"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ADANA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptal- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 9 parsel sayılı taşınmazdaki payını yaşı, hastalığı ve okuma yazma bilmemesinden faydalanan davalının taşınmazın tapu kaydında bazı sıkıntılar olduğu ve imza eksiği bulunduğu şeklindeki hileli hareketleri sonucu satış suretiyle temlik aldığını, işlemin tanık huzurunda yapılmadığını, sağlık raporu alınmadığını, kandırıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde tazminata hükmedilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davacı ile akraba olduklarını, çok sayıda taşınmazda murislerinden intikal eden ortak paylarının bulunduğunu, birçok işlemde ortak hareket ettiklerini, işlemlerin davacı ve çocuklarının bilgisi ve rızası ile yapıldığını ve hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı tanıkları ve özellikle davacı tanığı ...’in ifadesinden tapudaki işlem tarihi olan 2011 yılında yapılan satış işleminden davacının bilgisi olduğu, kaldı ki aynı taşınmazda 07.08.2012 tarihinde davacıya yeni bir pay intikal ettiği, en geç devri bu tarihte öğrenmiş olması gerektiği , davanın açılış tarihinin ise 17.04.2018 olduğu nazara alındığında bir yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, hükme esas alınan davacı tanığı Adnan’ın ifadesinin hatalı yorumlandığını, bu tanığın yeniden dinlenmesi gerektiğini, anlatmak istediğinin davacı ile aralarındaki konuşmadan sonra tapuya gidip baktıkları olduğunu, diğer tanıkların da bunu desteklediğini, süreden reddin hatalı olup işlemin hileli olduğunu sunduğu deliller ve tanık beyanları ile ispatladığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 26/10/2021 tarihli ve 2021/250 E., 2021/1373 K. sayılı kararıyla; davalı tanıkları ve özellikle davacı tanığı ...’in ifadesinden tapudaki işlem tarihi olan 2011 yılında yapılan satış işleminden davacının bilgisi olduğu, başka kişilerin de davalıya pay devrettiği, işlemin iki tanık huzurunda yapıldığı, kaldı ki aynı taşınmazda 07.08.2012 tarihinde davacıya yeni bir pay intikal ettiği, en geç devri bu tarihte öğrenmiş olması gerektiği, davanın açılış tarihinin ise 17.04.2018 olduğu nazara alındığında bir yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın süre nedeniyle reddine yönelik kararın yerinde olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, hükme esas alınan davacı tanığı Adnan’ın ifadesinin hatalı yorumlandığını, bu tanığın yeniden dinlenmesi gerektiğini, anlatmak istediğinin davacı ile aralarındaki konuşmadan sonra tapuya gidip baktıkları olduğunu, diğer tanıkların da bunu desteklediğini, süreden reddin hatalı olup işlemin hileli olduğunu sunduğu deliller ve tanık beyanları ile ispatladığını ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.
3.Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1 Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
3.2.2 Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, (III.) ve (IV.3.) numaralı paragraflarda belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere karar verildi.