"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakan anneannesi ...′ın dava konusu 10 nolu parseldeki 2228/15840 payını tek oğlundan olma torunu davalıya 1970 yılında satış yoluyla temlik ettiğini, temlikin mal kaçırma amacıyla muvazaalı biçimde yapıldığını ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının annesinin bu konuda daha önce iki kızkardeşi ile birlikte dava açtığını ve davanın feragatle sonuçlandığını, eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
Temlikin muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin mahkeme kararına karşı davalı tarafın istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince esas yönünden yerinde görülmemiş, harç ve vekalet ücreti yönünden düzeltme yapılıp yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hükmün, davacı tarafından vekalet ücretine hasren, davalı tarafından da esastan temyiz edilmesi üzerinde Dairece, “1970 yılında yapılan temlik işlemine karşı dinlenen davacı tanıklarının beyanları soyut içerikten öteye geçememiştir. Bunun yanında; çekişme konusu 2228/15840 payın mirasbırakan tarafından ...ya temlikine ilişkin olarak mirasbırakanın kızları ...,(davacının annesi), ...ve...nin davalı ... aleyhine 09.10.1970 tarihinde 1970/304 es.s. tapu iptali-tescil davası açtıkları ve ...nın muris...′yi hile ve desiselerle kandırıp temyiz ve tasarruf kudretinin yerinde olmamasından faydalanarak hissesini satın almış gibi üzerine geçirdiğini ileri sürdükleri, ancak yargılama sırasında davadan feraget etmeleri nedeniyle davanın reddedildiği; sonradan ayrı hukuki sebebe dayanarak başka bir dava da açmadıkları anlaşılmaktadır. Açıklanan olgular, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler ve tüm dosya içeriği ile birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın mirastan mal kaçırma amacıyla taşınmazını temlik ettiği iddiasının sübuta erdiğini söyleyebilme olanağının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabul edilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda muzavaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddine. Ancak, bilindiği üzere, HMK 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 sayılı HMK'nın 373/3. maddesi gereğince bozma ilamına uyulduğuna göre bundan sonra mahkemece yapılacak iş bozmaya ve HMK'nın 297. maddesine uygun yeni bir karar vermekten ibaret olup Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin hüküm kurulması isabetsiz ise de anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün 1. bendinin öncesinde yer alan "Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Reyhanlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 25/05/2018 tarih ve 2014/427 Esas, 2018/307 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, yerine aşağıda hükmün tesisin :" ifadesinin hükümden çıkarılarak kararın bu haliyle 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA,, harç peşin alındığından davacıdan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 13/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.