Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10615 E. 2022/1489 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 29/04/2021 tarihli ve 2021/449 Esas - 2021/702 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanları ...'ün maliki olduğu 84 ada 21 parsel sayılı taşınmazını satış göstermek suretiyle davalı oğluna temlik ettiğini, murisin 1977 yılında söz konusu taşınmazı kendisi (davacı) ile birlikte davalıya verdiğini, yine dava dışı 153 ada 12 ve 19 parsel sayılı taşınmazlarını da diğer çocuklarına verdiğini sözlü olarak beyan ettiğini, kardeşlerine verilen taşınmazların 1988 yılında devrinin yapıldığını ancak yarısı kendisine verilen taşınmazın kendisine devrinin yapılmadığını, murisin baştaki niyetinin taşınmazlarını çocukları arasında paylaştırmak iken, 1988 ve 1991 yıllarında yapılan satış işlemleri ile paylaşımın dışına çıkıldığını, kendisinden mal kaçırma amacıya hareket edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında annesi ...’nin ölümü üzerine annesinin payından da miras payını istediğini davasını bu şekilde ıslah ettiğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı, dava konusu taşınmazı muris babasından satın aldığını, maddi durumunun yerinde olduğunu, oto tamiri işinde uzun yıllar Gelendost ilçesinde çalıştığını, uzun yıllar kalp yetmezliği ve göz rahatsızlığı ile mücadele eden mirasbırakanın tüm bakım ve gözetimi ile ilgilendiğini, sağlık harcamalarını yaptığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Yalvaç Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/04/2021 tarihli ve 2017/209 E. - 2020/102 K. sayılı kararıyla; davacının muris ...'ün mal kaçırma kastını ispat edemediği, mirasbırakanın paylaştırma kastı ile hareket ettiği sonucuna varıldığı, ayrıca muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak açılan davalar hak düşürücü süre ya da zamanaşımına tabi değil ise de, devirden itibaren yaklaşık 26 yıl geçtikten sonra dava açılmasının Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı vekili, murisin değirmencilik yaparak geçimini sağladığını, 76 yaşında iken taşınmaz satmasının haklı ve makul bir nedeni bulunmadığını, davalının taşınmaz satın alabilecek ekonomik gücünün bulunmadığını, murisin 1977 yılında dava konusu taşınmazı davacı ile davalıya verdiğini, Gelendost ilçesinde bulunan 153 ada 12 ve 19 parsel numaralı taşınmazları davacının diğer kardeşleri ... ve Zübeyde'ye verdiğini, sözlü olarak bunu ifade ederek, 1988 yılında da devir işlemini yaptığını, murisin başlangıçtaki niyetinin taşınmazlarını çocukları arasında paylaştırmak iken, 1988 ve 1991 yılındaki satış işlemleri ile davacıyı bu paylaşımın dışında tutarak, mal kaçırma kastıyla hareket ettiğini, davacının babasının sözüne güvenerek yarısı kendisine verilen taşınmaza elma fidanları diktiğini, murisin sonradan dava konusu taşınmazı davalıya devrettiğini, devir tarihindeki taşınmaz değeri ile tapuda gösterilen bedel arasında fahiş farklılık bulunduğunu, tanık ... ...'ün beyanlarına neden itibar edilmediğinin Mahkemece gerekçelendirilmediğini belirterek kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, yanlış hesaplanan vekalet ücretinin düzeltilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29/04/2021 tarihli ve 2021/449 E. - 2021/702 K. sayılı kararıyla; tanıkların, davalının murise baktığını, diğer mirasçıların şehir dışında olmaları nedeniyle murise bakamadıklarını beyan ettikleri, taraflara eşit mesafede yakınlığı bulunan davacı ve davalının kardeşleri ...'ün bu davanın sonucunda taşınmazın tapusunun iptali halinde, taşınmaza yönelik dava açması ve tapu iptali talep etmesi halinde dosyadaki kararın lehine olacağını bilmesine rağmen, davalının her zaman ebeveynlerinin yanında olduğu, murise maddi olarak destek olduğu ve hep yardım ettiği, murisin devri yapmaktaki amacının çocukları arasında paylaştırma yapmak olduğu, davacı ve davalının birlikte arazi aldıkları, ancak sonradan murisin bu yeri davalıya vermeye karar verdiği yönündeki beyanı ve davacı tanıklarının dahi hiçbirisinin mal kaçırma kastından söz etmemiş olmaları dikkate alınarak murisin mirasçılardan mal kaçırma kastının ispatlanamadığı ve davacının murisle birlikte muristen sonra vefat eden annesi ...'den intikal edecek hissesi oranında belirlenen dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçeleri ile davacı ve davalı vekillerinin İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı yapmış oldukları istinaf başvurularının ayrı ayrı 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacı vekili, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince uyuşmazlığın çözümüne yeter araştırma ve inceleme yapılmadığını, tanıkların beyanlarının yeterince irdelenmediğini, taraf ve tanık beyanlarının bilirkişi raporlarındaki tespitler ile karşılaştırılmadığını, mevcut durumda davacı müvekkilinin de dahil olduğu hak dengesini gözeten bir paylaştırmadan söz edilebilmesinin mümkün olmadığını, zira muris tarafından davacı müvekkiline temlik edilen hiç bir malın bulunmadığının tapu kayıtlarıyla sabit olduğunu, bir kısım davalı tanıklarının, dava konusu yerin murise yardımları dolayısıyla davalıya verildiği, diğer bir kısım davalı tanıklarının ise davalı tarafından satın alındığı şeklindeki beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmemiş olduğunu, küçük kırsal yerleşim yerlerinde aile bağları kuvvetli olup; baba oğul arasında satıştan dolayı genellikle para alışverişinin söz konusu olmadığını, tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere muris ...'ün mirasçıları arasında paylaştırma iradesinin bulunmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

2.2. Davalı vekili, lehlerine hükmedilen vekalet ücretinin daha fazla olması gerektiğini belirterek, kararın bu yönden düzeltilerek onanmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

3.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) numaralı paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı ve davalı vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan ve davalıdan ayrı ayrı alınmasına, 24/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.