"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ile alacak davasında bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabülüne ilişkin olarak verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 18/03/2021 tarihli, 2020/2065 Esas, 2021/1570 Karar sayılı bozma ilamına karşı davalı ... karar düzeltme talebinde bulunmuş, Mahkemece 09/11/2021 tarihli ek karar ile karar düzeltme talebinden vazgeçmiş sayılmasına ilişkin verilen karar, davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;
I. DAVA
Davacı, 324 ada 1, 2 ve 3 parsel, 332 ada 7, 8 ve 13 parsel, 333 ada 23 ve 4 parsel sayılı taşınmazlardaki 1/40 payının, vekil davalı ... tarafından vekâlet görevi kötüye kullanılarak diğer davalılar ... ve ...ye devredildiğini, davalıların kötüniyetli olarak birlikte hareket ettiklerini ileri sürerek, tapu kayıtlarının payı oranında iptali ile adına tescil, olmazsa tazminata karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... ve ..., satış bedeli olarak vekil ...’ye 5.000 TL ödediklerini belirterek, davanın reddini savunmuşlar, davalı ... savunma getirmemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Pazar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/04/2015 tarihli ve 2013/146 E., 2015/161 K. sayılı kararıyla; tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 24/10/2018 tarihli ve 2015/17642 Esas, 2018/13883 K. sayılı kararıyla; "...Mahkemece 19.09.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında taraflara delillerini bildirmeleri için 19.12.2013 tarihli bir sonraki celseye kadar süre verildiği, davalı ...’ın 25.10.2013 tarihli dilekçesinde ... isimli kişinin ifadesine başvurulabileceğini belirttiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davalı tanığı da dinlenerek ve davacı tanıklarının ifadeleri yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir." gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 12/12/2019 tarihli ve 2019/17 Esas, 2019/557 Karar sayılı kararıyla; davalılar ... ve ... yönünden açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine, dahili davalılar ... ve ... yönünden tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Bozma Kararı
Dairenin 18/03/2021 tarihli ve 2020/2065 Esas, 2021/1570 Karar sayılı kararıyla; “Hemen belirtmek gerekir ki, gerekçeli kararın hükümden önceki son paragrafının gerekçenin bütünüyle çeliştiği ve ilk gerekçeli karardan kopyalamak suretiyle karara alındığı anlaşılmış ancak bu hususun yerinde düzeltilebilir maddi hataya yönelik olduğu görülmüştür. Somut olayda, dava konusu taşınmazlarda, satışa konu edilen davacıya ait 1/40 payının bilirkişi raporu ile tespit edilen satış tarihi itibariyle değerinin 13.202,98 TL olduğu, davalılar tarafından davacı payının 5.000 TL'ye satın alındığının savunulduğu, davacı tanıklarının ise dava konusu taşınmazlarda davacı payı ile davacının dava dışı diğer üç kardeşine ait olan toplam 4/40 hissenin ortalama 80.000-100.000 TL bedelle satılmasının kararlaştırıldığı yönünde beyanda bulundukları anlaşılmaktadır. Bu durumda, vekilin davacının talimatı dışına çıkarak davacıyı zararlandırıcı işlem yaptığı, davalılar ...ve ...'ın da davacıların akrabası olmaları nedeniyle durumu bilen veya bilmesi gereken konumda olduklarından zararlandırmayla ilgili vekil ile el ve işbirliği içinde hareket ettikleri sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca, davacının tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
6. Karar Düzeltme
Pazar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/11/2021 tarihli 2019/17 Esas, 2019/557 Karar, sayılı ek kararıyla; davalı ...’ın kendisine verilen bir haftalık kesin süre içinde karar düzeltme harcı ve gider avansı yatırmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK'nın 344. maddesi uyarınca davalının 16/07/2021 tarihli karar düzeltme talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
7.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Pazar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen 09/11/2021 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davalı ..., karar düzeltme harcı ve gider avansı yatırılmasına ilişkin muhtıra evrakını içerir tebligattaki imzanın kendisine ait olmadığını, usulsüz tebligat nedeniyle sorumlular hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, öncelikle ek kararın kaldırılması ile karar düzeltme talebinin kabulü ile, bozma kararının düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkin davada, davalının karar düzeltme talebinden vazgeçmiş sayılmasına ilişkin ek kararın yerinde olup olmadığına ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. Bilindiği gibi süreler, 6100 sayılı HMK’nın 91. maddesi gereği; taraflara tebliğ tarihinden veya kanunda öngörülen hâllerde, tefhim tarihinden itibaren işlemeye başlar.
9.2.2. Hemen belirtmelidir ki, yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulünce yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.
Taraflara hukukî dinlenilme hakkı verilmesi anayasal bir haktır. 1982 Anayasası'nın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukukî dinlenilme hakkını da içermektedir. Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nde de hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde: "(I) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir". hükmü düzenlenmiştir.
Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gerekir.
9.3. Değerlendirme
9.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, Dairenin 18/03/2021 tarihli ve 2020/2065 E., 2021/1570 K. sayılı bozma kararına karşı davalı ...'ın karar düzeltme talebinde bulunduğu, Mahkemece karar düzeltme harcı ve gider avansının bir haftalık kesin sürede yatırılması aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağını belirtir muhtıranın 05/10/2021 tarihinde bizzat davalıya tebliğ edildiği, karar düzeltme harcı ve gider avansı yatırılmadığı için 09/11/2021 tarihli ek karar ile karar düzeltme talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
9.3.2. Davalı, temyiz dilekçesinde tebligat evrakındaki imzanın kendisine ait olmadığını, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu ileri sürmüştür. Dairece, 09/05/2022 tarihli müzekkere ile “...davalı tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına başvuru yapılmış ise akıbetinin sorulması, imza incelemesi raporu alınmış ise raporun bir örneğinin gönderilmesi...” istenmiş, Pazar Cumhuriyet Başsavcılığınca 2021/4328 numaralı dosyada yürütülen soruşturmaya ilişkin evraklar gönderilmiş; davalı ... ile aynı mahallede başka bir ... isimli kişi daha bulunduğu, karışıklık nedeniyle tebligatların zaman zaman bu kişiye yapıldığı, PTT görevlileri hakkında kamu davası açmaya yeterli ve somut delil bulunmadığı gerekçesiyle, kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
9.3.3. Davalı ..., muhtıra evrakını içerir tebligattaki imzayı inkar etmiş, Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmasında imza incelemesi yapılmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca; Mahkemece, davalı ... tarafından inkar edilen tebligattaki imzanın, eli ürünü olup olmadığının açıklığa kavuşturulması konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınması ile mümkün olacağından bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı ...’ın yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile, karar düzeltme talebinden vazgeçmiş sayılmasına ilişkin ek kararın 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.