"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki alacak (adli emanetteki paranın teslimi) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Fatih Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 30.12.2004 gün ve 2004/271-494 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 29.5.2006 gün ve 2005/7510-2006/6200 sayılı ilamı ile,
(...Davacı eşinin faili meçhul bir cinayete kurban gittiğini, ölmeden önce arkadaşına, ailesine verilmek üzere 212.000..Euro para emanet ettiğini, ancak soruşturma sırasında bu paraya el konularak adli emanete alındığını, iade talebinin ceza mahkemesince reddedildiğini belirterek adli emanetteki paranın iadesini talep etmiştir.
Mahkemece, paranın davacının miras bırakanına ait olduğunun tesbitine, ancak paranın iade istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.
Davacının miras bırakanı faili meçhul şekilde öldürülmüş olup failin ve nedeninin bulunması için soruşturma devam etmektedir. Bu öldürme olayından önce de miras bırakanın ortak olduğu döviz bürosu yine faili meçhul şekilde soyulmuştur. Ölmeden önce son görüştüğü şahsın sorgulanmasında kendisine döviz bıraktığını söylemesi üzerine bu kişinin evinde yapılan aramada bulunan 212.000. Euro'ya el konularak soruşturma ile ilgili olarak adli emanete alınmıştır.
Davacının iade talebi, yargılama ve tahkikatın henüz devam ettiği belirtilerek ceza mahkemesince reddedilmiştir. Paranın kime ait olduğu ve nasıl elde edildiği ceza yargılaması sonunda anlaşılacaktır.
O nedenle ceza soruşturması sonucu beklenmelidir. Davacının tesbitte hukuki yararı yoktur.
Çünkü ceza davası sonucuna göre ancak parayı alabilecektir. Mahkemece, davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde tesbite karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 9.5.2007 gününde oyçokluğu ile karar verildi.