Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10121 E. 2022/8353 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davacının bu süre içerisinde dava açmamış olması gözetilerek, davanın reddine dair yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : OF ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen 30/09/2021 tarihli, 2021/457 Esas ve 2021/957 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ...'ın çocuğu, ... ...'ın ise torunu olduğunu, davalıların ise babasının kız kardeşi olan ...'un mirasçısı olduğunu, kök muris olan ...’in; ..., ... ve ... adında üç çocuğunun bulunduğunu, davacının davalıların da mirasbırakanı olan ...'tan 05/08/1968 tarihinde Samsun Üçüncü Noterliği'nden yapılan satış vaadi sözleşmesi ile hak sahibi olduğu ve ilerde olacağı taşınmazlardaki haklarını satın aldığını, dava konusu yerlerin satın alınmış olduğu tarihte henüz kadastro geçmediği için tapusu olmayan yerlerden olup zilyetliğin de devri ile taşınmazların davacıya devredildiğini, satın alma tarihi olan 1968 yılından itibaren ...'a ait olan tüm taşınmazları kullandığını, satın alma işlemi karşılığında da 5.000,00 TL bedel ödediğini, 1980 yılında ... Köyü'nde kadastro tespit çalışmaları yapıldığını, bu çalışmalar kapsamında satın almış olduğu hisselerin adına yazılması gerekirken davalıların murisinin de hak sahibi yapılarak 420, 421, 423, 468, 469, 472, 1110 ve 259 parsel sayılı taşınmazlarda ... adına 1/2 oranında hisse yazıldığını, 2016 yılına kadar taşınmazları nizasız ve fasılasız olarak kullandığını, 2016 yılında bir kısım davalılar tarafından ecrimisil davası açıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazlarda davalılar murisi/davalılar adına yapılan tespitin iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar...,...,ve ..., dava konusu taşınmazlar için kadastro tespitlerinin 1980 yılında yapıldığını, 1990 yılı itibariyle kadastro öncesi hukuki sebeplere dayanılarak dava açma süresinin sona erdiğini, davacının yapıldığı iddia ettiği 05/08/1968 tarihli satış vaadi sözleşmesinin ifa edildiğine dair bir satış senedi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.02.2019 tarihli ve 2017/663 E., 2019/62 Karar sayılı kararıyla; dava konusu tapu kayıtlarının kadastro tutanakları incelendiğinde, 08/05/1980 tarihinde kadastro tutanaklarının kesinleştiği, davanın ise hak düşürücü süreden sonra 28/12/2017 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının kadastro çalışmaları sırasında ceza infaz kurumunda olması sebebi ile mevcut durumu infazının bittiği tarihte 2002 yılından sonra öğrendiğini, ancak itiraz süresinin geçmiş olması nedeniyle kadastro tespitine itiraz edemediğini, kadastro çalışmalarından sonra davalıların murisi/davalılar dava konusu taşınmazlarda hak iddiasında bulunmadığını, bu taşınmazları 1968 yılında satın alan, uzun yıllar zilyetliğini sürdüren ve imar ile ihya edip kullananın davacı olduğunu, mevcut davada kadastro tespit çalışmalarından sonra geçen itiraz süresi içerisinde davacının hükümlü olması sebebi ile ceza infaz kurumunda olması ve yapılan işlemlerden haberdar olmamasının dikkate alınmadığını, davacının dava konusu taşınmazları satın aldığı tarihten beri nizasız fasılasız kullandığının da dikkate alınmadığını, davanın hak düşürücü süre yönünden esasına girmeden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 30.09.2021 tarihli, 2021/457 Esas ve 2021/957 Karar sayılı ilamı ile; dava konusu 8 adet taşınmazın kadastro tutanakları incelendiğinde tesis kadastrosunun 08/05/1980 tarihinde kesinleştiği, dava açma tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra 28/12/2017 tarihinde kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açıldığı, mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. ” hükmünü içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V.3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (IV.3.) no.lu paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yapılan 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.