Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4036 E. 2022/1671 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu tespit edilen taşınmaz sınırlarının, taraflar arasında daha önce yapılan taksimle belirlenen sınırlara uygun olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, keşif, tanık beyanları ve bilirkişi raporlarına dayanılarak taraflar arasındaki sınırın patika yol olduğu ve kadastro çalışmalarında bu sınırın hatalı tespit edildiği belirlenerek, davacının tapu kaydının düzeltilmesi talebinin kısmen kabulüne, ancak karar ve ilam harcının eksik hesaplanmasının düzeltilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Giresun İli, Görele İlçesi, Çavuşlu Beldesi, Beyli Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 319 ada 17 parsel sayılı taşınmazın davacı adına, 319 ada 32 parsel sayılı taşınmazın ise davalı adına tespit gördüğünü ve tapuya bu şekilde tescil edildiğini, dava konusu taşınmazların tarafların murisi babalarından kaldığını ve taraflar arasında taksim edildiğini, arada sabit sınır bulunduğunu, ancak kadastro tespit çalışmalarında sınırların aşıldığını, müvekkiline ait olan bir alanın davalı tarafa ait olan parsele katılmak suretiyle tespit gördüğünü ve bu şekilde tapuda tescil edildiğini bu nedenle Giresun İli, Görele İlçesi, Çavuşlu Beldesi, Beyli Mahallesinde kain 319 ada 32 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkiline ait olan alanın yine müvekkile ait 319 ada 17 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle tapuya tescil edilmesini talep ve dava etmiştir.

II.SAVUNMA

Davalı cevap dilekçesinde, haksız açılan davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkeme 21.04.2015 tarihli ve 2012/353 E., 2015/145 K. kararıyla, mahallinde yapılan keşif, dinlenen tanıklar, mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişileri ve tüm dosya kapsamına göre davacı 319 ada 17 ve 32 parsellerin davalı ile ortak murislerinden kaldığı, taksim neticesinde kadastro esnasında 17 parselin kendi adına 32 parselin ise davalı adına tespit gördüğü ancak aralarındaki sınırın yanlış gösterildiği, mahallinde yapılan keşif esnasında davacı ve bir kısım davacı tanıkları mevcut taşınmazlar arasındaki sınırın araç yolu olduğu, bu yolun yukarısını davacı, aşağısını ise davalı tarafından kullanıldığını kadastronun geçerken sınırın yanlış geçtiğini beyan ettiği, mahkemece yapılan gözlemde sınırlar arasında taşınmazlarda davacının iddia ettiği üzere yol olmadığı, mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişilerce sınırın bilinmediği, yine duruşmada dinlenen davacı tanığı ...'ın taşınmazlar arasındaki sınırın mevcut sınır olduğunu beyan ettiğinden davacının iddiası somut olarak ispat edilemediği, davacının belirttiği yol zeminde mevcut olmadığından ve mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişilerince doğrulanamadığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.

V. YARGITAY BOZMA İLAMI

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi 12/06/2017 tarihli ve 2015/11161 E., 2017/4448 K. Sayılı kararı ile; "Mahkemece, davacının davasını ispat edemediği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmadığı, Davacı, dava konusu 319 ada 32 parsel sayılı taşınmaza komşu 319 ada 17 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazlar arasında sabit sınır olmasına rağmen bu sınıra uyulmaması sebebiyle maliki olduğu taşınmazın yüzölçümünün küçüldüğü ve çekişmeli taşınmaza eklendiğini iddia ettiği, mahkemece keşif sırasında davacının eşinin gösterdiği sınır dikkate alınarak mahalli bilirkişi, taraf tanıkları ve tespit bilirkişi beyanları alındığı, ancak davacının eşinin keşif tutanağına yansıyan beyanına rastlanılmadığı, bu nedenle beyanlar nazara alınarak hazırlanan fen bilirkişi raporu keşfi izlemeye imkan vermediği, keşifte dinlenen tanık ...'nin "sınır ne davacının ne de davalının gösterdiği yerdir." şeklindeki beyanı da tanığa açıklatırılmadığı, HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında taraflara gerektiğinde yeniden bildirilecek tanıklar hazır olduğu halde keşif yapılarak, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın sınırı sorularak belirlemeli, tespit bilirkişisi ...'nun açıklanan beyanları arasındaki çelişki giderilmeye çalışılmalı, tanık ...'den sınırı göstermesi istenmeli, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye olanak veren, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında geçen nokta, yer ve sınırların işaretlendiği rapor ve harita düzenlemesi istenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olması halinde çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerektiği" belirtilerek karar bozulmuştur.

VI. BOZMAYA UYULARAK VERİLEN KARAR

Mahkemenin 15/03/2019 tarihli ve 2017/490 E. 2019/432 K sayılı kararıyla, Keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi, davacı ve davalı tanıklarının ortak beyanından dava konusu taşınmazların tarafların babası ...'den intikal ettiği, murisin sağlığında dava konusu taşınmazları taksim ettiği, taksim sonucu dava konusu 319 ada 17 parsel ve 319 ada 32 parselin sınırı mahalli bilirkişiler, davacı tanıkları ve davalı tanıklarının keşif mahallinde gösterdiği üzere patika yol kabul edilip 319 ada 17 parsel ...'ye 319 ada 32 parsel ise ...'ye kaldığı, mahalli bilirkişiler davacı ve davalı tanıkları tarafından taşınmazlar arasındaki sınırın zeminde mevcut patika yol olarak gösterildiği, beyanların birbirini doğrular şekilde olduğu, beyanlar arasında çelişki bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu Giresun ili, Görele ilçesi, Çavuşlu Beldesi, Beyli Mahallesinde kain 319 ada 32 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile, Fenni bilirkişiler ... ve ... tarafından sunulan 18/02/2019 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile kırmızı renk boyalı olarak gösterilen 1305,00 m²' lik kısmının davacıya ait Giresun ili, Görele ilçesi, Çavuşlu Beldesi, Beyli Mahallesinde kain 319 ada 17 parselde kayıtlı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

VII. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, keşifte dinlenen tanıkların beyanlarının çelişkili olduğunu, taşınmazların arasında belirgin bir sınır olmadığını, keşif sırasında bahsi geçen ayak yolu dahi zeminde belirli olmadığını, Bir kısım tanıkların eskiden var olduğunu bildirdiği ancak zeminde tam olarak olup olmadığı anlaşılmadığını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

3.1.1. Uyuşmazlık, kadastro öncesine nedene dayalı Tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.

3.1.2. Çekişmeli 319 ada 32 parsel sayılı taşınmaz fındık bahçesi vasfıyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile komisyon kararıyla davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

3.1.3. 319 ada 17 parsel sayılı taşınmaz ise komisyon kararıyla davacıların murisi ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca; tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve kararın (VI.). bendinde açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

Ne var ki, Mahkemece (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden kısmen kabulüne karar verildiğine göre (A) harfi ile gösterilen bölümün harca esas değeri olan 17.839,45-TL üzerinden “1.218,60-TL” karar-ilam harcının alınması ile fazla alınan peşin harcın iadesine karar verilmesi gerekirken, “6.594,52-TL” karar-ilam harcının alınmasına karar verilmesi isabetsiz ise de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VIII. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle kamu düzeni nedeniyle, hükmün 3. bendinin hükümden tamamen çıkarılarak yerine; 3. bent olarak “3- Karar tarihiyle alınması gerekli 1218,60 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 21,15 TL ile 2.148,55 TL tamamlama harcından mahsubu ile artan 951,10 TL'nin istek halinde davacıya iadesine” cümlesinin eklenmesine, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.