"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 38 parsel sayılı taşınmaz üzerinde eski ev ve eklentileri ile ahırının bulunduğunu, taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında sehven Hazine adına ham toprak vasfı ile tespit gördüğünü, Şaban köyü tüzel kişiliğinin açtığı kadastro davası ile mera vasfı ile köy tüzel kişiliği adına tescil edildiğini, 25 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla kesintisiz ve çekişmesiz zilyet olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında Tarsus ilçesinde ikamet ediyor olması nedeniyle tespit ve dava sürecine müdahil olamadığını ileri sürerek, ev, eklentileri ve ahırın bulunduğu 2.045,99 m2'lik alanın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Hazine vekili, davacının Tarsus'ta ikamet edip taşınmaz üzerinde 25 yıldır nizasız fasılasız zilyetliği olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, komşu taşınmazların da mera olduğu düşünüldüğünde davacının dava konusu taşınmazda işgalci durumunda olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı ... temsilcisi, davacının iddia ettiği parselde bulunan eski ev yeri ve eklentileri ile ahırın bulunduğu yerin sehven davacı adına yazılmadığını, dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu 101 ada 38 parselin tamamının 1.354.353,39 m2 olduğunu, parselin büyüklüğü ve sınırlarının tam olarak bilinmemesi nedeniyle davacıya ait kısmın da sehven bu parselin içerisinde bulunduğunu bildirmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Bingöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/01/2015 tarihli ve 2013/231 E., 2015/71 K. sayılı kararıyla; bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1612,57m2'lik yerin davacı ...'un, dedesinden babası ...'a, babasının 1973 yılında vefatından sonra miras yoluyla taksimen davacıya intikal ettiği, dava konusu taşınmazın mera ile herhangi bir ilgisi bulunmadığı gerekçesiyle, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 05/04/2018 tarihli ve 2015/7573 E- 2018/2391 K. sayılı kararıyla; “ ...tek kişilik bilirkişi raporu ile yetinilmiş, taşınmazın niteliği ve taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik olup olmadığı kesin olarak belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, komşu köylerde ikamet eden, elverdiğince yaşlı şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve fen bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişiler ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmazın öncesinde mera olup olmadığı, bitişik mera parselinden ne suretle ayrıldığı, mera parseli ile arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, komşu mera parselinin kadim mera olup olmadığı, sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü ve özellikle çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parseli arasında doğal ya da yapay ayırıcı unsur olup olmadığı, mera parselinden nasıl ayrıldığı, öncesinin kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığı hususlarını içeren, çekişmeli taşınmaz ile komşu parselleri karşılaştırılmalı olarak değerlendiren, bilimsel verilere dayalı, önceki zirai bilirkişi raporunu da irdeleyen ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; raporda belirtilen hususların somutlaştırılması için, taşınmazı tüm yönleriyle gösterecek şekilde çektirilecek fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmaz kabaca işaretlettirilmeli ve keşfe katılacak fen bilirkişisinden keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak veren, ayrıntılı ve çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parselinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösterip açıklayan rapor alınmalı, taşınmazların kadim mera olduğunun tespit edilmesi halinde zilyetlikle iktisap edilemeyeceği hususu da göz önünde bulundurularak, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme sonunda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup” gerekçesiyle bozulmuştur.
3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Bingöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/07/2019 tarihli ve 2018/284 E., 2019/293 K. sayılı kararıyla; bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1612,57m2'lik taşınmaz üzerinde çeşitli yaş ve cinslerde kültür bitkilerinin yetiştirildiği, eğim, taşlılık, topografik ve toprak gibi meralarda bulunan kısıtlayıcı özelliklerin dava konusu taşınmazda bulunmadığı, etrafının çevrilerek mera parselinden ayrıldığı, dava konusu taşınmazın toprak yapısının daha killi ve tınlı olduğu, taşınmazdaki toprak derinliğinin tarım alanlarındaki toprak katmanına benzediği, ham toprak olmadığı, karekteristik ve fiziksel olarak mera parselinden ayrı olduğu ve mera parseliyle bir bütün olmadığı gerekçesiyle, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
4.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2.İlgili Hukuk
6.2.1. Kadastro Kanunu'nun 14/1. maddesi "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
6.2.2. Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14'üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.
İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz."
6.2.3. 4342 Sayılı Mera Kanunu,
6.3. Değerlendirme
6.3.1.Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre, bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmesi zorunludur. Hükmüne uyulan bozma ilamında bilimsel verilere dayalı, önceki zirai bilirkişi raporunu da irdeleyen ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, raporda belirtilen hususların somutlaştırılması için taşınmazı tüm yönleriyle gösterecek şekilde çektirilecek fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmaz kabaca işaretlettirilmeli ve keşfe katılacak fen bilirkişisinden keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak veren, ayrıntılı ve çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parselinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösterip açıklayan rapor alınmasına değinilmesine karşın dosya içerisinde yer alan 25.04.2019 tarihli ziraatçi bilirkişi heyet raporunda, dava konusu taşınmazın evveliyatında emek harcanarak imar ve ihya edildiği düşünülmekle birlikte, hali hazırda ev ve bahçe olarak kullanıldığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanlarla ilişkisinin bulunmadığı, özel mülkiyete konu olabilecek 3. sınıf ev ve bahçe arazisi vasfında olduğu kanaati belirtilmiş ise de; eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması hukuken mümkün değildir.
6.3.2. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Kadastro Müdürlüğünden mera dosyası getirtilmeli, dava konusu taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğünün Web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, A harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihi olan 2013 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile bir jeodezi-fotogrametri mühendisi, daha önce rapor alınan bilirkişilerden farklı üç ziraatçı bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ziraatçi bilirkişilerden mera dosyası ile karşılaştırmalı şekilde rapor istenmelidir.
6.3.3. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmaz bölümünün niteliğini, zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü, dava konusu parselde davacının hangi kısmı nasıl kullandığını krokide belirleyip fotoğraflar ile destekleyerek açıklaması, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenmeli; bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 Sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 Sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.