Logo

1. Ceza Dairesi2024/6831 E. 2025/2185 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs mü yoksa kasten yaralama mı olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına usulüne uygun direnme kararı vermemesi ve sanığın eyleminin kastının yaralamaya yönelik olduğu, kullanılan bıçağın ele geçmediği, yaralanmaların çoğunun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek mahiyette olduğu ve sanığın eylemini ciddi bir engel olmaksızın sonlandırmış olması gibi hususlar gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2024/82 E., 2024/332 K.

SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs

KARAR : Direnme

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sakarya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.07.2024 tarihli ve 2024/82 Esas, 2024/332 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 07.11.2023 tarihli ve 2022/10258 Esas, 2023/6851 Karar sayılı bozma kararına karşı verilen direnme kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 307/4. maddesi uyarınca Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen direnme kararının; 5271 sayılı Kanun’un 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenin direnme kararını temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 5271 sayılı Kanun’un 295/1. maddesi uyarınca takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Sakarya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.01.2022 tarihli ve 2019/490 Esas, 2022/26 Karar sayılı kararı ile;

a) Sanık ... hakkında katılan ...'a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81/1, 35/2, 62/1 ve 53/1-2-3. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

b) Sanık ... hakkında katılan ...'a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81/1, 35/2, 62/1 ve 53/1-2-3. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.

2. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 07.06.2022 tarihli ve 2022/875 Esas, 2022/1159 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik yönelik katılan ..., katılan ... ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir.

3. Sakarya Bölge Adliyesi Mahkemesi 1. Ceza Dairesi kararının katılan ..., katılan ... ve sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 07.11.2023 tarihli ve 2022/10258 Esas, 2023/6851 Karar sayılı kararı ile suç vasfı nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304/2-a maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Sakarya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.07.2024 tarihli ve 2024/82 Esas, 2024/332 Karar sayılı kararı ile;

a) Sanık ... hakkında katılan ...'a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81/1, 35/2, 62/1 ve 53/1-2-3. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

b) Sanık ... hakkında katılan ...'a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81/1, 35/2, 62/1 ve 53/1-2-3. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, karar verilerek dava dosyası 5271 sayılı Kanun’un 307/3. maddesi uyarınca doğrudan temyiz merciine gönderilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz istemi; suç vasfı’na ilişkindir.

III. GEREKÇE

1. Dosya kapsamına göre; katılanlar ile sanık ve ailesi arasında suça konu olayın meydana geldiği arazi nedeniyle anlaşmazlık bulunduğu, olay günü kepçe operatörü olan tanık ...'ın arazide düzeltme yapmaya başladığı, bu sırada katılanlar ... ve ... ile tanık ...’in bahse konu yere gelerek tanık ...'e arazi nedeniyle mahkemelik olduklarını söyleyerek kepçenin çalışmasının durdurulmasını istedikleri, tanık ...'in bu durumla ilgili şefini aradığı esnada sanık ...’ın olay yerine koşarak gelip bıçak ile önce katılan ...'a vurarak hayati tehlikeye neden olmayacak, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, ardından katılan ...'ye vurarak hayati tehlikeye neden olmayacak ancak yüzde sabit ize neden olacak şekilde ayrı ayrı yaraladığı olayda;

2. Yargıtay bozma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince bozma ilamı okunmasına ve taraflardan diyeceklerinin sorulmasına rağmen bozmaya uyulup uyulmamasına karar verilmediği, buna karşılık gerekçe kısmında suç vasfına yönelik direnme kararı verildiği ancak; ceza miktarları yönünden de bozma ilamına uyulduğu belirtilerek hüküm kurulduğu anlaşılmakla öncelikle usulüne uygun şekilde Yargıtay bozma ilamına uyulup uyulmamasına karar verdikten sonra bir hüküm verilmesi gerekirken bu yönde bir ara karar verilmeden hükümler kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.

3. Kabule göre de;

Katılanlar ile sanık arasında öldürmeyi gerektirir bir husumetin mevcut olmadığı, anlaşmazlığa konu arazide çalışmakta olan kepçe operatörü tanık ...'e katılanların tepki göstermesi üzerine tartışmanın başladığı, suçta kullanılan bıçağın ele geçmediği, bıçağın nitelikleri hususunda tarafların çelişkili beyanlarının olduğu, katılanların birden fazla bıçak darbesi ile yaralandıkları anlaşılmış ise de, yaşamsal tehlikeye maruz kalmadıkları gibi yaralanmaların çoğunun basit tıbbi müdahale ile giderilecek mahiyette olduğunun Adli Tıp raporları ile tespit edildiği, tanık beyanları ve kamera görüntüleri karşısında sanığın ciddi bir engel olmaksızın eylemini sonlandırmış olması birlikte nazara alındığında, sanığın katılanlar ... ve ...'ye yönelik eylemlerine bağlı ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğunun kabulü yerine, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hükümler kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünün (2) ve (3) numaralı paragraflarında açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi usule uygun direnme kararı verilmemesi ve suç vasfının hatalı belirlenmesi nedenleriyle yerinde görüldüğünden Sakarya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.07.2024 tarihli ve 2024/82 Esas, 2024/332 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, suç vasfı yönünden oy çokluğuyla, usul yönünden oy birliğiyle BOZULMASINA,

Hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçen süre göz önüne alınarak, sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-a maddesi uyarınca Sakarya 6. Ağır Ceza Mahkemesine,

Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.03.2025 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere,

İki aile arasında arazi anlaşmazlığı bulunduğu, birbirlerini şikayet ettikleri olay günü sanık tarafının talebi üzerine büyükşehir Belediyesine ait bir iş makinasının ihtilaflı yerde çalışmaya başladığı bunu gören katılan tarafının olay yerine giderek çalışmaları durdurduğu, sanığın yakınlarının da olay yerine giderek katılanlarla tartıştığını gören sanığın kurban kesmekte kullanılan büyük bir bıçakla olay yerine giderek doğrudan katılanlara saldırdığı, önce ...’u bıçakladığı, ...’un babasına “baba ölüyorum” diye yardım istemesi üzerine babası ...’nin sanığa müdahale ettiği, sanığın bu kez ...’yi bıçaklamaya başladığı, hangisine denk gelirse her iki katılanı bıçaklamaya devam ettiği, bu sırada katılanların bir yandan bıçak darbelerinden korunmaya çalışırken bir yandan da sanığın elinden bıçağı almaya çalıştıkları ancak ...’nin 5 yerinden ...’un ise 4 yerinden bıçaklandığı, tanıklar tarafından sanığın engellenmesi üzerine olayın sonlandığı sübut bulmuştur.

Her ne kadar sayın çoğunluk sanığın eyleminin kasten yaralama suçlarını oluşturduğu ve kararın bu yönüyle bozulmasına hükmetmiş ise de bu karara katılmıyoruz şöyle ki; taraflar arasındaki husumetin karşılıklı şikayetler ile giderek derinleştiği, olay günü ailesinin katılanlarla tartıştığını gören sanığın bu husumetin etkisiyle büyükçe bir bıçak alarak doğrudan katılanlara saldırdığı, mağdur ...’un tümüyle hayati bölgelerini hedef aldığı, mağdurun kolunu siper yaptığı ancak kolunun da derin bir şekilde kesildiği, mağdurun şahsi çevikliği sayesinde sanığın amacına ulaşamadığı, mağdurun hayati tehlike geçirmemiş olmasının sanığın eylemi ile ilgili olmadığı, yine sanığın kendisine engel olmak isteyen ...’ye de aynı kasıtla hareket ederek bıçakladığı, sanığın kullandığı aletin elverişliliği, hedef aldığı bölgeler, darbe sayısı ve husumetin derinliği nedeniyle öldürme kastıyla hareket ettiğinin anlaşıldığı, sanığın eylemine kendiliğinden son vermeyip, tanıkların engellemesi ile son verdiği, böylece sanığın hedeflediği neticenin kendi elinde olmayan sebepler nedeniyle gerçekleşmediği ve öldürmenin teşübbüs aşamasında kaldığı, bu itibarla mahkemenin suç vasfına dair değerlendirmesinin isabetli olduğunu düşündüğümden Sayın çoğunluğun kararına muhalefet ediyorum.