Logo

Hukuk Genel Kurulu2007/12-95 E. 2007/94 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hükmi şahıs şirkete, icra takibinde gönderilen ödeme emrinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na uygun tebliğ edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Hükmi şahıslar için Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılan tebligatta, tebliğ memurunun Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesindeki koşulları araştırma zorunluluğu bulunmadığı ve muhatabın adreste bulunmamasının tebliğin usulsüzlüğünü doğurmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "ödeme emrinin usulsüz tepliğ edildiği iddiasına dayalı şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9.İcra Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 10.11.2005 gün ve 2005/580 E, 1694 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 11.04.2006 gün ve 2006/4569 E, 7591 K. sayılı ilamı ile,

(...Alacaklı H…

…. Bankası AŞ. vekili tarafından borçlu F…

….. Fab. Tük. Mal. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibinde adı geçene gönderilen örnek 50 nolu ödeme emrinin (adresin kapalı olduğundan) bahisle 7201 Sayılı Kanunun 21.maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Borçlu vekili tarafından yapılan tebligatın 7201 Sayılı Kanunun 12, 13 ve Tebligat Tüzüğünün 17-18. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüş ve takipten 15.04.2005 tarihinde haberdar olunduğu belirtilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi isteminde bulunulduğu tesbit edilmiştir. İcra Mahkemesince tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanunun 21. ve Tebligat Tüzüğünün 28. maddelerine aykırı olduğu gerekçesi ile istemin kabul edildiği görülmektedir.

Hükmi şahıslar adına ve bunların ticaret sicilinde yazılı adreslerine gönderilen tebligatların 7201 Sayılı Kanunun 21. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Tüzüğün 28. maddesindeki koşulları araştırması gerekli değildir. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin belirlenmesi ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibariyle böyle bir araştırmanın yapılmamış olması, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz.

O halde, Mahkemece tebliğ adresinin borçlu şirketin ticaret sicilinde yazılı adresi olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.