"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : DENİZLİ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, iki çocuğu olduğunu, eşinin yıllar önce öldüğünü, bu nedenle taşınmazlarını çocukları arasında taksim etmek istediğini ancak davalı kızı ...’nın kendisine bakacağı vaadinde bulunduğu için ona diğer kızından daha çok taşınmaz verdiğini, yaşı, davalı ile anne kız olmaları, okuma yazma bilmemesi ve yaşından dolayı ölünceye kadar bakma akdi yaptığını sanarak 19, 29 ve 3 parsel sayılı taşınmazları satış suretiyle davalıya devrettiğini, tescil yapıldıktan sonra davalı kızının kendisini kovduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, ıslah ile 29 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davasını alacağa dönüştürmüştür.
II. CEVAP
Davalı, iddiaların gerçek olmadığını, taşınmazları bedeli karşılığında satın aldığını, bu durumun Ziraat Bankası kayıtları ile sabit olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, tapudaki işlemler satış suretiyle gerçekleştiğinden işlemin ölünceye kadar bakma vaadi nedeniyle yapıldığı iddiasına itibar edilmediği, tasarruf tarihinde 71 yaşında olan ve okur yazarlığı olmayan davacı adına yatırılan paraların çekilmesi sırasında davalının ve tanık olarak dinlenen kızının bulunmasının çekilen paraların davalının kontrolü altında bulunduğu iddiasını ispatladığını, davalının yönlendirmesi sonucu taşınmazın davalıya bedelsiz devredildiği gerekçesiyle 19 parsel yönünden tapu iptali ve tescil, diğer taşınmazlar yönünden tazminat isteğinin kabulüne dair kararın davalı tarafından istinafı üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının ehliyetsizlik iddiasının bulunup bulunmadığı üzerinde durularak varsa ehliyetli olup olmadığının saptanması, ondan sonra HMK 297. madde hükmü gözetilerek kararın gerekçesinin açık anlaşılır ve delillere dayalı gerekçelendirilmesinin yapılması gerektiği belirtilerek, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince ortadan kaldırma kararına uyularak yapılan yargılamada, bedeller arası farkın tek başına satışın iptali için yeterli olmadığı, işlem tarihi itibariyle davacının hata, hile, korkutma, gabin vb irade sakatlıklarına maruz kaldığına yönelik somut hiçbir delil olmadığı, davacının hesabına yatırılan paranın davalının kontrolünde olduğuna ilişkin somut bir bilgi bulunmadığı, davacının tek başına hukuki işlem yapmasına engel bir hali olduğunun kanıtlanamadığı, davacının delilleri arasında yemin delilinin bulunmadığı, dosya kapsamında toplanan delillere göre taraflar arasında gerçekleşen 10/10/2014 tarihli satış işleminin tarafların gerçek iradelerine uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, bankaya yatırılan paraların göstermelik yatırıldığı, çekilerek tekrar tekrar aynı paranın yatırıldığını, bunun en büyük kanıtının dekontlarda bulunan davalı ve kızının imzasının bulunması olduğunu, davacının dava dilekçesindeki beyanında ve dinlettiği tanıkların beyanlarında 210.000. TL’nin elden davacıya verildiğini söylediklerini, keşifte ise bedelin taşınmaz ipotek edilerek ödendiğinin ileri sürüldüğünü, tapudaki bedelin düşük olduğunu, devir tarihinde 75 yaşında olduğunu,ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.11.2021 tarihli ve 2021/865 E. 2021/1466 K. sayılı kararıyla; devrin davacının iradesinin fesada uğratılması sonucu yapıldığı ya da ölünceye kadar bakma karşılığı yapıldığı hususunun ispatlanamadığı ve davalı tarafından davacıya tarla satış bedeli açıklaması ile gönderilen 210.00,00 TL’nin davalının kontrolünde olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, bankaya yatırılan paraların göstermelik yatırıldığı, çekilerek tekrar tekrar aynı paranın yatırıldığı, bunun en büyük kanıtının dekontlarda bulunan davalı ve kızının imzasının bulunması olduğunu, davacının dava dilekçesindeki beyanında ve dinlettiği tanıkların beyanlarında 210.000. TL’nin elden davacıya verildiğini söylediklerini, keşifte ise bedelin taşınmaz ipotek edilerek ödendiğinin ileri sürüldüğünü, tapudaki bedelin düşük olduğunu, devir tarihinde 75 yaşında olduğunu, oğlunun hem kendisini, hem torunlarını, hem de gelinini öldürmesinden dolayı yaşadığı buhranla taşınmazı devrettiğini ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.
3.Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile hukuksal nedenine dayalı açılan tapu iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
3.2.2. Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3.3. Değerlendirme
Kararın (III.) ve (IV/3.) numaralı paragraflardaki gerekçeler yerinde bulunmakla, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 16/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.