"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Kadastro sonucunda Kocasinan İlçesi, Boyacı Mahallesi çalışma alanında bulunan 150 ada ada 228, 246 ve 152 ada 33 parsel sayılı sırasıyla 9.481,79; 5.031,38 ve 6.823,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 150 ada 228 ve 152 ada 33 parseller kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... ... adına tespit edildikten sonra, açılan tespite itiraz davası üzerine hükmen davalı ... ... adına tescil edilmiş ve bu Kadastro Mahkemesi kararı 10.03.2000 tarihinde kesinleşerek sicil oluşmuş; 150 ada 246 parsel ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... ... adına tespit edilmiş ve 03.02.1998 tarihinde itiraz edilmeksizin tutanak kesinleşmiş ve sicil oluşmuştur.
I. DAVA
Davacı ... vekili, kadastro çalışmaları esnasında 150 ada 228, 150 ada 246 ve 152 ada 33 sayılı parsellerin davalı ... ... adına tespit ve tescil edildiğini, söz konusu taşınmazların vekil edenine ait olduğunu, en az 40 – 45 yıldan beri aralıksız, çekişmesiz malik sıfatıyla zilyet olduğunu açıklayarak anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuşlar, diğer davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.04.2012 tarihli ve 2008/201 Esas, 2012/521 Karar sayılı kararıyla, davacının 152 ada 33 ve 150 ada 228 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak davalı aleyhine Kayseri Kadastro Mahkemesi’nin 1998/84 Esas, 1999/161 Karar sayılı dava dosyası ile kadastro tespitine itiraz davasını açtığını, davanın reddine karar verildiğini ve dava konusu taşınmazların tespit gibi ... adına tesciline karar verildiğini, kararın 10.03.2000 tarihinde kesinleştiğini gerekçe göstermek suretiyle açılan davanın kesin hüküm nedeniyle, 150 ada 246 sayılı parsel hakkındaki davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.11.2013 tarihli 2013/1406 E. 2013/16804 K. sayılı ilamı ile; “Kadastro Mahkemesi’nde 150 ada 228 ve 152 ada 33 parsellere yönelik açılan davada esastan yapılmış bir inceleme ve değerlendirme olmadığı, bu nedenle, 150 ada 228 ve 152 ada 33 sayılı parsellerle ilgili davanın kesin hükümden dolayı reddine karar verilmesinin yerinde görülmediği; öte yandan 150 ada 246 parselin tutanağının kesinleşme tarihi olan 03 Mart 2008 tarihinin Cumartesi gününe denk geldiği, davanın açıldığı 04 Şubat 2008 tarihinin ise Pazartesi günü olduğu, bu durum karşısında, tatil günleri olması nedeniyle zorunlu olarak bir gün aşılmak suretiyle 04.02.2008 tarihinde açılan davanın süresinde açıldığının ve 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolmadığının kabulünün gerektiği” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 20.01.2015 tarihli ve 2013/1694 Esas, 2015/95 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazların kadastro tutanağından önceki 20 yıl boyunca ilk olarak davacının eşi ..., onun ölümü ile de davacı ...’nın kullandığı; halen davacı ... adına ... tarafından icar karşılığında ekilip biçildiği, buna göre davacının kadastro tarihinden geriye doğru 20 yıl boyunca ve aralıksız olarak zilyet sıfatı ile bu taşınmazlarda tarımsal faaliyette bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili, temyiz dilekçesinde, hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacı tarafından tamamlama harcının yatırılmadığını, soyut nitelikteki tanık beyanlarına dayanılarak karar verildiğini ve davacının çekişmeli taşınmazlar üzerinde zilyetliğinin olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
6.2.2. Tapu siciline kayıtlı olmayan taşınmazlarda, zilyetlik mülkiyetin karinesidir. Zilyetliğin konusu taşınır, taşınmaz mallar ve haklardır. Taşınmaz mal tapulu olabileceği gibi, tapusuz da olabilir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin ayrı bir önemi ve işlevi bulunmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazlarda tapu sicili mülkiyete karine teşkil ettiği halde tapusuz taşınmazlarda zilyetlik mülkiyetin karinesidir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.02.2012 gün, 2011/20-714 Esas, 2012/78 Karar)
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Somut olayda; Kocasinan ilçesi, Boyacı Mahallesi çalışma alanında bulunan 150 ada 228, 246 ve 152 ada 33 parsel sayılı taşınmazların yörede 1998 yılında yapılan kadastro tespiti sonucunda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... ... adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.
6.3.2 Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV-3) numaralı bendinde yer verilen yerel mahkeme kararının gerekçesinde belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeye göre, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 323,10 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 21/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.