"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçesinde özetle, Gürün ilçesi, Çayboyu mahallesi, Bük mevkii 591 ada 3 parselde bulunan gayrimenkulün tapuda müvekkilleri ile diğer mirasçılar adına kayıtlı olduğunu, kadastro çalışmaları esnasında hatalı olarak 591 ada 2 parsel olarak belediye adına yazıldığını, müvekkillerinin başka yerlerde ikamet ettiklerinden dolayı bu işlemden haberlerinin olmadığını, dedeleri ... Saraçtan kendilerine intikal ettiğini, belediye başkanlığının bu hatalı kaydı kabul ettiğini, tüm bu nedenlerle dava konusu taşınmazın veraset ilamında ki hisseleri oranında müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde, davanın süresinde açılmadığını, dava konusu taşınmazın her ne kadar tapuda arsa olarak yazılmış ise de, dava konusu yerin umuma ait yol olduğunu, yol olarak tespit edilen yerin Yargıtay içtihatlarına göre 2 sene içinde dava açılması gerektiğini, dava konusu taşınmazın kadastrosunun 29/01/2004 tarihinde kesinleştiğini, dolayısıyla davanın 2 yıllık süre içerisinde açılmadığını, tüm bu nedenlerle dava konusu yerin kadimden beri yol olduğundan, davacılar lehine kazandırıcı zamanaşımı şartları oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 22/10/2014 tarihli ve 2014/6 Esas - 2014/265 Karar sayılı kararıyla, dosya içerisinde yer alan dava konusu taşınmazın ... ...'a ait olan 591 ada 1 ve 3 parsellerle bir bütünlük teşkil ettiği ve arsa niteliğinde olduğuna dair ziraatçi bilirkişi raporunun da bu hususu doğruladığı, yine her ne kadar davalı dava konusu yerin yol olduğunu iddia etmiş ise de, dava taşınmazın kadastro tutanaklarında "arsa" vasfında göründüğü, tespit harici bırakılan yol niteliğinde olmadığı, dava konusu yerin olağanüstü zamanaşımı süresi olan 20 yıldan fazlaca bir süre davacılar ve murisleri tarafından ekonomik amacına uygun olarak kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. YARGITAY BOZMA İLAMI
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05/04/2016 tarihli ve 2015/3031 E., 2016/3543 K. sayılı ilamda; “Davacılar, dava konusu çekişmeli taşınmazın...'in mirasçıları adına tescilini talep ettiği, ... ...'in ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği hükümlerine tabi olduğu ve davacıların da tereke adına talepte bulunduğu dosya kapsamıyla sabittir. Elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin 4721 sayılı Yasa'nın 640. ve 702. maddeleri uyarınca tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiğini, bir mirasçının özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemeyeceğini, dosya arasına alınan muris...'e ait veraset ilamının incelenmesinde murisin davacı ve muvafakat eden mirasçıları dışında başka mirasçılarının da bulunduğu ve davalı ...'nın terekeye göre 3. kişi durumunda bulunduğu anlaşılmakta olup, davacı tarafa diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması ve terekeye temsilci atanması için süre verilmesi, taraf teşkilinin sağlanması halinde işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda araştırma yapılmasının" gereğine değinilmiştir.
VI. BOZMAYA UYULARAK VERİLEN MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23/01/2019 tarihli ve 2016/177 E., 2019/14 K. sayılı kararıyla, muris...'in terekesine davacı ...'ın temsilci olarak atandığı, bu hali ile taraf teşkilinin sağlandığı, mahallinde yapılan keşif doğrultusunda fen, inşaat ve ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından hazırlanan raporlar ve dosya içeriği ile iddianın ispatlandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, tapu kaydının iptali ile dosya içerisinde yer alan Adana 14. Noterliğinin 00175 yevmiye numaralı, 03.01.2014 düzenleme tarihli mirasçılık belgesindeki payları oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
VII. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, bozma sonrasında yeniden keşif yapılması gerekirken keşif yapılmadan karar verildiği, mahalli bilirkişiler dava konusu yerin yol olduğunu söylemiş olmalarına rağmen davacılar lehine davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı ve açılan tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun “Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti” başlıklı 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir." Olağanüstü zamanaşımı yolu ile taşınmaz mülkiyetinin kazanılması ve taşınmazın zilyedi adına tespitine ilişkin temel koşulların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre; tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmaz, aralıksız ve nizasız yirmi yıllık süreyle malik sıfatı ile elinde bulunduran ve zilyedi olan kişi adına tespit ve tescil edilecektir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre verilen (VI.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VIII. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 382,88 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 01/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.