Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3734 E. 2022/839 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, babalarından miras kaldığını iddia ettikleri taşınmaz üzerindeki tapu kaydının iptali ve adlarına tescili istemiyle açtıkları davada, terekeye dahil taşınmaz için mirasçıların tamamının davaya dahil olmasına rağmen, mahkemenin keşif yapmadan usulden red kararı vermesi.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye dahil taşınmazlar için mirasçıların tamamının davaya dahil olması gerektiği ve mahkemenin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kuramayacağı, keşif yapılmasının ve tüm delillerin toplanmasının zorunlu olduğu gözetilerek yerel mahkemenin usulden ret kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın usulden reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, çekişmeli 101 ada 51 parsel sayılı taşınmazın babasından kendisine, dedesinden de babasına gelecek şekilde 100 yılı aşkın süredir zilyetliklerinde bulunduğunu, dava konusu taşınmazın yanında 7 dönümlük davalının satın aldığı taşınmaz bulunduğunu, ancak kadastro sırasında haksız olarak dava konusu taşınmaz ile birleştirildiğini, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaliyle adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, kesin hüküm söz konusu olduğunu, dava konusu taşınmazın davalı adına tapulu olduğunu 100 yılı aşkın süredir davalının zilyetliğinde olduğunu, açılan davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 08/05/2014 tarihli ve 2012/64 E., 2014/67 K. sayılı kararıyla; Davacı ve davalının beyanları, keşif, keşif sırasında dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları, keşif sonrasında alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalının dosyaya sunmuş olduğu 14/10/2010-5 C: 86, S: 157 numaralı tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğu, davacının sunmuş olduğu 22/11/1963 tarihli ve yev: 56, C: 53, Sah: 57, sıra:109 nolu tapu kaydının ise dava konusu yere uymadığı, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının, davacının zilyetlik iddiasını kanıtlar nitelikte olmadığı, bu nedenle, davacının iddiasını ispatlayamadığı, her ne kadar, dava konu parselin alanının 69.928,14 m2 olduğu, davalının sunmuş olduğu 14/10/2010-5 C: 86, S:157 numaralı tapu kaydının ise, 7.000 m2.lik alanı kapsadığı anlaşılmış ise de, miktar fazlası kısım bakımından da davalı lehine kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluşmadığı, tüm bu açıklamalar karşısında, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde, mahalli bilirkişilerin tamamının dinlenmediğini, tanıklarından ..., ... ve ...’un dinlenmediğini, tanık beyanlarından da anlaşıldığı gibi taşınmaza babasının 1960 yılından bu yana zilyet olduğunu, babasının vefatından sonra kardeşinin ekip biçtiğini, kardeşinin vefatı ile de kendisinin ekip biçtiğini, tapu kaydı dışındaki kısmı 1960 yılından beri zilyet ettiklerini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

V. Yargıtay Bozma ilamı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.12.2014 tarihli 2014/15356 E., 2014/14221 K. sayılı Bozma ilamında “davacı çekişmeli taşınmazın bir bölümünün babasından kaldığını iddia edip kendisi ve annesi adına tescilini istediğine göre muris ... ...'un veraset ilamı getirtilerek davacı ve annesi dışında başka mirasçısı olup olmadığı belirlenmeli, taşınmaz halen iştirak halinde ise davacının kendisi adına tescil istemi ile dava açamayacağı gözönüne alınmalı taşınmazın dava konusu bölümünün davacı ve annesine bağış, satış, taksim vs... gibi nedenlerle intikal ettiğinin belirlenmesi halinde ise davacının annesi ... tarafından harcı yatırılarak açılmış bir dava olmadığı gibi 14.04.2014 havale tarihli müdahale dilekçesinin de harçlandırılmadığı, davacının ise annesi adına dava açamayacağı gözetilerek davanın davacının payı ile sınırlı görülmesi gerektiği üzerinde durulmalı, bu bakımdan tarafların dayandığı tapu kayıtlarının oluşumlarından itibaren tüm tedavülleri istenmeli, dayanılan tapu kayıtlarının aynı sınırları ihtiva etmesi halinde bunun nedeni üzerinde durularak hisse tapusu olup olmadıkları belirlenmeli, davacının dayandığı tapu kaydında malik olarak görünen kişinin veraset ilamı getirtilerek davacı ile tapu malikinin akdi ya da irsi ilişkisi belirlenmeli, çekişmeli taşınmaza komşu 101 ada 1 ve 48 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanağı ve varsa dayanakları getirtilmeli mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan yerel bilirkişilerle, usulünce keşfe çağırılarak taraf tanıkları ve teknik fen bilirkişisi huzuruyla keşif icra edilmeli, Keşif sırasında tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza ait olup olmadığı mahalli bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile belirlenmeye çalışılmalı, tapu hudutlarının gayrı sabit sınırlar olduğu gözetilerek tapulara miktarı itibariyle değer verilmeli, gerek tapu kayıtlarının ait olduğu bölüm gerekse miktar fazlası bölüm yönünden taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime intikal ettiği, kim tarafından hangi tarihten beri ne şekilde kullanıldığı hususlarında mahalli bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, çelişki oluşması halinde giderilmesi, teknik bilirkişisinden keşfi takibe elverişli, kayıt uygulamasını gösterir krokili rapor alınması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmiştir.

VI. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlkderece Mahkemesinin 21/02/2019 tarihli 2015/43 E., 2019/11 K. sayılı kararıyla, Davacı taraf, dava dilekçesinde; taşınmazın babasından intikal ettiğini, babasına da dedesinden intikal ettiğini, taşınmazın 100 yıldır (eklemeli zilyetlikle) zilyedi olduklarını, taşınmazın tapu kaydının iptali ile kendi adına tescili talep ettiğini, davacının beyanlarına göre dava konusu taşınmaza mirasçıların elbirliği halinde malik oldukları, taşınmazın terekeye ait olduğu anlaşıldığını, böyle bir durumda davacının kendi adına tapu iptali ve tescili davası açması halinde davanın reddi gerekeceği, davacı vekili sonradan bir kısım mirasçıların daha vekaletnamesini sunduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle usulüne uygun olmayan davaya sonradan diğer mirasçıların vekaletnamelerinin sunulmasıyla eksikliğin giderilemeyeceği, diğer mirasçılardan ...'ın ise davaya dahil edilmesi talep edilmiş ancak davaya sonradan davacı olarak dahil edilme şeklinde bir usulün olmaması sebebiyle talep dikkate alınmadığı belirtilerek, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.

VII. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

(İlk Derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.)

2. Temyiz nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, bozma kararında belirtilen hususlar yerine getirilmeden, keşif yapılmadan, davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

3.1.1. Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

3.1.2. Çekişmeli 101 ada 51 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydı ile davalı ... adına Kadastro Mahkemesinde açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildikten sonra 09.07.2012 tarihinde tescil edilmiştir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 13. maddesinde “Tapuda kayıtlı taşınmaz mal: A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi adına, b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına, c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına, B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına, b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına tespit olunur” hükmüne yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Mahkemece; terekeye dahil olan taşınmazı davacı adına tescilini isteyemeyeceğinden bahisle davanın usülden reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece; taşınmazın terekeye dahil olduğu anlaşıldıktan sonra mirasçıların tamamının davaya katılımı sağlanmış olmasına rağmen davada keşif yapılmadan yazılı şekilde karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.

3.3.2. Hal böyle olunca öncelikle, dosya arasında bulunan tarafların dayandığı tapu kayıtlarının aynı sınırları ihtiva etmesi halinde bunun nedeni üzerinde durularak hisse tapusu olup olmadıkları belirlenmeli, davacının dayandığı tapu kaydında malik olarak görünen kişinin veraset ilamı getirtilerek davacı ile tapu malikinin akdi ya da irsi ilişkisi belirlenmeli, çekişmeli taşınmaza komşu 101 ada 1 ve 48 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanağı ve varsa dayanakları getirtilmeli böylelikle dosya keşfe hazır hale getirilmelidir.

3.3.3. Mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan yerel bilirkişilerle, usulünce keşfe çağırılarak taraf tanıkları ve teknik fen bilirkişisi huzuruyla keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza ait olup olmadığı mahalli bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile belirlenmeye çalışılmalı, önceki keşifte beyanına başvurulan tanık ...' ın; taşınmazın öncesinde babasına ait olduğu, babasının ölümünden sonra abisi ...'in taşınmazı ...'ya sattığı ancak kendisinin dava açarak taşınmazı geri aldığı ve 7 dönümlük bölümünü davalıya sattığı yönündeki beyanları da dikkate alınarak iptal edilen tapunun davacının dayandığı tapu kaydı olup olmadığı belirlenmeli; dayanılan tapuların evrak-ı müsbiteleri ve diğer deliller dikkate alınarak hangi tapuya neden üstünlük tanındığı tartışılıp gerekçelendirilmeli, üstün tutulan tapu kaydı belirlendikten sonra her iki tapu kaydının ihtiva ettiği “bayır, dere, karataştan gelen dere ve yol” şeklindeki hudutların gayrı sabit sınırlar olduğu gözetilerek tapulara miktarı itibariyle değer verilmeli, gerek tapu kayıtlarının ait olduğu bölüm gerekse miktar fazlası bölüm yönünden taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime intikal ettiği, kim tarafından hangi tarihten beri ne şekilde kullanıldığı hususlarında mahalli bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli,

3.3.4. Teknik fen bilirkişisine kayıt uygulamasını da gösterir keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

VIII. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.