"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 14/06/2021 tarihli 2018/314 Esas 2021/221 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan anneleri ...’in 7 parsel sayılı taşınmazını mirasçılarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle davalı damadına devrettiğini ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, taşınmazı bedel karşılığında aldığını ve taşınmaz üzerinde ev inşa ederek burada yaşadığını, davacıların miras bırakana kötü muamelede bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, iddianın ispatlandığı, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 18.10.2017 tarihli 2015/2707 Esas 2017/5524 Karar sayılı kararıyla; “...dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından miras bırakanın 2002 yılında eşiyle tartıştıktan sonra davalı damadının evine taşındığı, miras bırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı, davalının taşınmazı alım gücünün bulunmadığı, taşınmazı ölünceye kadar mirasbırakanın kullandığı, davalı tanıklarının beyanlarından ise devir tarihinde mirasbırakanın taşınmazı satmaya ihtiyacı olduğu, mirasbırakanın taşınmazı bedel karşılığında damadına devrettiği, bedel ile borcunu kapattığı, davalının satış bedelini temin edebilmek için altın bozdurduğu satış tarihinden sonra miras bırakanın taşınmazı kullanmadığı, davalının taşınmaz üzerinde ev yaptırdığı bir dönem davacı ...’nin de evde kaldığı, ancak fatura borçlarını ödememesi nedeniyle davalı ile aralarında tartışma olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; Mahkemece mirasbırakanın iradesinin tereddüte yer vermeyecek şekilde saptanması, başkaca taşınmazları bulunup bulunmadığının taraflardan da sorulmak suretiyle araştırılması, varsa kayıtlarının istenmesi; dinlenen tanık beyanlarından hangisinin kanaat edinmede esas alındığının, hangisine itibar edilmediğinin gerekçeli kararda tartışılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilip yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş; davacılar vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 21/06/2018 tarihli 2018/1018 Esas 2018/11402 Karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Mahkemenin 10/06/2021 tarihli ve 2018/314 Esas 2021/221 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakan ...’in geliri olmadığını, evdeki çocukları tarafından dışlandığını, bakıma muhtaç halde olduğunu, bu nedenle taşınmazını satmaya karar verdiğini ve davalı damadı tarafından da bedeli ödenmek suretiyle dava konusu taşınmazın satın alındığını, muvazaanın olmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
6.3. Değerlendirme
(IV/2.) numaralı paragrafda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.380,29 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.