği kiralananlar için kiracı olunmayan gelecek dönemin bir yıllık kira bedelinin haksız ve kötü niyetle talep edildiğini belirterek, davanın reddine ve davacı kiralayanın % 40 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İcra takibinde ve davada dayanılan ve karara esas alınan 1.5.2004 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar bölümü 1. maddesinde aylık kira bedellerinden birisinin ayin beşine kadar ödenmemesi halinde dönem sonuna kadar olan kira bedellerinin muacceliyet kazanacağı, 4. maddesinde de kiracının kiralananı sözleşme bitiminde tahliye etmek istediği takdirde sözleşme süresi bitiminden bir ay önce kiralayana yazılı bildirimde bulunmak zorunda olduğu kararlaştırılmıştır. Bu şartlar geçerli olup, tarafları bağlar. Davalı kiracı tarafından 31.3.2005 tarihinde keşide edilen ve 1.5.2005 tarihinde sona erecek sözleşmenin yenilenmeyeceğine ilişkin tel ihtarı aynı tarihte davacı kiralayana verilmek üzere T.K.ve .....Hotel güvenlik görevlisi C.Ç. imzalarına tebliğ edilmiş ise de telgraf ile yapılacak bildirimler Tebligat Yasası’na tabi olmadığından muhataba bizzat tebliğ edilmesi gerekir. Davacı da tel ihtarlarının kendisine ulaşmadığını beyan etmiştir. Bu itibarla davalı kiracı tarafından sözleşmeye uygun yapılmış bir feshi ihbardan söz edilemez. Öte yandan her ne kadar kiralananların boşaltıldığına dair noterlik ve mahkeme aracılığı ile tespitler yaptırılmışsa da saptanan bu durum kiralananların usulüne uygun şekilde davacı kiralayana teslim edildiği anlamına gelmez. Davalı kiracı kiralananların tahliye edilerek yöntemine uygun şekilde anahtarın kiralayana teslim edildiğini İcra İflas Yasası’nın 68. maddesinde sayılan belgelerle kanıtlayabilmiş değildir. Bu durumda davacı kiralayanın Mayıs-Haziran 2005 ayları kirasının ödenmemesi üzerine sözleşme gereği dönem sonuna kadar olan aylar kirasının tahsili için tahliye istemli icra takibi yapmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu gibi hallerde davalı kiracının yapacağı şey genel mahkemede olumsuz tespit davası açarak tahliyenin gerçekleştiği tarihi genel hükümler çerçevesinde kanıtlamak ve fazla ödenen kira parasının istirdadını sağlamaktır. Davalı kiracı tarafından takip konusu edilen aylar kirası da ödeme emri ile verilen yasal süre içinde ödenmemiş bulunduğundan mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği bu defaki incelemeden anlaşılmakla davacı kiralayanın karar düzeltme isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir...”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 7.11.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.