Logo

Hukuk Genel Kurulu2000/11-1708 E. 2000/1714 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Zorunlu trafik sigortasında, sigortacının temerrüt faizinin hangi tarihten itibaren işlemeye başlayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Karayolları Trafik Kanunu'nun 99/1. maddesi ve zorunlu trafik sigortası poliçesi genel şartlarının 12. maddesi gereğince, sigortacının rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin iletilmesinden itibaren 8 iş günü içinde sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiği, dolayısıyla dava tarihinden önce sigortacıya başvuru yapılmadan temerrüdün söz konusu olamayacağı ve temerrüt faizinin dava tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "hasar bedelinin tahsili" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya Asliye 4.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 30.9.1999 gün ve 1998/440 E- 1999/662 K.sayılı kararın incelenmesi davalı sigorta şirketi vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 24.2.2000 gün ve 2000/770-1446 sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, müvekkili şirkete ait olan ve park halinde duran araca; davalıların sürücüsü, sigortacısı ve maliki olduğu aracın çarpması sonucu meydana gelen 212.987.500 TL.hasar bedelinin, kaza tarihi olan 22.5.1998 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsilini davalılardan talep ve dava etmiştir.

Davalı sigorta vekili cevabında; dava delillerinin taraflarına tebliğine müteakip; varsa sorumlulukları, poliçe, limitleri dahilinde tediye edileceğini ve H.U.M.K.nun 94.maddesi gereğince masraf, faiz ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalarına karar verilmesini beyan etmiştir.

Diğer davalılar, davaya cevap vermedikleri gibi, yargılamaya da gelmemişlerdir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından davanın kabulüne, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile 212.987.5000 TL.tazminatın kaza tarihi olan 22.5.1998 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı sigorta vekili temyiz etmiştir.

1-Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı sigorta vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Mahkemece 212.987.500 TL.tazminat alacağı bakımından kaza tarihinden itibaren davalılar aleyhine temerrüt faizine hükmedilmiş ise de, dosya kapsamından davacının davalı sigorta şirketine hiçbir ihbar ve bildirimde bulunmadığı anlaşıldığından, davalılardan sigorta şirketinin temerrüde düştüğünden söz edilemez. Bu durum karşısında, davalı sigortacının dava tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek, temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın sigortacı yönünden bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı sigorta şirketi vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Davalı sigortacının sorumluluğunu Kamu düzeni amacı ile zorunlu hale getiren Karayolları Trafik Kanunu'nun 99/1 nci maddesinde, sigortacının zarar giderim yükümlülüğü, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya ilettiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde yerine getirmek şeklinde belirlenmiş bulunmaktadır. Aynı hükme, sigortacının akdi sorumluluğunu belirleyen zorunlu trafik sigortası poliçesi genel şartlarının 12 nci maddesinde de yer verilmiştir. Esasen bu hükümler TTK.nun 1299 ve 1292 nci maddesi hükümlerinin özel düzenlemesi olmaktadır.

O halde, yukarıda değinilen yasal ve akdi düzenlemeler karşısında, bu düzenlemeler çerçevesinde sigortacıya bir başvuru yapılıp yine o düzenlemelerde belirlenen süre dolmadan sigortacı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısı ile temerrüdünden bahsedilemez. Bu durum karşısında, davacı tarafından sigortacıya dava tarihinden önce yukarıda değinilen biçimde bir başvuru yapıldığı belgelendirilemediğine göre, sigortacı aleyhine temerrüt faizine dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken, bu hususlar dikkate alınmadan ve mahkemece emsal olarak kabul edilen Özel Dairenin kararında temyiz eden tarafın davacı yan olduğu gözden kaçırılarak Yargıtay kararına yanlış anlam verilmek suretiyle temerrüt faizine haksız fiil tarihinden başlamak üzere karar verilmesi isabetsiz görülmüştür.

Özetlenen bu durum karşısında Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 22.11.2000 gününde, oybirliği ile karar verildi.