"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Temyiz istemi, davalı vekilinin tavzih isteğinin reddine yönelik İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/06/2021 tarihli ek kararına ilişkindir.
Davacı, 2242 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakanı ...’den kendisine intikal eden iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesi için davalı ...’i vekil tayin ettiğini, ancak vekilin azledildiğini haricen öğrenmesine rağmen taşınmazdaki payını önce kayınbiraderi...’e, bu şahsın vekil olan davalı ...’e, onun da taşınmazın yarı payını amcasının oğlu olan diğer davalı ...’a devrettiğini ileri sürerek payı oranında iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, davacının davalı ...’a karşı dava açmasında hukuki menfaati olmadığı ve vekalet görevinin kötüye kullanılmasında kaynaklı pay oranında açılan davada üçüncü kişi konumunda olan davalı ...’a karşı husumet yöneltilemeyceği gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalının ise vekalet görevini kötüye kullandığı iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle onun yönünden davanın kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından vekalete yönelik, davalı vekili tarafından esastan temyizi üzerine, Dairece; " …vekalet görevinin kötüye kullanıldığı belirlenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacının payı oranında tapunun iptali ve davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken paya tekabül eden m2 üzerinden karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, keşfen belirlenen ve yargılama sırasında harcı ikmal edilen değer gözetilerek davacının payına isabet eden miktarın davacı yararına takdir ve tayin edilecek avukatlık ücretine esas alınması gerekirken dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden Avukat Ücretinin belirlenmesi ve karar altına alınması da doğru değildir...’’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davalı ... hakkında verilen karar kesinleşmiş olduğundan onun yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalı yönünden vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle tapu iptal-tescile karar verilmiş, verilen hüküm taraflarca temyiz edilmeksizin 08.03.2010 tarihinde kesinleşmiş, hükmün infazı tapu müdürlüğünden talep edilmiş, tapu müdürlüğü 02.07.2021 tarihli cevabı yazısı ile iki farklı dosyada hükmedilen toplam payın davalı ... adına kayıtlı 10/20 payı aştığını, hükmün infazını sağlayamadığını belirterek, mahkemeden infaza yön verilmesi istenmiş, davalı ... vekili de bu gerekçeyle hükmün tavzihini talep etmiş, Mahkemece, taraflara tanınan haklar ve borçların tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı gerekçesiyle tavzih isteminin reddi yönünde ek karar verilmiştir.
Bilindiği gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 305. maddesinde "(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." düzenlemelerine yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası ile miras payı olan 3/20 oranında tapu iptal-tescile yönelik talepte bulunmasına rağmen, Mahkemece talep aşılarak davalı ... adına kayıtlı 6/20 payın iptaline ve davacı adına tescile karar verilmiş, yine aynı konu aynı taşınmazla ilgili başka mirasçı tarafından açılan aynı mahkemedeki 2009/267 E., 2009/557 K. sayılı davada da ilgili davanın davacısının 3/20 miras payını aşar şekilde davalı ... adına kayıtlı 6/20 payın iptal ve tesciline karar verilmiş, anılan hükümlerin infazının talep edilmesi üzerine Ümraniye Tapu Müdürlüğünce, davalı ...’e ait çekişme konusu taşınmazdaki payın 10/20 olduğunu, iki farklı dosyada ayrı ayrı 6/20 payın iptaline karar verildiğini, iptaline karar verilen toplam payın 12/20 olup, davalı ...’in taşınmazda 10/20 payı olduğundan infazın mümkün olmadığı bildirilmiştir.
HMK'nın 305/1. maddesi gereğince, hükmün icrasında tereddüt yaşanıyorsa icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.
Öte yandan, kurulan hükmün infazı kabil olmadığından hükmün tavzihen düzeltilmesi tarafların menfaatine uygun olduğu gibi, HMK’nın 297. maddesi uyarınca infaz edilebilir bir hüküm kurulması kamu düzeninin gereğidir.
Hal böyle olunca, tavzih isteğinin kabulü ile davalı ... adına kayıtlı 10/20 pay üzerinden 3/20 payın iptali, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılması yönünde tavzih kararı verilmesi gerekirken, HMK'nın 305/1. maddesine farklı anlamlar yüklenerek uyuşmazlığı çözümsüz bırakacak şekilde talebin reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/06/2021 tarihli ek kararın BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.