Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10174 E. 2022/1170 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istekli dava sonunda İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 07/09/2021 tarihli ve 2019/220 Esas - 2021/347 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde asıl davada davacı, birleştirilen davada davacılar vekilince temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl ve birleştirilen davada davacı ..., mirasbırakan amcası ...’ın, ... tarafından kandırıldığını, mirasbırakanın yalnızlığından faydalanarak ve ona ömrü boyunca bakacağını söyleyerek iki katlı evini 13.04.2010 tarihinde akrabası olan davalı ...’ye bedelsiz şekilde devrettiğini, işlem tarihinde 84 yaşında olan mirasbırakana satış bedeli ödenmediğini, ölümünden önceki bir yıl içinde huzur evinde kaldığını, temlikin hileli olduğunu ileri sürerek, dava konusu 64 parsel sayılı taşınmazın davalıya yapılan satış işleminin iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiş; birleştirilen davada, tapu kaydındaki 270.000 TL bedelli ipotek nedeniyle iptal tescil isteği bakımından hukuki yarar kalmadığını belirterek hile ve vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle şimdilik 20.000 TL tazminatın davalı ... ve asıl davada davalı ...’den müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.

2. Birleştirilen davada davacılar... ve ..., davalılar ...ve...’a karşı aynı iddiaları ileri sürerek iptal tescil ve tazminat isteğinde bulunmuşlar, asıl ve birleşen davada davacılar 30.06.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava dışı banka tarafından ipotek bedelinin 261.410,00 TL olarak bildirildiğini, taşınmazın değerinin ise 132.320,00 TL olarak saptandığını, bu haliyle iptal tescile karar verilmesinde hukuki yarar kalmadığını ileri sürerek, davanın ıslah yolu ile tazminata dönüştürülmesini ve 132.320,00 TL tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemişlerdir.

II. CEVAP

1. Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., taşınmazı davalı vekil...’dan gerçek bir satış işlemiyle ve iyiniyetle edindiğini belirterek asıl ve birleşen davanın reddini savunmuştur.

2. Birleştirilen davada davalı ..., hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu vekaletnamenin tanzim tarihinden iki yıl sonra emekli maaşını çekme ve abonelik işlemleri konusunda mirasbırakan tarafından yeniden vekil tayin edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEMENİN KARARI

Mahkemece, hile iddiası bakımından hak düşürücü sürenin geçtiği, vekaletnamenin düzenlenmesinde ve satış işleminde hile olgusunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen kararı süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmişlerdir.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Asıl davada davacı, birleştirilen davada davacılar vekili temyiz itirazında

Vekalet ile satış işleminin yapıldığı tarihte mirasbırakanın 84 yaşında olduğunu ve başkaca mal varlığı olmadığını, bu nedenle tek taşınmazını hayatta iken devretmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalıların yakın akraba olduklarını, el ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerini, mirasbırakanın kendisine bakılacağı vaadi ile kandırılarak dava konusu yerin elinden alındığını ve mirasbırakana davalıların bakmadığını ileri sürerek, kararın bu yönlerden bozulmasını istemiştir.

2.2. Asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili temyiz itirazında

Asıl ve birleştirilen davaların her birinde ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, tek vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bu yönüyle düzeltilmesini istemiştir.

3. Bozma Kararı

Dairenin 15/01/2019 tarihli ve 2015/7449 E., 2019/110 K. sayılı kararıyla; "...davanın, vekaletnamenin hile ile alındığı ve kötüye kullanıldığı iddiasından kaynaklandığı dikkate alınarak yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, tanıkların bu iddia doğrultusunda yeniden dinlenilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı nitelendirme ve eksik incelemeyle yetinilerek yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş; Dairenin 29/05/2019 tarihli ve 2019/1287 Esas - 2019/3589 Karar sayılı kararıyla; davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

4. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/09/2021 tarihli ve 2019/220 Esas - 2021/347 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın satışında mirasbırakanın iradesinin hile ile yanıltıldığına dair delil bulunmadığı veya mirasbırakan tarafından taşınmazın satışına yönelik düzenlenen vekaletname kapsamında vekalet görevinin davalı ... tarafından kötüye kullanıldığı iddiasının davacı taraflarca kanıtlanamadığı, dinlenen davacı tanıklarından ...'ın davacı ...'ın oğlu olduğu ve davaya konu satış işlemine dair doğrudan bir bilgi ve görgüsünün olmadığı, yine dinlenen davacı tanıklarından ...'ın davacı ...'ın eşi olduğu ve davaya konu satış işlemine dair doğrudan bir bilgi ve görgüsünün olmadığı, yine dinlenen davacı tanığı ...'ın davaya konu satış işlemine dair doğrudan bir bilgi ve görgüsü bulunmadığından bu tanıkların beyanlarına itibar edilemeyeceği, yapılan satış işleminin mirasbırakanın bilgisi ve isteği doğrultusunda yapıldığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.

5. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı, birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

6. Temyiz Nedenleri

Temyiz dilekçesinde özetle; davalı ...’ın vekalet görevini kötüye kullandığı iddiasının usulünce ispatlandığını, mirasbırakana bakılacağı vaadi ile alınan vekaletname uyarınca davalı vekil... tarafından yakın akrabası olan diğer davalıya çekişme konusu taşınmazın devredildiğini, tarafların el ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerini, taşınmazı devralan davalı ... tarafından bedel ödendiğine dair somut bir belgenin sunulamadığını, mirasbırakanın 84 yaşında iken tek taşınmazı olan dava konusu yeri devretmesinin hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

7.Gerekçe

7.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; hile ile alınan vekaletnameye istinaden vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı bedel istemine ilişkindir.

7.2. İlgili Hukuk

7.2.1. TBK’nın 506. maddesinde; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.",

7.2.2. TBK’nın 504.maddesinde; "Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. Vekâlet, özellikle vekilin üstlendiği işin görülmesi için gerekli hukuki işlemlerin yapılması yetkisini de kapsar.",

7.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 3. maddesinde, "Kanunun iyiniyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz."

7.3. Değerlendirme

7.3.1. Alt soyu bulunmayan mirasbırakan ömrünün kalan kısmında kendisine bakılacağı vaadi ile kandırılarak alınan vekaletname kullanılmak suretiyle, oturduğu evin vekil Kenan tarafından eniştesi diğer davalı ...'ye satış suretiyle devredildiği, mirasbırakana satış bedeli ödemediği gibi satış bedeli olarak ödendiği bildirilen 50.000 TL bedelin de taşınmazın keşfen belirlenen değerinin çok altında olduğu, bu durumda vekil ile eniştesi olan kayıt maliki ...’nin el ve işbirliği içerisinde asıl davada davacı, birleştirilen davada davacıların mirasbırakanı...’i zararlandırdıkları, bir başka ifadeyle vekalet görevinin kötüye kullanıldığı anlaşılmaktadır.

7.3.2. Hâl böyle olunca; asıl davada davacı, birleştirilen davada davacıların davalarını bedele hasrettikleri gözetilerek asıl ve birleştirilen davanın bedel yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmesi doğru değildir.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davacı, birleştirilen davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 Sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.