"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin kararın, davacılar ve bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucundu; başvuruların esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
DAVA
Davacılar ... ve ... vekili; müvekkilleri ile davalılardan ..., ... ve ... ...’ün kardeş olduklarını, davalı ...’ün ise ...’nin eşi davacıların ise yengesi olduğunu, kadastro sırasında davalılar adına gerek müstakil gerekse paylı olarak tespit ve tescil edilen 244 ada 33, 40, 256 ada 4, 5, 8, 9, 10, 12, 280 ada 2, 282 ada 7, 9, 10, 12, 13, 15, 23, 24, 27, 30, 31, 32, 33, 36, 294 ada 54 parsel sayılı taşınmazların öncesinde kök muris ... ...'e ait olduğunu, ölümüyle terekesinin paylaşılmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptaliyle miras payı oranında davacılar adına tapuya tescilini istemiştir.
CEVAP
Davalılara duruşma günü ve dava dilekçesi tebliğ olunmuş ancak süresi içinde davaya cevap vermemişlerdir. Yargılama sırasındaki beyanlarında kök muris babaları ...’den kalan 2 adet taşınmazın satılarak miras paylarına karşılık olmak üzere davacı ...’ye İstanbul’dan bir ev, davacı ...’ye bir araba satın aldıklarını, davacıların haklarının kalmadığını savunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI
Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.06.2018 tarihli 2015/150 Esas ve 2018/234 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, 282 ada 31, 32 ve 294 ada 54 parseller yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, 282 ada 9, 12, 24, 27, 33 ve 36 parseller yönünden davanın aktif husumet nedeniyle reddine, diğer parsellerin ise tapu kaydının iptaliyle 1/5'er payın davacılar adına, geriye kalan payın ise kayıt malikleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılardan ... ve ... ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
2. İstinaf Nedenleri
2.1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; aktif husumet yönünden davanın reddine karar verilen parsellerin davacıların kardeşinin eşi, yani yengeleri adına kayıtlı olduğunu, taşınmazların kök muristen geldiği hususunda taraflar arasında husumet bulunmadığını, taşınmazların zaten kök muris nedeniyle gelini adına tespit yapıldığını, gelinin üçüncü kişi olarak değerlendirilmesinin hak kaybına neden olacağını ileri sürerek bu parseller yönünden hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.
2.2. Davalılar ... ve ... ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; kök muris ... ...'ün sağlığında vefatına yakın bir zamanda sağlık sorunları nedeniyle taşınmazların zilyetliğini müvekkillerine devrettiğini, kök murisin 1981 yılında öldüğünü, bu tarih ve öncesinden itibaren tespit gününe kadar taşınmazın müvekkillerinin malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğunu, müvekkilleri yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğunu, aksinin kabulü halinde ise taraflar arasında bir taksimin bulunduğunu, davacı tarafından bahsedilen yerin satışına herkesin rıza gösterdiğini ve bu satış bedeli ile davacı ...’ye İstanbul ilinde bir daire satın alındığını, davacı ...’ye 1988 model bir otomobil alındığını ve terekeden bir haklarının kalmadığını, mahkemenin taksimin yazılı yapılması gerektiğine yönelik gerekçesinde haklı olmadığını, kadastro öncesi tapusuz taşınmazların taksim edildiğinin her türlü delil ile ispatlanabileceğini açıklayarak hükmün kabul yönüyle kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 21.03.2019 tarihli ve 2019/116 E. 2019/537 K. sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazların öncesinde kök muris ... ...’e ait olduğu ve ölünceye kadar kendisi tarafından kullanıldığı, zilyetliğin mirasçılarına devredilmediği, paylaşıma dayanan tarafın, Medeni Kanun'un 6. maddesi gereğince paylaşımın varlığını, paylaşım tarihini, paylaşıma bütün paydaşların veya yetkili temsilcilerinin katıldıklarını, paylaşımda paydaşlara verilen paylar ile bunların akıbetlerini, tespit gününe kadar paylaşımın bozulmadığını kanıtlamakla yükümlü olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca harici paylaşımın belgeler, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabileceğini bu nedenle mahkemenin davalı tarafın paylaşımı yazılı delil ile ispatlayamadığı gerekçesinin doğru olmadığı ancak dosya kapsamına göre sonuç olarak davalıların geçerli bir paylaşımı ispatlayamadıkları; hakkında husumet yönünden ret kararı verilen parsellerin tespit malikinin ... terekesine karşı üçüncü kişi konumunda olmasına ve Şükrüye tarafından Kadastro Mahkemesinde açılan ve 24/01/2011 tarihli 2009/44 Esas ve 2011/33 Karar sayılı dosyada keşif avansının yatırılmamış olması nedeniyle davanın reddine ilişkin verilen karar, niteliği itibariyle esas hakkında verilmiş olması nedeniyle aynı iddiayla açılmış sonraki davada kesin hüküm oluşturabilecek nitelikte ise de reddine karar verilen davada çekişmeli 256 ada 9 parselin tespit maliklerinin tamamının davada yer almaması, yani taraf teşkilinin sağlanmamış olması nedeniyle verilen karar eldeki dava yönünden kesin hüküm niteliği taşımayacağı gerekçesiyle davacılar ve davalıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılardan ... ve ... ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ki taleplerini tekrar ile aktif husumet yönünden davanın reddine karar verilen parseller yönünden hükmün bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davalılar ... ve ... ... vekili, temyiz dilekçesinde özetle; yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ki taleplerini tekrar ile hükmün kabul yönüyle bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
HMK'nun 369. maddesi uyarınca temyiz dilekçesinde belirtilen sebepler ile Kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususlar noktasında yapılan temyiz incelemesinde;
Dava kadastro öncesi nedene dayalı miras payına yönelik açılmış tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazlar kadastro sonucu belgesizden irsen intikal, satın alma, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik nedeniyle tespit edilmişlerdir.
Çekişmeli 282 ada 9, 12, 24, 27, 33 ve 36 parsel sayılı taşınmazlar davalı ..., diğerleri ise paylı veya müstakil olarak diğer davalılar adına kayıtlıdır.
Davacılar, çekişmeli taşınmazların ortak muris ... ...'den geldiğini ve terekesinin taksim edilmediği iddiası ile tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini talep etmiş, davalılar ise çekişmeli taşınmazların kök muris ... ...'den geldiğini, ilk olarak murisin sağ iken çekişmeli taşınmazları kendilerine verdiğini savunmuşlar ikinci olarak mirasçılar arasında terekenin taksim edildiğini, davacıların miras paylarına karşılık ev ve araba aldıklarını savunmuşlardır. Dolayısıyla taraflar arasında çekişmeli taşınmazların kök muris ...’den geldiği hususu tartışmasız olup taraflar arasındaki uyuşmazlık, murisin sağ iken taşınmazları davalı oğulları ile gelinine verip vermediği ya da öldükten sonra terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise davacılara hangi taşınmazların verildiği ya da miras paylarının karşılığının nakit veya mal ile ödenip ödenmediği noktasındadır. Taksime dayanan taraf, bu iddiasını ispat etmekle mükelleftir. Geçerli bir taksimin varlığından söz edilebilmesi için taksime tüm mirasçıların ya da temsilcilerinin katılmaları, katılmayan mirasçıların taksime muvafakat vermeleri, her mirasçıya hangi mevkiden taşınmaz mal verildiğinin, taşınmaz mal verilmeyen mirasçının ne şekilde razı edildiğinin somut olarak ortaya konması gerekir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bölge adliye mahkemesince davacı ve davalı tarafın istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, feragat nedeniyle red kararı verilen 282 ada 31, 32 parsel ve 294 ada 54 parsel sayılı taşınmazlar ile davalılardan ... temyize gelmediğinden ...’e ait 256 ada 5 ve 282 ada 30 parsel sayılı taşınmazlarda 1/2 pay, 256 ada 9 parsel sayılı taşınmazda 1/3 pay, 280 ada 2 parselde 1/3 pay ile 282 ada 23 parsel sayılı taşınmaz temyize konu değildir. Davacılar vekili tarafından aktif husumetten red kararı verilen taşınmazlar ile davalılar ... ve ... tarafından kabul kararı verilen taşınmazlar temyize getirilmiştir.
3.2. Değerlendirme
Dosya kapsamından, çekişmeli taşınmazların öncesinde kök muris ... ...’e ait olduğu ve ölünceye kadar kendisi tarafından kullanıldığı, ... tarafından zilyetliğin mirasçılarına devredilmediği, ... öldükten sonra terekesinin yasaya uygun şekilde tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilmediği anlaşılmaktadır.
Dava konusu 282 ada 9, 12, 24, 27, 33 ve 36 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıt maliki ... ortak muris ... ...’ün oğlu olan davalı ...’nin eşi olup, ... sağ olduğu için ortak muris ile ırs ilişkisi olmayan bir kişi olduğundan bu davalı, muris ... ...’ün terekesine karşı 3. kişi durumundadır. Terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir mirasçının, diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilmesi hukuken mümkün ise de, 3. kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açmasına imkan bulunmamaktadır. Elbirliği mülkiyetinde, mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Bu halde mirasçılardan birisinin kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir. İlk derece mahkemesince bu parseller hakkında aynı gerekçelerle davanın reddine karar verildiğinden davacıların temyiz itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla;
Davalının delil olarak dayandığı dosya arasında karar örneği bulunan Aybastı Kadastro Mahkemesinin 2009/44 Esas, 2011/33 Karar sayılı dosyasında, davanın "tespite itiraz" davası olduğu, davacısının ... davalıların ise ..., ... ve ... olduğu, davacının temyize konu bu davada da dava konusu ettiği 256 ada 9 parsel ile 280 ada 2 parsel sayılı taşınmazların muris ...’den geldiği ve terekesinin taksim edilmediği iddiası ile tespitin iptali istemiyle dava açtığı ve ilgili Mahkemece davalı ... yönünden tespit maliki olmaması nedeniyle husumet yokluğundan diğer davalılar ... yönünden süresi içinde keşif avansının yatırılmaması nedeniyle davanın reddine 256 ada 9 ve 280 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tescillerine karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 20.05.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, bu kararın mahkemece 256 ada 9 ile 280 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar açısından davacı ... ile davalılar... arasında kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağı hususu tartışılıp değerlendirilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmakla;
SONUÇ
1- Davacılar vekilinin, 282 ada 9, 12, 24, 27, 33 ve 36 parsel sayılı çekişmeli taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle bu parseller yönünden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
2- Davalılar ... ve ... vekilinin dava konusu 244 ada 33 ve 40, 256 ada 4, 5, 8, 10 ve 12, 282 ada 7, 10, 13, 15 ve 31 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle bu parseller yönünden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.615,87 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
3- Davalılar ... ve ... vekilinin dava konusu 256 ada 9 ile 280 ada 2 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, temyize konu bu iki taşınmaz hakkında Mahkemece, yukarıda belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmesi isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bu parseller yönünden BOZULMASINA, 19.01.2022 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.