"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki alacak ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.11.2003 gün ve 2003/514-769 sayılı kararın incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 7.10.2004 gün ve 2004/5746-13960 sayılı ilamı ile, (...Davacı, 5.11.1998 tarihli harici anlaşma ile davalıdan satın aldığı taşınmazın 25.5.1999 tarihinde başkasına devredildiğini, satış bedeli olarak verilen bonoların karşılıksız kalmasına rağmen takibe konduğunu ve haksız hacizler nedeniyle zarar gördüğünü, itibarının sarsıldığını açtığı menfi tespit davasında sadece ödediği bedeli geri alabildiğini ileri sürerek faiz ve manevi tazminat toplamı 30.630.438.000 TL. nın tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının menfi tespit davasından faiz istemediğini, ödediği parayı ihtirazı kayıtsız geri aldığını ve yeniden faiz talebinde bulunamayacağını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, faize ilişkin talebin BK.nun 113. maddesi uyarınca reddine, manevi tazminat yönünden kabulüne, 10.000.000.000 TL.nın tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı davalı tarafından haksız yere yapılan icra takibi nedeni ile 13.077.438.000 TL. ödemek durumunda kaldığını, açtığı menfi tespit davası ile bunun iadesine karar verildiğini ileri sürerek faiz ve manevi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece 10.000.000.000 TL. manevi tazminata hükmedilmiştir. Dosya içeriğinden davacının manevi tazminat isteminde mahkemece de kabul edildiği gibi haklı olduğu anlaşılmaktadır.
Ancak,manevi tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmak olup, miktarın belirlenmesinde takdir hakkı kullanılırken objektif ölçülere dikkat edilmesi gerekmektedir. Manevi tazminatın miktarı bir tarafın zararına diğer tarafın zenginleşmesine neden olmamalıdır. Somut olayda uyuşmazlığa konu asıl alacak miktarı 13.077.438.000 TL. olup davacı bunu tahsil etmiştir.
Mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları, zararın miktarı, davacının maruz kaldığı haksız durum sıkıntı gözetildiğinde takdir edilen tazminat miktarının yüksek olduğu görülmektedir. Mahkemece olayın oluşuna uygun olarak makul bir miktarda tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Taraflar vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
1-Davacı vekilinin bozulan önceki karara yönelik temyiz itirazları Özel Dairece reddedilmiş olduğundan, direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle; davacının, davalı tarafından kendisi hakkında Kuşadası İcra Müdürlüğü'nün 2000/2217 esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibinde süresi içerisinde icra mahkemesinde ödeme emrine itiraz etmemiş ve mal beyanında da bulunmamış olmasının, görülmekte olan davadaki manevi tazminat isteminin dayandırıldığı olguların gerçekleşmesinde kısmen kendisinin de kusurlu bulunduğunun kabulünü gerektirmesine; hüküm altına alınacak manevi tazminat miktarı belirlenirken, bu durumun da gözönünde bulundurulmasının zorunlu olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:
1-Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine;
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harçlarının geri verilmesine, 14.3.2007 gününde oyçokluğu ile karar verildi.