Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10638 E. 2022/8327 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : KARACASU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, dava konusu 124 ada 47, 138 ada 5, 149 ada 9, 151 ada 80, 150 ada 2, 144 ada 32, 127 ada 50 ve 127 ada 84 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sonucunda ... mirasçıları; eşi ... ile çocukları davacılar adına tespit ve tescil edildiğini, ...’ın murisin eşi olmadığını, ...’in eşinin adının... olduğunu, Karacasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/150 Esas 2018/139 Karar sayılı dosyasında muris ... ’ın ... ile evli olmadığının, .... isimli kişi ile evli olduğunun tespit edildiğini belirterek, dava konusu taşınmazlarda davalılara anneleri ...’den intikal eden hisselerin iptali ile davacılar adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesine göre kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Karacasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.06.2020 tarihli ve 2019/69 E. 2020/76 K. sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazlara ilişkin kadastro tespit tutanağının kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazların muris ... n ölümünden bu yana 80-90 yıldır davacıların kullanımında olduğunu, ... kaydının 15.08.2016 tarihinde .... olarak düzeltildiğini, ...’in .... isimli şahıs ile evli olduğunu, ... isimli birisinin olmadığını, taşınmazların ..... ile hiçbir fiili ve hukuki ilişkisi olmadığını, bu hususların Karacasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/150 Esas sayılı dosya ile tespit edildiğini, bu nedenle ... adına kayıtlı payın iptali ile davacılar adına tescili gerektiğini, Mahkemenin verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların hak kaybının 2016 yılında yapılan isim tashihi ve 2017 yılında alınan veraset ilamı ile ortaya çıktığını belirterek, ret kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 27.10.2021 tarihli ve 2021/1278 Esas - 2021/1099 Karar sayılı kararıyla; davanın kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı, dava tarihi olan 25.04.2019 ile kadastro tespitinin kesinleştiği 06.04.1956 ve 04.07.1958 tarihleri arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; kadastro tespiti sonrasında açılan davalar sonucu ortaya çıkan hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

TMK'nın 599. maddesinde; "Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar. Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar. Atanmış mirasçılar da mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanırlar. Yasal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlüdürler."

TMK'nın 1024. maddesinde; "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir."

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Aydın ili, .... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan dava konusu taşınmazların 1955 yılında yapılan tapulama tespiti sırasında, davacıların kök murisi ...'ın 1953 yılında vefatı ile mirasının karısı ... ve evlatları ... (dosyamız davacıları.... ve ..... babaları) ile .... (davacı ...'ın annesi)'ye isabet ettiği, bunların da kanuni hisseleri nispetinde zilyetliklerinde bulunduğu gerekçesiyle, dava konusu 138 ada 5 (eski 260), 149 ada 9 (eski 1353), 151 ada 80 (eski 1359), 150 ada 2 (eski 1371), 144 ada 32 (eski 521), 127 ada 50 (eski 578) ve 127 ada 84 (eski 658) parsel sayılı taşınmazların 2/8 payının ....., 3/8'er payının ... ve... adına müştereken tespit edildiği, tespite karşı itiraz edilmemesi nedeniyle tespit işlemlerinin 06/04/1956 tarihinde kesinleşmesi sonucunda tapuya tescil işlemlerinin yapıldığı, 17/10/2018 tarihli intikal işlemi ile 2/8 ... payının davalılara devredildiği, tapuda halen 3/8 payının bir kısım davacılar murisi ..., 3/8 payının... mirasçısı davacı ..., 2/8 payının iştirakli olarak davalılar adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.

3.3.2. Davacı tarafın davalıların mirasçı olmadığına ilişkin sunduğu Karacasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.09.2018 tarihli ve 2017/150 Esas 2018/139 Karar sayılı kararı ile nüfus kayıtlarında davalıların murisi olarak geçen ...’nin, davacıların murisi ... ’ın eşi olmadığının tespitine karar verildiği görülmektedir.

3.3.3. Somut olayda İlk Derece Mahkemesince davanın kadastro öncesi sebeplere dayandığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve aynı gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf başvurusu reddedilmiş ise de; bir kişinin mirasçı olmadığının tespitine ilişkin olgunun kadastro öncesi neden değil, kadastro tespiti sırasında ya da daha sonra açığa çıkan bir durumu ifade ettiğinde kuşku bulunmamaktadır.

3.3.4. Hâl böyle olunca; davacı tarafa, ...’in mirasçılarını gösterir hasımlı veraset ilamı alması için olanak tanınması, alınacak hasımlı mirasçılık belgesinde davalıların mirasçı olmadığının belirlenmesi halinde işin esasının incelenmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerekirken, değinilen husus üzerinde durulmaksızın iddianın kadastro öncesi hukuki nedene dayandığı kabul edilerek hak düşürücü süreden dolayı davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.

VI. SONUÇ

Davacılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Karacasu Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene istek halinde iadesine. 19/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.