"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu kaydının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen kabul kararı Yargıtay 8. Hukuk Dairesince bozulması üzerine Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin kararın süresi içinde davacılar vekili ile bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar vekili, açılan ve birleştirilen davalarda, Keban ilçesi Sağdıçlar köyünde bulunan ada ve parsel numaraları dava dilekçelerinde belirtilen 27 adet taşınmazın tarafların ortak mirasbırakanı ...’tan kaldığı halde, kadastro çalışmaları sonucu davacı mirasçılara az hisse yazıldığı, davalılara ise çok hisse yazıldığını ileri sürerek, tüm taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... mirasçıları adlarına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... ... vekili, dava konusu taşınmazlardan bir kısmının üçüncü şahıslardan satın alındığını, kalan taşınmazların ise davacıların iddiasının aksine ortak muris ...’tan değil onun da annesi kök mirasbırakan ... ...’tan kaldığını, halaları ...’in payını 08/03/1961 tarihli noter satış senedi ile satın aldıklarını, kadastro tespitinin ve davacılara yazılan payların doğru olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Keban Asliye Hukuk Mahkemesinin12/04/2012 tarihli ve 2010/49 Esas, 2012/8 Karar sayılı kararıyla; açılan ve birleştirilen davaların kabulüne dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline, Keban Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/156 Esas, 2008/10 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre muris ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Bozma İlamı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04/11/2014 tarihli ve 2014/8025 Esas, 2014/19791 Karar sayılı kararıyla, "Yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli bulunmadığı yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları eşliğinde yeniden keşif yapılıp dava konusu taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, hangi taşınmazın kim tarafından hangi tarihte satın alınıp, kimin zilyetliğinde bulunduğu, taşınmazların ortak muris ... ...’tan mı yoksa kök muris ... ...’tan mı kaldığı, mirasçılar arasında taksim ve/veya hisse satışı olup olmadığı hususlarının sorulup saptanması, bundan ayrı olarak taraflar arasındaki uyuşmazlığın mirasçılar arasında olduğu dolayısıyla davanın başarıya ulaşması halinde yalnızca davacıların miras payları oranında iptal ve tescil hükmü kurulması gerektiği belirtilerek" bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Keban Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/05/2018 tarihli ve 2015/282 Esas, 2018/33 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne dava konusu: 120 ada 5, 123 ada 21, 22, 24, 28, 33, 34, 36 ,37, 38, 52, 53, 59, 62, 67, 132 ada 9, 10,11, 12 ve, 13, 180 ada 37, 59, 60, 165 ada 6,7, 10, 202 ada 3 parsel sayılı taşınmazların her birinin 80640 pay olduğunun kabulü ile her bir taşınmaz için 5040 payın tapu kaydının iptali ile 1680 payın davacı ..., 1680 payın ..., 1680 payın ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile bir kısım davalılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davacılar vekili, Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği halde hükümde hisse oranları hesaplanırken hata yapıldığını, dava konusu taşınmazların ...’den geldiğini ½ pay sahibi ...’in payını davalılara sattığı kabul edilerek davalıların fazla hisse sahibi olacak şekilde hatalı hüküm tesis edildiğini, çekişmeli taşınmazların tamamının ...’ten geldiğini, köy satış senedinde yazılı olan taşınmazların hangi parseller olduğunun ispat edilemediğini, kadastro tutanaklarında bir kısım ... mirasçılarının hisselerinin satıldığı, bir kısım mirasçılar arasında rıza-i taksim yapıldığı belirtilerek oranlar tespit edilmiş ise de dosyaya davalı tarafça herhangi bir satış senedi veya taksim sözleşmesi sunulmadığını, tapu kayıtların iptali ile tüm mirasçılara miras payları oranında tescil kararı verilmesini talep ettikleri halde Mahkemece hem kabul kararı verilip hem de eskisi gibi davacılar lehine 1/48 pay verilmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, Mahkemenin kabul kararının doğru olduğunu ancak hisse oranlarının yeniden hesaplanması için bozulmasını ya da düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
5.2. Bir kısım davalılar vekili, Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediğini, her ne kadar Mahkemece yeniden keşif yapılmış ise de önceki mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ile tespit bilirkişilerin bir çoğu vefat ettiğinden keşifte hazır edilemediğini, yeni mahalli bilirkişiler tespit edilmeden taraflara vefat eden tanıkların yerine yeni tanık bildirmesi istenmeden keşif yapıldığını, 123 ada 24 parsel sayılı taşınmazın muristen kalan taşınmaz olmayıp, 10.02.2005 tarihinde köy satış senedi ile satın alındığını, Mahkemece yeterli araştırma yapılmadan taşınmazların ortak muris ...’tan geldiği kabul edilerek hüküm kurulduğunu, Mahkemece sanki tapu kayıtlarında davacılara hiç pay verilmemiş gibi 1/48 oranında pay verilmiş dolayısıyla davacıların payı 2 katına çıktığını belirterek, Mahkemenin kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
6. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava kadastro öncesi nedenlere dayalı ve miras payına yönelik olarak açılmış tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusu 27 adet taşınmaz 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu belgesizden muristen intikal ve hisse satışları ile taksim sonucu davacılar ve davalılar adlarına müştereken tespit ve tescil edilmiştir.
7. Değerlendirme
Mahkemece oluşturulan gerekçe ile kurulan hüküm arasında çelişki yaratılması doğru değildir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde hükmün kapsamının hangi hususları içereceği düzenlenmiş olup, aynı maddenin (c) fıkrasında, ''Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerini'' içermesi gerektiği belirtilmiştir.
Aynı Yasa'nın 298/2. maddesinde ise, ''Gerekçeli karar, tefhim olunan hüküm sonucuna aykırı olamaz.'' düzenlemesine yer verilmiş; anılan bu düzenleme uyarınca, duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçe arasında farklılık yaratılamayacağı kuralı kabul edilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki; mahkeme kararları, gerekçesi ve hüküm fıkrası ile bir bütün olup gerekçe ile hüküm sonucu arasında açık bir çelişkinin bulunmaması asıldır. Gerekçede gösterilen nedenlerle hüküm kısmının birbirine uymamasının çelişki yaratacağı ve kararların farklı ve çelişkili olmasının mahkemelere olan güven ilkesini zedeleyeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca kararın gerekçe kısmında, dava konusu taşınmazların kök muris Gülsümden geldiği davalıların hala Fatma’nın miras payını satın aldıkları kabul edilerek her bir davacının payının 1/48 olması gerektiği belirtilerek dava açılmadan önceki durum ile aynı sonuca varıldığı halde hüküm kısmında davanın kabulüne; dava konusu taşınmazların her birinin 80640 pay olduğu kabul edilip bu paydan her bir taşınmaz için 5040 pay iptal edilerek davacılar adına 1680 er pay (1/48) şeklinde tapuya tesciline karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması nedeniyle hüküm bozulmalıdır.
V. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar ve bir kısım davalılar vekillerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harçların temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.