"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17.06.2021 tarihli ve 2021/109 Esas, 2021/230 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 23/05/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davalı ... ve vekili Avukat ..., temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... vekili geldiler. Davetiye tebliğine rağmen davalılar ..., ... ve ... gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar, kök miras bırakanları ...'den intikal eden 918 sayılı parselin şuyuulandırılması sonucunda çekişme konusu 196 ada 1 ve 177 ada 2 parsel sayılı taşınmazların oluştuğunu, murisleri ... de mirasçı olduğu halde, hatalı alınan mirasçılık belgesi ile davalıların miras paylarını adlarına tescil ettirdiklerini, ayrıca dava dışı mirasçı İsmet'in payını davalı ...'e satış suretiyle devrettiğini ileri sürerek, davalıların paylarının iptali ile adlarına tescilini istemişler, davacılardan ...’ın yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ..., taşınmazları bedelini ödeyerek ve iyi niyetle satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuş, davalı ..., davanın reddi gerektiğini bildirmiş, diğer davalılar savunma getirmemişlerdir.
III. MAHKEMENİN İLK KARARI
Bursa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/02/2014 tarihli 2010/219 Esas 2014/58 Karar sayılı kararıyla; davalı ...'in taşınmazı satın alan iyi niyetli üçüncü kişi olduğu, davacının mirasbırakanın mirasından alamadığı payını isteyemeyeceği, taşınmazın satışını yapan ve bedelini tahsil eden kişiden alacaklı olabileceği, davalının taraflar arasındaki özel durumu (davacının veraset ilamında yer almadığını) bilemeyeceği, haberdar olsa dahi ortada Mahkemece düzenlenmiş bir veraset ilamının bulunduğu, satış yapıldığı sırada henüz veraset ilamının iptaline karar verilmediği, tapunun iptalini gerektirir bir durumun tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Birinci Bozma Kararı
Dairenin 06/06/2016 tarihli 2014/16327 Esas 2016/6800 Karar sayılı kararıyla; "...ketmi verese olgusu gerçekleştiği halde Mahkemece sadece davalı ... yönünden hüküm kurulmuş diğer davalılar bakımından bir hüküm kurulmamıştır. Öte yandan 27.12.1939 tarihli 11/60 sayılı İBK'ya göre intikal ve ferağ aynı işlem ile ve aynı zamanda yapılmışsa alıcı ikinci el durumundadır. Somut olayda Fügen ikinci el konumunda olup iyiniyetli olması halinde ediniminin korunacağı açıktır. Ne var ki, davalı ...'in TMK'nın 1023. maddesi anlamında iyiniyetli olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Hâl böyle olunca; tarafların bildirdikleri veya bildirecekleri deliller toplanarak davalı ...'in iyiniyetli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, iyiniyetli olduğu saptanır ise davalı ... bakımından davanın reddedilmesi, aksi halde tüm davalılar bakımından davanın kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de; dava reddedildiğine göre davalı ... lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/05/2018 tarihli 2016/562 Esas 2018/200 Karar sayılı kararıyla; bozmadan sonra dinlenen tanıklardan ...'in kendisine ait hisseyi sattığını söylediği, dava konusu taşınmaz hisseli olup, satışa konu hisselerin dayanak teşkil ettiği tapu kaydının hatalı düzenlenen veraset ilamı esas alınarak yapılan intikaller doğrultusunda oluştuğu asıl olanın hissedarların kendi hisselerini sattıklarına dair beyanları olduğu, satış sırasında pazarlığın her hissedarın kendi hissesi üzerinden yapıldığı durumun emlakçıya da bu şekilde anlatıldığı, dosyaya celbedilen sicil kayıtlarından davalının ve ağabeyinin...Konut Yapı Kooperatifinin üyeleri oldukları, taşınmazın davalı tarafından bu Kooperatife yer temin etme amacıyla satın alındığı, davalı vekilinin 07/05/2018 tarihli dilekçesi ile de bu hususun teyit edildiği, davalının bu durumda taşınmazı satın alan ikinci kişi durumunda olduğu, satın aldığı taşınmazın hissedarlarının kimler olduğu ve taşınmazı kimlerden satın alacağını araştırması gerektiği, davalı vekilinin de anılan dilekçesinde belirttiği gibi sorunlu bir yer satın almak istemeyecekleri, hissedarların kendi hisselerini sattıklarına dair beyanda bulunmalarına rağmen davalının hatalı tapu kaydına dayanarak satışı gerçekleştirdiği, ayrıca hatalı veraset ilamı nedeniyle sakıt olan tapu kaydına istinaden yapılan satışın ikinci kişiden döneceği, davalı ...'in de sorumluluğunun bulunduğu anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
5. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 01/12/2020 tarihli 2018/3896 Esas 2020/6397 Karar sayılı kararıyla; "...davaların birleştirilmesi hâlinde, birleştirilen davalar birlikte görülmekle birlikte ayrı dava olma özelliğini koruduklarından her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinde kuşku yoktur. Nitekim 6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesinde, hükmün sonuç kısmında isteklerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir. Ne var ki; Mahkemece sadece asıl dava hakkında hüküm kurulduğu, birleştirilen Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/338 Esas sayılı davası yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir. Anılan dava dosyası yargılama sırasında eldeki dava dosyası ile birleştirilmiş ise de, bağımsız varlıklarını korudukları gözetildiğinde anılan dava hakkında da bir karar verilmemesi doğru olmadığı gibi, asıl dosyada davacılardan Hüseyin’in 12/03/2010 tarihinde öldüğü, mirasçıları tarafından davaya devam edildiği göz önüne alındığında, ölü kişi adına tescil hükmü kurulmuş olması da isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/06/2021 tarihli 2021/109 Esas 2021/230 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazdaki payını tapuda malik olarak görünen İsmet’den satın aldığını, iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, öncesine dayalı işlemlerden haberdar olmadığını belirterek, kararın kararın bozulmasını istemiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davadaki uyuşmazlık, ketmi verese hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
Ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır.
9.3. Değerlendirme
(IV/5.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, (IV/6.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 3.815.00 TL duruşma vekalet ücretinin ve aşağıda yazılı 5.067,70 TL bakiye onama harcının davalı ...’dan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.