Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10153 E. 2022/8395 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında çay yatağı olarak tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescil edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin mülkiyete yol açacak nitelikte olmadığı ve taşınmazın tescile tabi olmayan dere yatağı niteliğinde olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin, bir kısmı için harç yatırılmayan davanın açılmamış sayılması yönündeki kararının da isabetli olduğu gerekçesiyle, davacı yararına tescil talebinin reddine ilişkin karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : BATMAN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğiyle açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilinin istinaf talebi üzerine, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırılması suretiyle yazılı şekilde fen bilirkişisi tarafından tanzim olunan 09/10/2019 havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz hakkında açılan davanın reddine, taşınmazın tescile tabi olmaması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) md.713/6 uyarınca tescil hükmü kurulmasına yer olmadığına, (B) harfi ile gösterilen taşınmaz hakkında açılan davanın ise HMK'nın 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İstinaf Mahkemesi kararına karşı yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz isteğinde bulunulduğu anlaşıldığından, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilerek dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü;

I. DAVA

Davacı ..., Beşiri ilçesi, İkiyaka köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında çay yatağı vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla, adına tescil isteğiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalı ... çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu davacı yararına iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, ayrıca TMK’nın 713/6. maddesi uyarınca taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Yerel Mahkemece; temyiz isteğine konu olup fen bilirkişisi tarafından tanzim olunan raporda (A) harfi ile gösterilen 9.115,10 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine, taşınmazın TMK md.713/6 uyarınca dere yatağı vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu taşınmaz dere yatağında kaldığından terkinine, (B) harfi ile gösterilen 10.525,65 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz zaten tapuya tescil edilmiş parsele dahil olduğundan hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyadaki rapor ve bilgilerin yanlış yorumlandığını, Mahkemece gerekçesinde jeoloji bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen alanın dere yatağında kaldığını, garzan çayı ile aralarında kot farkı olmadığından taşkın riski altında kalabileceği, 1984 yılındaki hava fotoğraflarından (A) harfiyle gösterilen alanın kumluk olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğinin belirtildiği, ne var ki taşınmaz üzerinde imar ihya işlemine zaten 1984 yılından sonra başlandığı, bu tarihten sonra başlayan imar ve ihya faaliyetinin dava tarihi göz önüne alındığında iktisap için yeterli süreye ulaştığı dosya kapsamında belli iken mahkemece 1984 yılı esas alınarak karar verilmesinin eksik ve yanlış olduğunu, 2002 yılı hava fotoğrafları incelendiğinde taşınmazın ihyası tamamlanarak zilyetlik sürdürülen yerlerden olduğunun tereddütsüz anlaşılacağı, jeoloji raporuna göre 25 yıldan uzun bir süredir dava konusu taşınmazın hiçbir dönem su altında kalmadığı ve çayın yatağına oturduğu anlaşılmasına karşın aksi yönde kararın delillerle çeliştiği, diğer taraftan dosyaya sunulan orman bilirkişi raporunun da iddialarını desteklediğini, hava fotoğraflarından yararlanarak çıkarılan memleket haritası ve amenajman haritasında da çekişmeli taşınmaz ziraat alanı olarak işaretlendiği, ayrıca taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün tespit edilen değeri üzerinden eksik harcı ikmal ettikleri halde hakkında talepte bulunmadıkları (B) bölümünün değeri de dikkate alınarak davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da isabetsiz olduğunu beyan ederek istinaf isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından davacının sair istinaf taleplerinin yerinde olmadığı; ancak halen aktif çay yatağı olarak tescile tabi olmayan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmaz hakkında önce TMK'nın 713/6. maddesi uyarınca tescil kararı, sonrasında terkin kararı verilerek infazda tereddüte sebebiyet verilmesinde isabet bulunmadığı, öte yandan davacı tarafından fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümün ziraat bilirkişileri kurulunca tespit edilen değeri üzerinden eksik harcın ikmal edilmediği, yalnızca aynı tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen taşınmazın değeri üzerinden harç tamamlandığı, bu nedenle davaya 09/10/2019 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz hakkında devam edilmesi; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi gereğince (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi bu çerçevede yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü hakkında işin esasına girilerek karar verilmiş olmasının da isabetsiz olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; kamu düzenine aykırılık nedeniyle Batman 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 22/09/2020 tarih ve 2018/164 Esas, 2020/484 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, HMK m. 353/1-b.2 gereğince esas hakkında yeniden hüküm kurulması suretiyle; fen bilirkişisi tarafından tanzim olunan 09/10/2019 havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 9.115,10 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz hakkında açılan davanın reddine, taşınmazın tescile tabi olmaması nedeniyle TMK md.713/6 uyarınca tescil hükmü kurulmasına yer olmadığına, (B) harfi ile gösterilen 10.525,65 metrekare yüzölçümlü taşınmaz hakkında açılan davanın HMK'nın 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekerrür ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında çay yatağı vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

TMK’nın 713/1 maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri

3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; dosya içeriği ve kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz harcının davacıdan alınmasına 22.12.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.