"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptal-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine verilen karar, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Köy Tüzel Kişiliği, 328 parsel sayılı ve 22150 m² yüz ölçümlü taşınmazın adına kayıtlı iken 20154 m²'lik kısmının... İl Daimi Encümeninin 02/11/1995 tarihli 208 sayılı kararı ile Kamulaştırma Kanunu'nun 30.maddesi gereğince satın alma suretiyle... İl Özel İdaresi mülkiyetine geçtiğini, geriye kalan 1996 m²'lik kısmın ifrazen adına kaydının devam etmesi gerekirken, Tapu Müdürlüğünce sehven taşınmazın tamamı üzerinden kamulaştırma nedeniyle tescil işlemi yapıldığını, bu kısım yönünden oluşan kaydın yolsuz olduğunu, ...İl Özel İdaresi tarafından 13.01.2000 tarihli bu kısmın ifrazının istendiğini ve 707 numaralı parsel numarasını aldığını, ardından ilgili bölümün 15.08.2001 tarihinde devir işlemi ile davalı Organize Sanayi Bölgesi Tüzelkişiliği adına tescil edildiğini, sonrasında yenileme kadastrosu ile 121 ada 1 numaralı parsel haline geldiğini, tapu kaydının yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu kaydının yolsuz tescil edilen kısım yönünden iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, tapu işleminin 1997 yılında gerçekleştiğini, iyi niyetli olduğunu, zamanaşımı definde bulunduklarını, davaya konu taşınmazın davacının bilgisi ve muvafakatı ile adına tescil olunduğunu, işletmelerin çalışmasını sağlayan elektrik direği ve haberleşmeyi sağlayan direkler diktiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dava konusu kısmın kamulaştırılmasına karar verilen yer olmadığı, devir işleminin sehven tüm taşınmazı kapsayacak şekilde yapıldığı ancak satıcı olan davacı köy temsilcisinin bu işlemi onayladığı, bu kısma ayrı parsel numarası verilerek 05/03/1997 tarihinde kamulaştırma işlemi gereği davalı adına tescilin gerçekleştiği nazara alındığında davanın açılış tarihi ve yolsuz tescilin oluştuğu tarih arasında 10 yıllık sürenin aşıldığı ve davalının kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı anlaşıldığından zamanaşımı defi doğrultusunda ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, çekişme konusu taşınmazın yıllardır tek zilyedinin davacı köy olduğunu, işleme yalnızca kamulaştırılan alan yönünden onay verdiğini, Tapu Müdürlüğünün yaptığı yanlışlığı fark edemediğini, bu taşınmazın köy adına kayıtlı olmadığını anlar anlamaz eldeki davayı açtığını, yolsuz tescilde zaman aşımının söz konusu olmadığını, davalının da iyi niyetli olmadığının tanık beyanları ile ispatlandığını, çevre köylerden seçilecek mahalli bilirkişiler dinlenmeden karar verilmesinin eksik inceleme ve dayalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemişlerdir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.11.2021 tarihli ve 2021/865 E. 2021/1466 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz her ne kadar kamulaştırma sahası dışında ise de davacı tarafın muvafakatı ile... İl Özel İdaresi adına tescilinin yapıldığı, onun tarafından da davalı Organize Sanayi Müdürlüğüne devredildiği, üzerine yapılar yapıldığı ve aradan geçen 20 yılı aşkın sürede göz önüne alındığında, son kayıt maliki davalının ediniminde kötü niyetli olduğu hususunun kanıtlanamadığı, dolayısıyla davalının Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinin koruyuculuğu altında olduğu saptanarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Bölge Adliye Mahkemesinin Yerel Mahkemenin zamanaşımı gerekçesini ortadan kaldırdığından esasa girmeden kaldırma kararı vermesi gerektiğini, taşınmaz üzerinde hiç yapı olmadığını, sadece elektrik direği ve telefon vericisi olduğunu, telefon verici kulesinin de senelerce kirasını davacı köyün aldığını ve senelerden beri kendi malı diye burayı kullandığını, sonradan bu taşınmazın köy adına kayıtlı olmadığını anlar anlamaz eldeki davayı açtığını, taşınmazın zilyedinin de davacı olduğunu, yolsuz tescilde zamanaşımının söz konusu olmadığını, davalının da iyi niyetli olmadığının tanık beyanları ile ispatlandığını, çevre köylerden seçilecek mahalli bilirkişilerin dinlenmeden karar verilmesinin eksik inceleme dayalı olduğunu ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.
3.Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” ve aynı Kanun'un 1025/1 inci maddesi ''Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir.'' denilmektedir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3.2.2. TMK’nin 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 328 parsel sayılı taşınmaz 22.378 m² yüz ölçümü ile davacı Köy tüzel kişiliği adına tapuda kayıtlı iken, dava dışı... İl Özel İdaresi Müdürlüğünün 1995 tarihli kamulaştırma işlemi neticesinde 20.154 m²'sinin satın alma yolu ile kamulaştırıldığı, ilgili kurum tarafından 03.03.1997 tarihli yazısı ile Tapu Müdürlüğünden anılan taşınmazın 20.154 m2’lik kısmının ücretinin ödendiği belirtilerek yalnızca bu kısmın kamulaştırma nedeniyle adına tescilini talep etmiş olmasına rağmen, Tapu Müdürlüğünce sehven taşınmazın tamamının kamulaştırma nedeniyle dava dışı... İl Özel İdaresi Müdürlüğü adına tesciline dair işlem yapıldığı, kamulaştırılmayan alan yönünden yapılan tescil işleminin yolsuz tescil niteliğinde olduğu, ardından 13.01.2000 tarihli ifraz işlemi ile çekişme konusu yolsuz tescil edilen 2.200 m² lik kısmın tarla vasfı ile 707 parsel numarasını aldığı, dava dışı ...İl Özel İdaresi Müdürlüğü tarafından 15.08.2001 tarihinde devir işlemi ile davalı Organize Sanayi Bölgesi Tüzelkişiliği adına devredildiği, 06.08.2015 tarihinde kesinleşen 22-A çalışması ile çekişme konusu taşınmazın 121 ada 1 parsel numarasını aldığı anlaşılmıştır.
3.3.2. Somut olayda; Mahkemece, davalının iyiniyetli olmadığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yolsuz tescil ile taşınmazı edinen kişinin iyiniyetli olup olmadığı her tür delille ispatlanabilir. Keşif mahallinde dinlenen davacı tanıkları, davalı Organize Sanayi Bölgesi yetkililerinin taşınmazdaki kamulaştırılan ve kamulaştırılmayan alanı gösterdiğini beyan ettiklerine göre, davalının dava konusu kısmın kamulaştırılmadığını bilmediği düşünülemez. Bir başka deyişle davalının çekişme konusu 121 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ilk el ...İl Özel İdaresine yolsuz tescil edildiğini bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğunun anlaşılması karşısında, TMK 1023.maddesi koruyuculuğundan yararlanması mümkün değildir.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 Sayılı HMK’nin 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.