"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/07/2007
NUMARASI : 2007/531-2007/619
Taraflar arasındaki (şikayet) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.9.2006 gün ve 2006/355-624 sayılı kararın karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 22.5.2007 gün ve 2007/8360-10547 sayılı ilamı ile, (“...Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 33.maddesinde (Yabancı devlete, özel hukuk ilişkilerinden doğan hukuki uyuşmazlıklarda yargı muafiyeti tanınmaz. Bu gibi uyuşmazlıklarda yabancı devletin diplomatik temsilcilerine tebligat yapılabilir.) şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Bu maddede öngörülen tebligat usulü (yabancı devlete) yapılacak tebliğ işlemlerinde uygulanacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasında Hukuki Konularda 17.07.1997 tarihli ve 4287 sayılı Kanun'la onaylanan Adli Yardım Antlaşmasının 11. maddesi sözleşmenin taraflarının diğer Ülkede bulunan kendi vatandaşlarına yapılacak tebliğ işlemlerini düzenlemektedir.
Somut olayda borçlu adına gönderilen tebligatın geçerli olup olmadığının belirlenebilmesi için, borçlu Kazakistan Cumhuriyeti Milli Bankası'nın kurumsal statüsünün belirlenmesi ve Kazakistan Devleti'nden ayrı ve müstakil bir tüzel kişiliğinin bulunup bulunmadığının saptanması zorunludur. Zira borçlunun devletten ayrı bir tüzel kişiliği varsa tebliğ işlemi MÖHUK'nun 33.maddesine göre yapılamaz. Adli Yardım Antlaşması'nın 11.maddesinin de (kendi vatandaşımız olmadığından) tatbik yeri bulunamayacağından, bu takdirde tebliğ işlemi 7201 sayılı Kanun'un 25.maddesine göre yapılacaktır. Tetkik ¬edilen tebliğ işlemi yabancı devletin dışişleri temsilciliğinde kaldığı için tamamlanmamıştır. Ancak, bu sonuca ulaşılabilmesi borçlunun devletten ayrı bir hükmi şahsiyetinin bulunması koşuluna bağlıdır.
O halde, mahkemece borçlunun statüsü resmi kayıtlara ve tercümelere göre belirlenmeli ve ondan sonra yukarıdaki kurallara göre uygun sonuca ulaşılmalıdır. Eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir.
Mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından alacaklı vekilinin karar düzeltme talebi kabul edilmelidir...”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 31.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.