Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10665 E. 2023/4880 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesi uyarınca, kadastro öncesi haricen satın aldığını iddia ettiği taşınmazın mülkiyetinin tapu kaydının iptali ile adına tescilinin talep edilmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında, davacının taşınmazı satın aldığı ve zilyetliğini kesintisiz sürdürdüğü iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da, yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2012/321 E., 2015/218 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava konusu Işıklar mahallesi 383 ada 17 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının davalıların mirasbırakanı ... adına kayıtlı olduğunu, ancak ... mirasçıları tarafından 1990 yılında haricen kendisine satıldığını, 22 yıldır nizasız ve fasılasız, malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğunu, taşınmazın önce 1/2 payını kayden satın aldığını, sonrasında kalan 1/2 payı haricen mirasçılardan satın aldığını, ancak 1/2 payın kadastro sırasında ... oğlu ... adına tespit edildiğini, anılan kişinin davalıların mirasbırakanı ... olduğunu, 3402 sayılı Yasa'nın 13/B-b maddesinde aranan şartların kendisi açısından oluştuğunu ileri sürerek, davalıların mirasbırakanı adına olan 1/2 payın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesi istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., davacının iddialarının doğru olmadığını belirterek, davanın reddini istemiş, diğer davalıya cevap vermemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının iddia ettiği gibi taşınmazın kalan 1/2 sini haricen satın aldığı ve zilyetliğini kesintisiz olarak devam ettirdiğine yönelik vicdani kanaate ulaşılamadığı, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının dava konusu taşınmazı davacıya sattığını, ayrıca taşınmazı geri almak istediğini beyan ederek taşınmazın davacıya ait olduğunu kabul ettiğini, sonraki taşınmazı satmadıkları, davacının babası tarafından tehditle el konulduğu yönündeki beyanların gerçekle ilgisi bulunmadığını, davalıların satıp bedelini aldıkları taşınmazı tekrar mal edinmeye çalıştıklarını, kalan 1/2 payın davalıların vekaletname göndermemesi nedeniyle devredilemediğini, davacı ve ailesinin davalılar için tehdit oluşturmalarının mümkün olmadığını, mahalli bilirkişi ve tanıkların iddialarını destekler beyanda bulunduklarını, davanın kabulü gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrar ederek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 383 ada 17 parsel sayılı, 532,86 metrekare yüzölçümlü taşınmaz, tapu kayıtları nedeniyle eşit paylarla davacı ve Bahhi (Görgis oğlu) adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR :

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 242,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.