"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Pendik Asliye 3.Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 17.11.1998 gün ve 1996/132 E- 1998/712 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesi'nin 23.11.1999 gün ve 1999/8623-9576 sayılı ilamiyle;
(...Davacı, niza konusu 398 sayılı parselin maliki olan Ali'nin bu taşınmazı parselleyerek özel kişilere sattığını, bu arada iki parça yerin kocasının kardeşi Mürsel tarafından satın alındığını, daha sonra bu iki parçayı kendi kocası Nazım'ın Mürsel'den devralarak birisine ev yaptığını ve birisini de arsa olarak bıraktığını, Ali'den resmen tapuyu devralamadan kocasının öldüğünü ve bu arada davalıların kendisini miras payından mahrum bırakmak amacı ile hareketleri sonucu, kaynı İsmail'in tapudan taşınmazı devraldığını ve diğer mirasçıların İsmail'e karşı harici alım nedeni ile dava açtıklarını ve İsmail'in kabulü ile taşınmazın davalılar ile diğer dava dışı kişiler adına tescil edildiğini, davalı E ve E adına oluşan payların iptali ile adına tescilini istediğini beyan etmiş, davalılar, davacı ile murisinin hakkının bulunmadığını ve kendi mülkiyetlerinin mahkeme kararı ile oluştuğunu belirterek davanın reddini savunmuş, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Niza konusu 398 sayılı parsel 1956 tarihinde yapılan tapulama sonunda AÖ adına tesbit edilerek, bu tesbit 12/5/1957 tarihinde kesinleşmiştir. Tapulu bir yerin haricen satımı kural olarak geçerli değildir. Ancak noterde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ya da mirasçılar arasında M.K.nun 612.maddesi uyarınca düzenlenecek yazılı bir belge bulunması halinde mümkün olur. Davacı, bu yolda bir iddiada bulunmadığı gibi bir delil de sunmamıştır. Murisi olan kocasının kardeşi Mürsel'in tapu malikinden harici satın alması ve muris kocasına devretmesi yolu ile tapulu bir yerin kazanılması mümkün değildir. Bundan ayrı, taşınmaz 20/9/1995 tarihinde tapuda satım yolu ile İsmail Polat'a geçmiş ve açılan dava sonunda da hükmen davalı ve müşterekleri adına tescil edilmiştir. Davacı veya murisi bu davada da yer almamışlardır.
O halde açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davacının miras hakkının ketmedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle mirasçıların ketmedilmesi ve böylece muvazaa olgusunun dosyada toplanan kanıtlarla belirlenmiş olmasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı (91.750.800) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 28.3.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.