Logo

1. Ceza Dairesi2023/8733 E. 2024/4164 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin kasten öldürmeye teşebbüs mü yoksa silahla tehdit suçu mu oluşturduğu ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...’un eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu, diğer sanıkların eylemlerinin ise silahla tehdit suçunu oluşturduğu, ayrıca sanık ... hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilerek, direnme kararının kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2023/642 E., 2023/1078 K.

SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs

HÜKÜMLER : İstinaf başvurularının esastan reddi

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanması, bozma

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1.maddesi uyarınca temyiz edilebilir oldukları, 260/1.maddesi gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

Sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin, 7079 sayılı Kanun’un 94. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299/1. maddesi gereği takdîren reddine karar verilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.12.2022 tarihli ve 2021/360 Esas, 2022/349 Karar sayılı kararı ile;

a. Sanıklar ..., ..., ... hakkında ..., ..., ... ve ...'e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 81/1, 35/2, 53/1. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 4 kez 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, sanıklar ... ve ... hakkında 5237 sayılı Kanun'un 58/1. maddesi uyarınca cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,

b. Sanıklar ..., ..., ... hakkında ...'e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı Kanun'un 81/1, 35/2, 53/1. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, sanıklar ... ve ... hakkında 5237 sayılı Kanun'un 58/1. maddesi uyarınca cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,

2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 29.05.2023 tarihli ve 2023/642 Esas, 2023/1078 Karar sayılı kararı ile;

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine,

Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanıklar müdafiilerinin temyiz sebepleri özetle; eksik incelemeye, haksız tahrike, meşru savunmaya, adil yargılanma hakkı ile savunma hakkının ihlal edildiğine, suç vasfına, sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. GEREKÇE

1. Dosya içeriğine göre; tarafların aynı köyde ikamet edip, ... ve ... aileleri arasında kız kaçırma olayı ile ilgili husumet bulunduğu, olay günü Kunt ailesi mensupları olan sanıklar ... ve oğlu ...'un tapusuz arazide evlerine yakın yerde su kuyusu açmak için sondaj makinası çalıştırdıkları, kendi su kuyularına yakın olması nedeniyle ... ailesinin bu duruma karşı çıktığı, ... ve ... ile bu nedenle tartıştıkları, karşılıklı küfürleşme yaşandığı, tarafların ayrıldığı, tartışma sonrası katılanlar Mehmet, ... ve komşuları Nimetullah, Hasan, Bünyamin'in ağaç altında oturmakta oldukları, sanıkların evlerinin bulunduğu alandan katılanların bulunduğu bölgeye doğru av tüfekleri ile birden fazla el ateş ettikleri, saçma isabeti sonucu Bünyamin'in baş bölgesinden orta (2.) derece kemik kırığı meydana gelecek şekilde, katılanlar Nimetullah, ..., Hasan, Mehmet'in basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandıkları anlaşılmıştır.

2.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, adil yargılanma hakkı ile savunma hakkını kısıtlayan iş ve işleme rastlanmadığı, hükümlere esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sanık ... tarafından işlendiği, hükme esas alınan adli raporların yeterli olduğu, sanık ...'un eylemine uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmadığı anlaşıldığından ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde sanık ... hakkında katılanlar ... ve ...'e yönelik eylemleri nedeniyle kurulan hükümlerdeki, sanıklar ... ve ... hakkında katılanlar ... , ..., ..., ..., ...'ye yönelik eylemleri nedeniyle kurulan hükümlerdeki bozma nedenleri dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Sanık ... hakkında katılanlar Mehmet ve ...'e yönelik eylemleri nedeniyle kurulan hükümlerin incelenmesinde;

Tapusuz araziye su kuyusu açmak isteyen sanıklar ile kendi kuyularına yakın olduğu için engel olmak isteyen katılanlar Mehmet ve ... arasında çıkan tartışmada; tarafların olayın başlangıcı ve gelişimine dair anlatımları da göz önüne alınarak, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği belli olmadığından; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarihli ve 2002/4-238-367 sayılı kararı da dikkate alınarak, katılanlar Mehmet ve ...'e yönelik eylemleri nedeniyle kurulan hükümlerde 5237 sayılı Kanun'un 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanması ve verilen cezalarda asgari oranda (1/4) indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.

4.Sanıklar ... ve ... hakkında katılanlar Nimetullah, Hasan, Bünyamin, Mehmet ve ...'e yönelik eylemleri nedeniyle kurulan hükümlerin incelenmesinde;

Aksi kanıtlanamayan sanık savunmaları ve dosyadaki diğer maddi delillere göre sanıklar ... ve ...'nin üzerlerine atılı kasten öldürmeye teşebbüs suçlarının sabit olmadığı, sanıkların olayın başlangıcındaki havaya ateş açma şeklindeki eylemlerinin silahta tehdit suçunu oluşturduğu, 5237 sayılı Kanun'un 106/2-a, 43, 29. maddeleri gereği cezalandırılmaları gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR

1. Sanık ... hakkında katılanlar Nimetullah, Hasan, Bünyamin'e yönelik eylemleri nedeniyle kurulan hükümlerin incelenmesinde;

Gerekçe bölümünde (2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 29.05.2023 tarihli ve 2023/642 Esas, 2023/1078 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

2. Sanık ... hakkında katılanlar Mehmet ve ...'e yönelik eylemleri nedeniyle kurulan hükümlerin incelenmesinde;

Gerekçe bölümünde (3) numaralı bentte açıklanan "haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi" nedeniyle sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 29.05.2023 tarihli ve 2023/642 Esas, 2023/1078 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

3. Sanıklar ... ve ... hakkında katılanlar Nimetullah, Hasan, Bünyamin, Mehmet ve ...'e yönelik eylemleri nedeniyle kurulan hükümlerin incelenmesinde:

Gerekçe bölümünde (4) numaralı bentte açıklanan "sanıkların eylemlerinin silahla tehdit suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi" nedeniyle sanıklar müdafileriinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 29.05.2023 tarihli ve 2023/642 Esas, 2023/1078 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, Başkan vekili ... ve üye ...'in karşı oyu ve oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alınarak sanıklar ... ve ... müdafilerinin tahliye taleplerinin REDDİNE,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-a. maddesi uyarınca Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.06.2024 tarihinde karar verildi.

K A R Ş I O Y

Yargıtay Birinci Ceza Dairesinin 2023/8733 Esas, 2024/4164 Karar sayılı kararının çoğunluk görüşüne, sanıklar ... ve ...’un mağdurlara karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçuna iştirak ettiklerinden bahisle cezalandırılmaları gerektiğinden bahisle katılmamaktayız.

Dosya kapsamına, sanık savunmalarına, mağdur beyanlarına ve tarafsız tanık anlatımlarına göre; olay tarihinden önce taraflar arasında husumet bulunduğu, olay günü öğlen vaktinde su kuyusu açma meselesinden kaynaklanan tartışmada ... ve ... ailesi mensuplarının birbirlerine karşılıklı olarak hakaret ettikleri, bu nedenle ... ailesinden sanıklar ..., ... ve ...’ın temin ettikleri av tüfekleri

ile aynı gün öğleden sonra ... ailesinden olan Mehmet ve ... ile onlarla birlikte oturmakta olan komşuları Nimetullah, Hasan ve Bünyamin’e doğru birden çok kez ateş ettikleri, atışlar sonucunda Bünyamin’in baş bölgesinden basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve kırık oluşacak şekilde, diğer mağdurların ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde isabet alarak yaralandıkları, dosya arasında bulunan fotoğraflar ve olay yeri tutanakları incelendiğinde mağdurların olay sırasında oturdukları yerde bulunan duvarda, sandalyede ve ağaçlarda da saçma isabetleri bulunduğu anlaşılmıştır.

Dairemizin çoğunluk görüşü ile uyuşamadığımız husus sanıklar ... ve ...’nin eyleminin vasıflandırılmasına yöneliktir. Olay günü sanıkların av tüfekleri ile aynı suç işleme kararı çerçevesinde olay yerinde birlikte hareket edip birden çok kez ateş ettikleri ve birlikte olay yerinden kaçtıkları kabul edilmektedir. Soruşturma sonucunda sanık ...’un olay sırasında kullandığı tüfek ele geçirilmiş, olay yerindeki boş kartuşlar ile tüfek eşleşmiş, aldırılan kriminal rapor ile sanığın ateş ettiği yer ile mağdurların bulunduğu yer arasındaki mesafe de dikkate alındığında, ele geçen tüfek yönünden mesafenin etkili mesafe olduğu, başka bir ifade ile belirlenen mesafeden ele geçen tüfek ile ateş edildiğinde mağdurların ölüm sonucu oluşacak derecede yaralanmalarının mümkün olduğu belirlenmiştir. Diğer sanıklar ... ve ...’ın olay sırasında kullandıkları av tüfekleri ise ele geçirilememiş, bu nedenle tüfeklerin etkili mesafede kullanılıp kullanılmadıkları ve tüfeklerin nitelikleri belirlenememiştir.

Yukarıdaki açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, sanık ...’un olay sırasında mağdurları hedef alarak öldürmeye elverişli olan ateşli silah ile etkili mesafeden ateş ettiği sabittir. Diğer sanıklar ... ve ...’ın olay sırasında kullandıkları tüfekler ele geçirilemediğinden nitelikleri ve etki mesafeleri belirlenememiştir. Oluşan şüphe sanıklar ... ve ... yönünden lehlerine değerlendirildiğinde sanıkların kullandığı tüfekler ile ateş edildiğinde saçma tanelerinin mağdurların bulunduğu yere ulaşmaması ihtimali bulunmaktadır. Bu nedenle fikir ve irade birliği içinde hareket eden sanıkların fiil üzerinde ortak bir hâkimiyet kurup kurmadıkları da kesin olarak belirlenememektedir. Ancak bu durum kanaatimizce birlikte suç işleyen sanıkların eylemlerinin farklı nitelendirilmesini gerektirmez, sanıklar ... ve ... olay sırasında diğer sanık ... ile birlikte kasten öldürmeye teşebbüs suçunu işlemişlerdir. Suç işleme kararını birlikte alan, birlikte icra eden ancak fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurdukları tam olarak belirlenemeyen sanıklar ... ve ...’ın mağdurlara karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçuna yardımdan cezalandırılmaları gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan, sanıklar ... ve ... hakkında silahla tehdit suçundan hüküm kurulması gerektiğinden bahisle hükümlerin bozulmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmamaktayız.