"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 8/12/2006
NUMARASI : 2006/711-843
Taraflar arasındaki “alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 8.10.2004 gün ve 2000/655 E.2004/812 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 7.12.2005 gün ve 2005/4025 E. 2005/12248 K. sayılı ilamı ile, (....Davacı vekili, müvekkili şirketin haddecilik işi ile uğraştığını, davalı şirket ile uzun süredir kütük demir alışverişi yaptığını, ödemelerin teamüle göre ödeme günündeki kur üzerinden yapıldığını, dolardaki dalgalanma üzerine 89.092.744 USD'lık kur farkı alacağının ödenmediğini belirterek, alacağın en yüksek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetkili mahkemenin Gebze Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu bildirerek yetki itirazında bulunmuş, taraflar arasındaki alışverişin dolar üzerinden değil, TL. üzerinden yapıldığını, alınan mal bedellerinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve hükme esas alman bilirkişi raporuna göre, mahkemenin davaya bakmaya yetkili olduğu, taraflar arasındaki satışın USD üzerinden yapıldığına ve ticari teamüle ilişkin yazılı belge sunulmadığı, faturalarda satışın TL. üzerinden yapıldığının anlaşıldığı, dört adet mal satış faturalarına ilişkin kur farkı faturasının davalı tarafça ödendiği, ikinci kez kur farkı faturası tanzim edilerek bedelinin talep edildiği, önceki ödemenin teamül bulunduğunu göstermeyeceği, fax metinlerinin davalı tarafça kabul edilmediği ve davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece alınan 02.05.2002 tarihli ilk bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki mal satış faturalarında bedelin TL. olarak gösterildiği, faturada satışın yabancı para üzerinden yapıldığına ilişkin bir kayıt bulunmadığı gibi taraflar arasında satışın yabancı para üzerinden yapıldığına dair bir sözleşme olmadığı ancak davacının düzenlediği kur farkı bedeline ilişkin faturanın ödendiği, davacının haksız olarak ikinci kez kur farkı hesabı yaparak ilk kez hesapladığını mahsup ederek tekrar kur farkı talebinde bulunduğu, takibin haksız olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece, bu rapora davacının itirazı üzerine alınan 27.6.2003 tarihli bilirkişi kurulu raporunda "Netice olarak davacı tarafın satmış olduğu ham demir kütüğü Dolar bazında sattığı, faturaları TL bazında tanzim ettiği, daha sonra fatura tarihi ile bu faturaya ödeme tarihindeki Merkez Bankası döviz kuru üzerinden değerlendirme yaparak fatura tanzim ederek tahsilat yapmış olduğu incelenen evraklardan anlaşılmış olup, yapılan hesaplamalarımızda davacının alacağı 76.727.220. Dolar tespit edildiği" belirtilmiştir.
Davalının itirazı üzerine aynı bilirkişilerden alınan 09.04.2003 tarihli ek raporda ise, dava konusu faturaların davalı tarafından kabul edilerek yasal defterlere kaydedildiği de belirtilmek suretiyle ilk raporlarındaki görüş tekrarlanarak davacının davalıdan Dolar kur farkı alacağı olduğu kanısına varıldığı açıklanmıştır.
Alınan ilk rapora karşı davacı itiraz etmiş olup, mahkemece alınan rapor hükme yeterli görülmeyerek ikinci kez bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
27.6.2003 tarihli ikinci bilirkişi raporunda ve davalının itirazı üzerine alınan ek bilirkişi kurulu raporunda satışın yabancı para üzerinden yapıldığı ve bu nedenle davacının fiili ödeme tarihine göre kur farkından 76.727.220 Dolar alacaklı olduğu belirtilmiştir. B.K. nun 83. maddesi gereğince yabancı para alacağının fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı talep edilebilir. Davalının aynı ilişkiden doğan bir kısım kur farkını ödediği ve dava konusu kur farkı faturalarını da kabul ederek ticari defterlerine kaydettiği çekişmesizdir.
Mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek davacının kur farkından oluşan alacağının tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddinde isabet görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 11.7.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.