Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10398 E. 2022/4097 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında torunlarına yaptığı gayrimenkul satışlarının mirası mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığına ilişkin tapu iptal ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, davalı torunun mirasbırakana gerçek bir bedel ödemediğinin ve mirasbırakanın malvarlığını eksiltmeyi gerektirecek bir ihtiyacının bulunmadığının dosya kapsamındaki delillerden anlaşılması, mirasbırakanın diğer torunlarıyla sınırlı iletişiminin olması ve davalı torun ile daha yakın bir ilişki içinde olduğunun belirlenmesi, ayrıca satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasında fahiş fark bulunması hususları gözetilerek yerel mahkemenin tapu iptali ve tescil kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tazminat istekli davanın yapılan yargılaması sonunda Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 27/10/2021 tarihli ve 2021/1015 Esas – 2021/1364 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalılardan ... ve davacılar vekilleri tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25/05/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan babaanneleri ...’ın maliki olduğu 474 ada 53 parsel sayılı taşınmazdaki 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümleri davalı torunu ...’e ( davalı ...’nın kızı ), 5 no.lu bağımsız bölümü ise davalı kızı ...’ya satış göstererek temlik ettiğini, babaları ...’in 1982 yılında ölümü üzerine mirasbırakandan ayrı bir hayat sürmeye başladıklarını, davalı kızı ...’nın ise boşandıktan sonra mirasbırakan ile birlikte yaşamaya başlayıp samimi bir ilişki kurduğunu, hatta son dönemde mirasbırakanın vasisi olduğunu, emekli maaşı ve kira gelirleri bulunan mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığını, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, mümkün olmazsa payları oranında tazminini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, çekişmeli temlikin bağış değil gerçek bir satış olduğunu, davacıların babasının ölümünden sonra mirasbırakanın davacılara yardımlarda bulunduğunu, davacıların ise mirasbırakan ile hiç ilgilenmediklerini, yine davacı ...’ın yurt dışındaki okul masrafları davalı halası ... tarafından karşılandığı gibi kendisine elden nakit de verildiğini, alım güçlerinin bulunduğunu ve satış bedelinin elden mirasbırakana ödendiğini, öte yandan 2013 yılında kalça kemiğini kıran ve yatalak hale gelen mirasbırakanın bütün bakımları ile kendilerinin ilgilendiğini, ölümüne kadar bu bakımın sürdüğünü, satış bedelinin mutlaka para olmasının da gerekmediğini bildirip davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/04/2019 tarihli ve 2018/88 E., 2019/85 K. sayılı kararıyla; muris tarafından davalılar yapılan devir işlemlerinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvzaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalılar vekili, mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin satış bedellerinin ödenmediğine dair yapmış olduğu tespitin yanlış ve hukuka aykırı olduğunu, çünkü yapılan satışın gerçek bir satış olduğunu ve bedelinin murise ödendiğini, murisin satış bedelleri ile davacılara maddi bir yardımda bulunduğunu, her iki davacıya da araba alınıp, davacı ...'ın banka kredi borcunun ödendiğini, ayrıca satış parasının ödenmediği anlamına gelmemek üzere satış bedelinin mutlaka nakit para olarak ödenmesinin gerekmediğini, murisin 96 yaşında vefat ettiğini, murisin ayağının kırıldığı 2010 yılından sonra tamamen bakıma muhtaç hale geldiğini, murisin bakım ve diğer tüm ihtiyaçlarının müvekkilleri tarafından karşılandığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 20/06/2019 tarihli ve 2019/485 E., 2019/491 K. sayılı kararıyla; davalıların temlik nedeniyle bedel ödemediği ortada ise de, mirasbırakanın ölümüne kadar bütün bakımı ile davalıların ilgilendiği, bu nedenle kendisi ile ilgilenip bakan davalılara minnet duygusu ile taşınmazlarını devrettiği, semenin mutlaka para olması gerekmediği, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket etmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.2 maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Bozma Kararı

Dairenin 13/04/2021 tarihli ve 2019/3679 Esas- 2021/2216 Karar sayılı kararıyla; “...Dosya kapsamındaki tanık beyanları ve diğer deliller değerlendirildiğinde, davalı ...’in mirasbırakan ile ilgilendiği ve ihtiyaçlarını giderdiği yönünde bir olgu bulunmamaktadır. Bir başka ifade ile, davalı ...’e yapılan temlikte semenin belirli bir hizmet veya bir emek olduğunun kabulü mümkün değildir. Öte yandan, davacılar ... ve...’nin, babaları ...’in 1982 yılında ölümü sonrasında anneleri ... ile birlikte yaşamaya başladıkları, mirasbırakan Memnune ile iletişimlerinin sınırlı olduğu, bunun aksine davalı ...’in ise mirasbırakan ile aynı apartmanda yaşadığı, mirasbırakan ile daha iyi ilişkiler içinde olduğu, mirasbırakanın davalı torunu ...’i davacı torunlarına yeğlediği, davalı torunu ...’in daha çok mal almasını istediği, davalı ...’in çekişmeli 3 ve 4 no’lu bağımsız bölümlerin satış bedelini ödediğini kayda dayalı ispat edemediği, kaldı ki mirasbırakanın mal satmayı gerektirecek bir ihtiyacının olmadığı, akitte gösterilen satış bedeli ile keşfen saptanan rayiç değerler arasında da fahiş fark bulunduğu bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davalı ...’e yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. ” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 27/10/2021 tarihli ve 2021/1015 E., 2021/1364 K. sayılı kararıyla; dava konusu 474 ada 53 numaralı parselde bulunan 5 numaralı bağımsız bölüm yönünden davalı ...'a karşı açılan davanın yerinde görülmediğinden reddine, diğer dava konusu 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümler yönünden davalı ...'a yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, anılan taşınmazların tapu kayıtlarının ayrı ayrı iptali ile mirasçılık belgesindeki payları oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, geriye kalan payın her iki taşınmaz yönünden de davalı ... uhdesinde bırakılmasına karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve davacılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, toplanan delillerden davalılar tarafından murise yapılan gerçek bir ödemenin olmadığını, davalı tanıklarının da ödeme yokken var gibi beyanda bulunarak mahkemeye karşı yalan beyanda bulunduklarının açık olduğunu, davalıların hayatları boyunca murisin mallarını kendi malları gibi gördüklerini ve hoyratça kullandıklarını, davalı ...’in temyiz dilekçesinde ısrarla bakım ve gözetim yaptığını iddia etmesinin, ortada bunu ispatlar hiç bir delil yokken ve buna dayanak olarak esasında ...'nın da bakıma muhtaç olduğu şeklindeki savunmasının anlaşılabilir ve kabul edilebilir olmadığı gibi esasında bir itiraf mahiyetinde olduğunu, nitekim bakıma ihtiyacı olduğu ifade edilen ...'nın murisin bakımını yaptığını söylemenin ve bu temel düşünce üzerinden minnet duygusuna atıf yapmanın ve murisin ...'ya minnet duyduğu sonucuna varmanın verilen beyanlarla çelişmekte olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

5.2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, muris vefat ettiğinde diğer müvekkili ...’nın 78 yaşında olduğunu, müvekkili ...’nın kendi yaşı itibariyle, murisin yalnız başına tuvalete götürülmesi, banyo yaptırılması, altının temizliği, giydirilmesi, yemek yedirilmesi gibi günlük yapılması zaruri işlerini (fiziken ) yapamaz olduğunu, ...’nın, annesine yalnız bakamayacağını anlayınca diğer müvekkili ...'in dava konusu dairelerin bulunduğu apartmana taşınmasını istediğini, davalı ...’in 1988 yılında anneannesinin (muris) bakımına yardım etmek için taşındığını ve bu tarihten sonra her iki davalının murise birlikte bakmaya başladıklarını, muris ile müvekkilleri arasında yapılan satışın gerçek bir satış olduğunu, satış bedelinin murise ödendiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun(TK) 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

6.3. Değerlendirme

Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, (V/3.) numaralı paragrafta yer verilen gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar ve davalı ... vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL onama harcının davacılardan, 9.478,02 TL onama harcının davalı ...’tan alınmasına, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden ve duruşmaya gelen taraf vekilleri için 3.815.00’er TL duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp verilmesine, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.