"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ORTACA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemli dava sonunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 08/03/2021 tarihli ve 2020/1522 Esas ve 2021/606 Karar sayılı ilamı yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10/02/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat... geldi, davetiye tebliğine rağmen davalı vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, bilahare dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, yüklü miktarda olan kredi borçlarını ödemekte zorlandığı dönemde bundan faydalanan davalının 1 parsel sayılı taşınmazını değerinin çok altında satın aldığını, gabin şartlarının gerçekleştiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, mümkün olmazsa aradaki bedel farkının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde, davacı ile dava konusu taşınmazın 350.000,00 TL bedelle satın alınması konusunda anlaşma tutanağı düzenlediklerini, bir miktar elden ödeme yaptığını, davacının kredi borçlarını ödediğini ve borçlar bitene kadar da ödemeye devam edeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, gabinin şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle, davalının dava konusu taşınmazı müzayaka halinden faydalanarak yok pahasına aldığını, çeşitli bankalara borçlarının bulunmasının müzayaka halinde olduğunu gösterdiğini, bilirkişi raporuna yaptığı itirazların değerlendirilmediğini, edimler arası oransızlık olduğunu, taşınmazı serbest iradesi ile temlik etmediğini, davalının ödediğini iddia ettiği borçların devam ettiğini, tanık beyanlarının iddialarını doğruladığını, satış bedelinin peşin ödenmemesinin tapu iptali için yeterli olduğunu, tacir olan davalının zor durumda olduğunu bildiğini, davalının ticari kayıtları üzerinde inceleme yapılmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 08/03/2021 tarihli ve 2020/1522 Esas ve 2021/606 Karar sayılı ilamıyla; Mahkemesince 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılan gabin nedeni ile tapu iptali ve tescil davasında davacının 40.000,00.-TL satış bedeli olarak yapılan devrin zorda kalışına, baskı ve hileye dayalı olduğu iddia edilmiş ise de, taraflar arasında düzenlenen harici sözleşme ile taşınmaz değerinin 350.000,00.-TL olarak belirlendiği, davalının ödemeleri elden ödeme ve davalının banka ve icra dosyalarına ödeme şeklinde gerçekleştirdiği ve halen devam ettiği, davalının davacının durumunu bilebilecek durumda olmadığı ve sözleşme serbestisi dikkate alınarak davacının davasını ispatlayamadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, davalının zor durumda olduğunu bildiğini ve müzayaka halinden faydalanarak taşınmazı yok pahasına satın aldığını, incelemeler ve dinlenen tanıklar neticesinde çeşitli bankalara borçlu olduğunun ve müzayaka halinin sabit olduğunu, gabin nedeniyle tapu kaydının iptali ve adına tesciline, bu mümkün değil ise de aradaki bedel farkın tahsiline karar verilmesini istediğini, Ortaca'nın küçük bir yer olduğunu ve herkesin birbirinin durumunu bildiğini, bilirkişi değerlendirilmesinde taşınmazın satış tarihindeki değerinin 471.392.75 TL, 30/03/2018 tarihinde ki değerinin ise 698.397,20 TL olduğunun tespit edildiğini, bilirkişi raporuna yapılan itirazların değerlendirilmediğini, dava devam ederken davalı tarafın taşınmazı 1.400.000,00 TL'nin üzerinde bir fiyata sattığını, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre haklılığı sabitken İlk Derece Mahkemesinin haklı davasını reddettiğini, edimler arası oransızlığın dosya kapsamında ve tanık anlatımları ile sabit olduğunu, muhtaçlık belgesinin dosyaya ibraz edildiğini, akdin yapılması sırasında akit hata, hile, ikrah, gabin gibi iradeyi bozucu bir sebeple gerçekleştirilmiş ise yapılan temliki tasarrufun geçersiz olacağını, somut olayda edimler arasında aşırı oransızlığın yanında; bir tarafın diğer tarafın darda kalma, tecrübesizlik veya düşüncesizlik halinden yararlandığını, sözleşmede zarar görenin özel durumunu bilerek ve bu durumundan yararlanmak kastı ile (sömürme) sözleşmenin yapıldığını, Yerel Mahkemece edimler arasındaki aşırı oransızlık üzerinde durularak, objektif unsur ispatlandığı takdirde mutazarrırın kişiliği, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü psikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönler yani subjektif unsurun derinliğine araştırılıp incelenmesi gerektiğini, ancak bunların yapılmadığını, davalı tarafından kredi borçlarının ödendiği ve ödemeye devam edildiği belirtilmiş ise de bu borçların ödenmediğini ve emekli maaşına kadar bankanın bloke koyduğunu, davalının icra takiplerini dolayısıyla ekonomik durumunu çok net olarak bildiğini, taşınmaz alım satım işi yaptığını, tanıkların da iddialarını doğruladığını, satış esnasında bedelin ödenmemesinin tapu iptali için yeter olduğunu, davalının ticari kayıtları üzerinde inceleme yapılmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, (gabin) aşırı yararlanma hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun aşırı yararlanma başlıklı 28. maddesinde; “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.” hükmü düzenlemiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yukarıda (V./3.2.) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre (IV.3.) numaralı paragrafta belirtilen şekilde kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 10/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.