Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10613 E. 2022/4231 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: BURDUR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, tereke temsilcisi vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; tereke temsilcisinin istinaf başvurusunun kabulü; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan dedeleri 1896 doğumlu ...'in dava konusu 659 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 16/48 paydaşı olduğunu, mirasbırakanın torunu olan 1954 doğumlu ...'in kendisine intikal etmiş ve edecek olan paylarının tamamını Burdur 2. Noterliğinin 17/03/2015 tarih ve 2241 yevmiye no.lu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi ile kardeşi olan davalıya sattığını ancak devretmediğini, bu nedenle davalı ...'in Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/463 E., 2015/499 K. sayılı dosyası ile kardeşi ... aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtığını, söz konusu davada 1954 doğumlu torun ...'in payının iptal edilmesi gerektiği halde; baba ismi ve isim benzerliği nedeniyle mirasbırakanları 1896 doğumlu ...'in taşınmazdaki payının tamamının iptal edilip davalı adına tesciline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davalının önce anılan taşınmazı iade edeceğini belirttiğini, ancak daha sonra tüm girişimlere rağmen terekeye iade etmediğini, davalının da taşınmazın dedesine ait olduğunu bildiğini, haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, dava konusu 3 parsel sayılı taşınmazdaki 16/48 payın mirasbırakan 1896 doğumlu, ...TC Kimlik no.lu ...'e ait olduğunun tespiti ile tapu kaydının iptaline ve payları oranında mirasçıları adlarına tesciline, olmazsa terekeye döndürülerek 1896 doğumlu, ...TC Kimlik no.lu ... adına tesciline karar verilmesini istemişler, aşamada mirasbırakan ...'in terekesine temsilci atanmıştır.

II. CEVAP

Davalı, Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/463 E., 2015/499 K. sayılı davada isim ve soyisim aynılığı nedeniyle 1954 doğumlu ... payının iptal edileceği yerde sehven mirasbırakan 1896 doğumlu ... payının iptali ile adına tesciline karar verildiğini, Mahkemenin iradesinin 1954 doğumlu ... payının iptali yönünde olduğunu, bu durumun tarafların talebi üzerine tashih yoluyla giderilebileceğini, hükmün tashihi suretiyle giderilebilecek bir yanlışlıktan dolayı dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini, öte yandan payın tamamının dava konusu edildiğini, ancak 1954 doğumlu ...'ın payını satın aldığını ve bu payın kendi üzerinde bırakılması gerektiğini, kalan kısmın diğer mirasçılar adına tesciline itirazı olmadığını, söz konusu hatada kendisine atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, hatanın kendisi tarafından tek taraflı düzeltilmesinin mümkün olmadığını, bu yönden temerrüde düşürülmediğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek, davanın kısmen kabulü halinde, ilk duruşmadan önce 1954 doğumlu ...'ın payının kendi üzerinde bırakılması kaydıyla kalan bölüm yönünden davayı kabul ettiği için HMK'nın 312/2. maddesi gereği yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını savunmuş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 18/07/2017 tarihli ve 2016/331 E., 2017/195 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Kaldırma Kararı (ilk)

Bölge Adliye Mahkemesinin 22/12/2017 tarihli ve 2017/851 E., 2017/1000 K. sayılı kararıyla; davanın tereke adına açıldığının kabulü gerektiği, davaya muvafakatin duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabileceği, bu yolda ortaklardan tümünün muvafakatı sağlanamazsa TMK'nın 640. maddesi uyarınca mirasbırakanın terekesine temsilci atanması için davacı tarafa süre verilmesi gerektiği, dava haklarına ilişkin bu hususların hakim tarafından re'sen ve öncelikle nazara alınması gerektiği, kaldı ki dahili davalı olarak davaya dahil edilen ...'in dahili davalı olmayı kabul etmediğini, istemle bir ilgisi olmadığını beyan eden bir dilekçe sunmuş olduğu, Yerel Mahkemece taraf sıfatı hususunda belirtilen esaslar gözetilmeksizin karar verildiği gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4. maddesi uyarınca, tarafların istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince İlk Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 02/10/2018 tarihli ve 2018/21 E., 2018/340 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın ...'in terekesine temsilci atanmak suretiyle yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar (ölen davalı ... mirasçıları) vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

5. Kaldırma Kararı (ikinci)

Bölge Adliye Mahkemesinin 04/07/2019 tarihli ve 2019/146 E., 2019/856 K. sayılı kararıyla; dava dilekçesinde dava değerinin 30.000,00 TL olarak gösterildiği, bu miktar üzerinden davaya devam olunduğu, ancak keşfen belirlenecek dava değeri üzerinden peşin harcın tamamlatılması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4. ve 6. maddeleri uyarınca, istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

6. İlk Derece Mahkemesince İkinci Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 24/11/2020 tarihli ve 2019/178 E., 2020/263 K. sayılı kararıyla; dava konusu 659 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 16/48 (1/3) payın mirasbırakan 1896 doğumlu ...'e ait olduğu, Mahkemenin 2015/463 E., 2015/499 K. sayılı dosyasındaki Burdur 2. Noterliğince tanzim olunmuş 17/03/2015 tarih 02241 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi Sözleşmesinde dava konusu 659 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki payını satan ...'in ise, tapu maliki 1896 doğumlu ...'in torunu olduğu, malik olmayan torun ...'in yaptığı satışın geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

7. İkinci Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi vekili ve davalılar (ölen davalı ... mirasçıları) vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

8. İstinaf Nedenleri

8.1. Tereke temsilcisi vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinin eksik hesaplandığını, hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin nispi tarifeye göre belirlenmesi gerektiğini, eksik harcın tamamlandığını, maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu bildirerek, kararın vekalet ücreti yönünde kısmen kaldırılmasına/düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

8.2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/463 E., 2015/499 K. sayılı kararında maddi hata yapıldığının açıkça ortada olmasına ve hatanın tavzih suretiyle düzeltilmesi mümkün olmasına rağmen dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, Mahkemece ... payının tescilinde isim hatası yapılmasında davalı tarafa atfedilecek bir kusur olmadığını, davalıların mirasbırakanı ...'in temerrüde düşürülmediğini, dava açılmasına sebebiyet verilmediğini, ön inceleme duruşması öncesi 1954 doğumlu ...'ın payının davalı üzerinde bırakılması kaydıyla kalan bölüm yönünden davanın kabul edildiğini, buna rağmen HMK'nın 312/2 hükmüne aykırı şekilde yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile sorumlu tutulmalarının; kısmen kabul kararı verilmiş olmasına rağmen lehlerine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

9. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14/09/2021 tarihli ve 2021/366 E., 2021/1198 K. sayılı kararıyla; dava konusu 659 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 16/48 (1/3) payın mirasbırakan 1896 doğumlu ...'e ait iken, mirasbırakan ...'in torunu olan 1954 doğumlu ...'in, mirasbırakandan kendisine intikal edecek payı Burdur 2. Noterliğinin 17/03/2015 tarih ve 02241 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi Sözleşmesi ile ...'e satmayı vaad ettiği, ... tarafından Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/463 E. sayılı dosyasında açılan tapu iptali ve tescil talepli davada, mirasbırakan ...'den, ...'e intikal edecek payın yerine mirasbırakan ...'in 1/3 oranındaki tüm payının iptali ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın kesinleştiği, dolayısıyla ... adına tescil olunan payın hatalı olduğu, tescilin yolsuz tescil olduğu hususunda bir ihtilaf bulunmadığı, ancak bir kısım mirasçıların ölümü neticesinde onların mirasçılarının davalı olarak gösterilmesinin hatalı olduğu gibi, dava devam ederken ölen davalı ...'in kararda sağmış gibi gösterilmesi usul ve yasaya uygun olmadığı, davanın kabulüne karar verilmesine rağmen, kısmen kabul yönünde karar yazılmasının; ölen davalı ...'in kök mirasbırakandan gelen miras payı ile torun ...'den satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı payın ... mirasçıları uhdesinde bırakılması gerekirken tüm payın tapusunun iptali yönünde karar verilmiş olmasının; dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenen değeri üzerinden tereke lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti takdir olunmasının doğru olmadığı, davalı tarafın davayı kabule ilişkin kayıtsız şartsız bir kabul beyanı bulunmadığı, kısmen kabul, kısmen ret kararının hatalı olduğu gerekçesiyle tereke temsilcisinin istinaf başvurusunun kabulüne; davalıların istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar (ölen davalı ... mirasçıları) vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmalarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince kayıtsız, şartsız kabul beyanı olmadığı gerekçesiyle bu yöndeki istinaf başvurusunun reddedildiğini, ancak davanın davalıların mirasbırakanının payının tamamının iptali talebiyle açıldığını, hal böyle iken nasıl kayıtsız, şartsız kabul beyanında bulunulabileceğini, davanın reddine karar verilmeyecek ise kısmen kabul kararı verilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (IV/9.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.429,98 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden davalılardan alınmasına, 26/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.