Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4037 E. 2022/2094 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölümünden sonra kadastro işlemleri sırasında davalılar adına tespit ve tescil edilen taşınmazların, davacı mirasçının payına düşen kısmının davacı adına tapuda tesciline karar verilip verilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararında belirtilen hususlara aykırı olarak, mirasbırakanın terekesine dahil tüm taşınmazları belirlemeden ve gerekli araştırmayı yapmadan eksik inceleme ile hüküm kurması doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davasında bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelendi gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri ili, İncesu ilçesi, Kızılören Köyünde bulunan 184 ada 51 ve 94 parsel sayılı taşınmazların tarafların babası olan muris ... ...'dan intikalen geldiğini, taşınmazların muris adına kayıtlı olması gerekirken her nasılsa ölümünden sonra kadastro işlemi sırasında davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, taşınmazların davalılar adına olan kaydının iptaline ve payları oranında mirasçılar adına tescil edilmesine karar verilmesini istemiştir.

II.CEVAP

Davalılardan ... vekili cevap dilekçesinde özetle, terekenin taksim edildiğini, davacının bu taksim sonucu oluşan parselleri satın alarak taksimi kabul ettiği, taksim nedeniyle diğer mirasçılar adına tespit edilen taşınmazlara dava açmayarak paylaşımın varlığını zimnen de olsa kabul ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 16/02/2016 tarihli ve 2014/870 E. 2016/83 K. sayılı kararıyla; Mirasbırakanın bütün mal varlığı, hak ve borçları ve hatta zilyetliğinin ölümü ile mirasçılarına geçtiği, mirasçılar arasında kalan taşınmazların taksim edilmediği gerekçesiyle dava ve ıslah dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. Yargıtay Bozma ilamı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi 17/11/2016 tarihli 2016/14645 E., 2016/9132 K. sayılı kararıyla; “...mirasbırakan ... ...’un ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınmaz mallar belirlenip, kadastro tutanaklarının örnekleri getirtildikten sonra taşınmazların bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarının tümünün katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, muris ... terekesinin tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise taşınmazların kime düştüğü, taşınmazların kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil taşınmazların tespit tutanakları ve kesinleşmiş iseler kadastroca oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, taksimin geçerli olabilmesinin, terekenin mirasçılar arasında eşit paylaştırılmasına bağlı bulunmadığı da göz önünde bulundurulmalı, geçerli bir taksimin varlığı halinde davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur.

VI. BOZMAYA UYULARAK VERİLEN KARAR

Mahkemenin 31/01/2019 tarihli ve 2017/83 E. 2019/27 K. sayılı kararıyla; davacı tanıklarının beyanlarından dava konusu taşınmazların da bulunduğu nohut çukuru mevkiindeki taşınmazların yer yer değil bir bütün olarak kız çocuklarına verildiği, dolayısıyla bu parseller yönüyle kız çocukları arasında bir taksim olduğunun kanıtlanamadığı, davacının dava konusu taşınmazlarla aynı mevkiideki 184 ada 37 ve 52 parsel nolu taşınmazları ... ...'dan satın almasının geçerli bir taksimin olduğu ve bunun davacı tarafça kabul edildiği anlamına gelmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VII. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, 27, 28, 29, 40, 41, 48, 49, 50, 51 ve 94 parsel sayılı taşınmazların tamamı 1951/161 E., 1952/90 K. sayılı karar ile 15480 metrekare olarak muris adına tescil edildiğini, bu taşınmazın tamamının kız çocuklarına bırakıldığını, paylaşımın kardeşler arasında eşit yapıldığı düşüncesinden hareketle aynı kiracının ekip sürmesi sonucu zemindeki sınırları kolaylık olsun diye kaldırması ve herkesin eşit pay aldığı düşüncesi ile kirayı da eşit vermesinin hayatın gerçeklerine uygun olduğunu, paylaşımın yapıldığı yönünde dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile kadastro tutanakları ve tutanakta yazan her parselin kime ait olduğu bilgisine kadastro teknik elemanları ve tutanak bilirkişilerinin mirasçı beyanları olmadan ulaşamayacakları, kadastro tespiti esnasında zeminde sabit sınır olmadan her parselin ayrı ayrı malikleri adına tespitinin mümkün olamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi miras yoluyla intikal eden hakka dayalı olarak mirasçılar arasında açılan tapu iptali ve tescili isteğinden ibarettir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Çekişmeli 184 ada 94 ile 51 parsel sayılı taşınmazlar 1.2.1952 tarihli tapu kaydı ile irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile 1/3’er hisse ile davalı ... ... ... ile ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur." hükmünü içermektedir.

3.2.4. TMK'nın 599. maddesi hükmü uyarınca miras; murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul- gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibariyle hak sahibi olurlar.

3.2.5. TMK'nın “Miras ortaklığı” başlıklı 640. maddesinde de;

“Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.

Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.

Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir.

Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır…” hükmü öngörülmüştür.

3.2.6. TMK'nın 702/4. maddesinde “...ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır...” hükmü öngörülmüştür. Buna göre; olağan koruma eylemleri ve buna bağlı olarak onarımlar, mahsullerin toplanması bozulacak olanların satılması, acele olarak yapılması zorunlu bulunan işlemin yerine getirilmesi ile istihkak, el atmanın önlenmesi, tapu sicilinde hak sahipliğinin saptanması gibi taksimi mümkün olmayan talepler, ortaklardan her biri tarafından dava yoluyla ileri sürülebilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 20.03.2013 tarihli ve 2012/8-861E.,2013/391 K.; 05.10.2016 tarihli ve 2014/14-1243 E., 2016/958 K. sayılı kararları)

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Mahkemece, bozma kararı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması gerekirken bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Şöyle ki, uyulan bozma ilamında mirasbırakan ... ...’un ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınmaz malların belirlenmesi gereğine değinilmiş ise de, mirasçılardan ... ve ...’ye düştüğü iddia edilen taşınmazların tapu kayıtlarının dosya arasında bulunmadığı anlaşılmış olup, bu şekilde eksik araştırma ile karar verilemez.

3.3.2. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mirasbırakan ... ...’un ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınmaz mallar belirlenip, kadastro tutanaklarının örnekleri getirtildikten sonra taşınmazların bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarının tümünün katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, muris ... terekesinin tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise taşınmazların kime düştüğü, taşınmazların kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil taşınmazların tespit tutanakları ve kesinleşmiş iseler kadastroca oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmelidir. Taksimin geçerli olabilmesinin, terekenin mirasçılar arasında eşit paylaştırılmasına bağlı bulunmadığı da göz önünde bulundurulmalı, geçerli bir taksimin varlığı halinde davanın reddine karar verilmeli, aksi takdirde diğer mirasçılar tarafından açılmış bir dava bulunmadığı da dikkate alınarak davanın, davacının miras payı ile sınırlı olarak kabulüne karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; Davalı ... vekilinin temyiz itirazları nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.