Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3837 E. 2022/2053 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakandan intikal ettiği iddia edilen taşınmazlar üzerindeki tapu kayıtlarının iptali ve davacı adına tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazların mülkiyetinin tamamının mirasbırakandan gelip gelmediği ve mirasçılar arasında paylaşılıp paylaşılmadığı hususlarının bozma kararında belirtilen hususlar doğrultusunda tanık ve bilirkişi dinlenerek araştırılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Kocaeli İli, Kandıra İlçesi, Tatarahmet Mahallesinde bulunan 17 parça taşınmazın davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazların esasen ortak mirasbırakan ... ...’den intikal ettiğini, ancak davacının kadastro sırasında hazır bulunmaması nedeniyle tespitin davalıların beyanına dayalı olarak yapıldığını, taşınmazların mirasbırakan ...’ın sağlığında veya ölümünden sonra taksim edilmediğini ileri sürerek davalılar adına kayıtlı olan taşınmazlar yönünden davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, üçüncü kişilere satılan 107 ada 65 parsel, 126 ada 7 parsel, 111 ada 39 parsel ve 111 ada 8 parsel yönünden ise 15.000’er TL tazminatın davalılar ... ve ...’den ayrı ayrı tahsilini talep etmiş, Yargılama sırasında üçüncü kişiye devredilen 111 ada 3 parsel yönünden davacı HMK’nın 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını tazminat olarak kullanmış ve 13/12/2013 havale tarihli ıslah dilekçesi ile 35.578,27 TL tazminat isteğinde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalılar, cevap dilekçesi sunmamış, yargılama sırasında davacının taraf ehliyetinin bulunmadığını ve taşınmazların yarısının dava dışı 3. kişiden satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEMENİN KARARI

Mahkemenin 22/12/2015 tarihli ve 2011/535 E., 2014/14 K. sayılı kararıyla; taşınmazların ortak mirasbırakan ...’dan intikal ettiği ve mirasçılar arasında taksim edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 107 ada 61, 107 ada 69, 107 ada 73, 111 ada 5, 111 ada 67, 111 ada 3, 108 ada 109, 118 ada 55, 119 ada 35, 122 ada 64, 109 ada 10, 111 ada 1, 101 ada 88 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline, çekişmeli 111 ada 39 ve 111 ada 8 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 22.463,45 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den, 107 ada 65 ve 126 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 13.114, 81 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/10885 E., 2015/16115 K. sayılı ilamıyla; “İddianın ileri sürülüş biçimine göre, kök muris ... ...'ün terekesi elbirliği ile mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği ile mülkiyete tabi taşınmazlarda mirasçılardan birinin diğer mirasçıya karşı miras payına dayanarak dava açması hukuken mümkün ise de davalı olan ..., eşi ...'ün sağ olması nedeni ile terekeye göre üçüncü kişi konumunda olup mirasçı sıfatı taşımamaktadır. TMK'nın 701 ve devamı maddelere göre de bir mirasçının üçüncü kişi konumunda olan davalıya karşı miras payının tescili istemiyle tek başına dava açması mümkün değildir. Hal böyle olunca çekişmeli 107 ada 69 parsel, 107 ada 73 parsel, 111 ada 5 parsel, 111 ada 67 parsel, 107 ada 65 parsel, 126 ada 7 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin açılan davanın açıklanan nedenle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir.

…Çekişmeli 107 ada 61, 111 ada 3, 108 ada 109, 118 ada 55, 119 ada 35, 122 ada 64, 109 ada 10, 111 ada 1, 101 ada 88 parsel, 111 ada 39 parsel ve 111 ada 8 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; … yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ... ... mirasçıları arasında yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığı noktasında toplanmaktadır. Ne var ki mahkemece bu husus yeterince açıklığa kavuşturulmamış, mahallinde yapılan keşifte beyanına başvurulan tanıkların soyut beyanlarına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların muris ... ...'e ait taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığı ve paylaşılmış ise paylaşımın ne zaman yapıldığı, çekişmeli taşınmazların paylaşıma konu olup olmadığı, paylaşımda her bir mirasçıya yer verilip verilmediği, taşınmaz almayan mirasçı var ise nasıl ikna edildiği, kadastro tespit tarihine kadar taksimin bozulup bozulmadığı, paylaşımdan sonra taşınmazları kimin kullandığı maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tanık beyanları ile yerel bilirkişilerin beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı, taksime dair beyanlar dosyaya getirtilecek olan murise ait taşınmazların tutanakları ile denetlenmeli, bundan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

… çekişmeli 111 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yargılama sırasında üçüncü kişiye devredilmesi nedeniyle davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılmamıştır…. Hal böyle olunca; kendiliğinden gözetilmesi zorunlu olan yasal düzenleme dikkate alınarak, HMK'nın 125. maddesindeki usuli işlemlerin tekemmül ettirilmesi gerekirken, değinilen husus göz ardı edilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar

Mahkemenin 20/02/2019 tarihli ve 2016/183 E., 2019/79 K. sayılı kararıyla; davacının terekeye göre 3. kişi konumunda olan davalı ...’e karşı tek başına dava açmasının mümkün olmadığı, taşınmazların mirasbırakan ... ...’den geldiği ve mirasçıları arasında taksim edilmediği, davalı mirasçılar tarafından sürdürülen zilyetliğin tüm tereke adına sürdürüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 101 ada 88 parsel, 107 ada 61 parsel, 108 ada 109 parsel, 109 ada 10 parsel, 111 ada 1 parsel, 118 ada 55 parsel, 119 ada 35 parsel, 122 ada 64 parsel sayılı taşınmazların her birinin davalılar adına olan tapu kaydının 12/192 payının ayrı ayrı iptali ile 12/192 payın davacı ... adına tesciline, taşınmazlardaki bakiye payın kayıt maliki olan davalılar üzerinde bırakılmasına; çekişmeli 111 ada 3, 8 ve 39 parsel sayılı taşınmazlar bakımından toplam 20.578,27 TL tazminatın 15.000 TL'sine dava tarihi olan 26/04/2011 tarihinden, 5.578,27 TL'sine ıslah tarihi olan 13/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e ödenmesine; çekişmeli 107 ada 69 ve 73 parsel, 111 ada 5 ve 67 parsel, 107 ada 65 ve 126 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar bakımından açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan 6100 sayılı HMK 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; keşifte alınan beyanlara göre taşınmazların yarısının mirasbırakanın kardeşi ...’dan davalıların murisi ...’a satıldığı, taşınmazların yalnızca ½ payının mirasbırakana ait olduğu anlaşılmasına rağmen tam pay üzerinden kabul kararı verildiğini, davacı tanıklarının husumet nedeniyle taraflı beyanla bulunduklarını, ...’dan gelen yerlerin bilirkişi marifetiyle belirlenmesi gerektiğini, bazı taşınmazlarda bulunan fındıklık ve samanlıkların ... tarafından yapıldığı belirtilmesine rağmen bu hususun hüküm altına alınmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. Maddesi; "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. "

6.2.2. Aynı Kanun’un 15. maddesinde; "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.

Taşınmaz mal tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının, bu Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle iktisabı caizdir.

İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir.

Kadastrodan önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş taşınmaz malların, imar plânı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tespiti yapılır."

6.2.3. 6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”, 4721 sayılı TMK’nin 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” 6.2.4. 6100 sayılı HMK’nın 261. Maddesinde; "Tanıklar, hâkim tarafından ayrı ayrı dinlenir ve biri dinlenirken henüz dinlenmemiş olanlar salonda bulunamazlar. Tanıklar gerektiğinde yüzleştirilirler.

Tanık, bildiğini sözlü olarak açıklar ve sözü kesilmeden dinlenir. Dinlenilme sırasında, tanık, yazılı notlar kullanamaz. Şu kadar ki, tanık tarihleri ve rakamları tespit etmek veya bazı hususları açıklamak ya da hatırlayabilmek için yazılarına bakmak zorunda olduğunu hâkime söylerse, hâkim derhâl yazılarına bakmasına veya belirleyeceği duruşmada yeniden dinlenmesine karar verebilir.

Hâkim, tanık sözünü bitirdikten sonra, ifade ettiği hususların açıklanması veya tamamlanması amacıyla başka sorular da sorabilir.

Toplu mahkemede başkan, hâkimlerden her birinin tanığa doğrudan doğruya soru sormasına izin verir.

Tanığın sözleri tutanağa yazılarak önünde okunur ve tutanağın altı kendisine imza ettirilir." düzenlemelerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ... ...’ün 28/01/1978 tarihinde öldüğü, davacının mirasbırakanın oğlu ...’den olma torunu davalıların ise mirasbırakanın diğer oğlu ... mirasçıları (ve torununun eşi) olduğu, taraflar dışında başka mirasçıların da bulunduğu, mahkemece bozma kararı öncesinde 02/09/2013 tarihinde yapılan keşifte; davacı tanıklarının taşınmazların ... ...’den kaldığı, ...’ın diğer çocuklarının köyden göç etmesi nedeniyle murisin ölümü üzerine oğlu ... ve ondan sonra da davalı ... tarafından kullanıldığı, taşınmazların mirasçılar arasında taksim edilmediğini beyan ettikleri, davalı tanığının ise aynı beyanlara ek olarak 111 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile diğer taşınmazların yarısının ...’ın erkek kardeşi olan ... tarafından ...’a satıldığı yönünde beyanda bulunduğu, bozma sonrasında 05/10/2017 tarihli keşifte dinlenen mahalli bilirkişinin ise; 109 ada 35 parsel sayılı taşınmaz dışındaki taşınmazların ...’dan ...’a satıldığını, taşınmazların ...’dan ...’a devredildiğini, daha önce dinlenen davacı tanıklarının önceki beyanlarında bahsetmedikleri şekilde taşınmazların yarısının ...’dan ...’a satıldığı ve bu paranın ödenmesinde diğer mirasçıların katkılarının olduğu yönünde beyanda bulundukları, davalı tanıklarının ise taşınmazların yarısının ...’dan ...’a satıldığı ve bu tarihte mirasbırakan ...’ın sağ olduğunu beyan ettikleri anlaşılmaktadır.

Bozma öncesi ve sonrasında dinlenen tanık beyanları arasında ve hatta kimi tanık beyanlarının kendi içerisinde çelişkili olması nedeniyle, çekişmeli taşınmazların tamamının mirasbırakan ... ...’den gelip gelmediği hususunun yeterince aydınlatıldığından ve bozma kararının gereğinin yerine getirildiğinden söz edilmesi mümkün değildir. Mahkemece eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

Hal böyle olunca; Mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için, bozma kararında belirtildiği şekilde, mahallinde yeniden taraf tanıkları ile keşif yapılarak her bir taşınmazın ne zamandan beri, kim tarafından, ne şekilde ve hangi hisseyle kullanıldığı, taşınmazlarda 3. kişiden satın alınan bölümlerin bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa satın alma işleminin mirasbırakan ... adına mı, yoksa davalıların murisi ... adına mı gerçekleştirildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı, daha sonra toplanan ve toplanacak deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.