"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle, Antalya ili Manavgat ilçesi, Ulukapı köyü Sakallar Mahallesinde kain doğusunda yol olan diğer tarafları ise tescil tapulama harici olan, içinde davacıya ait evi ve bahçesi olan 892,52 m²lik tapulama harici taşınmazın davacı tarafından 20 yılı aşkın süredir nizasız, fasılasız malik sıfatıyla zilyet olarak kullanıldığını, tescil talep edilen yerin tapulama harici olduğunu, kimse adına tapuda kayıtlı olmadığını, davacı tarafından imar ihyası tamamlanmış olduğunu belirterek dava konusu taşınmazın müvekkili adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.
II.CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle, kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığını, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında taşlık, kayalık, çalılık ve fundalık olması sebebiyle tespit harici bırakılan Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerden olduğunu, taşınmazın tapulamasının yapıldığı tarihte uygulamanın kesinleştiği tarihe kadarki dönemde kanunun aradığı anlamda kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığını, Kadastro Kanunu'ndaki tescil harici alanlardan tescile elverişli olanlar için sınırlama olan sulu arazide 40, susuz arazide 100 dönüm sınırlamasının dikkate alınması gerektiğini beyanla usul ve esastan yoksun olan davanın reddi ile taşınmazın Maliye Hazinesi adına tescilini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının bulunmadığından davanın reddini savunmuştur.
3. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde, 6360 sayılı ve 5216 sayılı Kanun hükümleri gereği Belediyeye husumet yöneltilemeyeceğini, belirtilen tüm nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16/09/2015 tarihli ve 2014/50 E., 2015/400 K sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın taşlık ve çalılık bir yer iken davacı tarafından taşları ve çalıları temizlenip imar ve ihya edildikten sonra bir süre arpa, buğday gibi tahıl ürünlerinin ekildiği tarla olarak kullanıldıktan sonra bir kısmına davacının oturduğu evin yapılarak avlusunun da sebze ekilip ve dikilen meyve ağaçları ile bahçe olarak bugüne kadar kullanıldığı, etrafının duvar, yol ile sınırlanmış bulunduğu, imar ihya edildikten, tescil harici bırakıldıktan sonra dava tarihine kadar aralıksız, fasılasız, malik sıfatıyla, nizasız olarak davacı tarafından zilyet olunarak tescil şartlarının oluştuğu, kanunda öngörülen senetsizden toprak kazanma miktarının aşılmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş, bu kararın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından 07/02/2019 tarihli ve 2016/5476 E., 2019 /757 K. sayılı kararıyla “yasal hasım olan Antalya Büyükşehir Belediyesine husumet yöneltilmesinin” gereğine değinilerek bozulmuş, Mahkemece bozma kararına uyularak aynı gerekçelerle davanın kabulü ile (A) harfi ile gösterilen 793,85 metrekarelik bölümün davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yörede 1967 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, " Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Çekişmeli taşınmazın yörede 1967 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığı saptanmıştır.
3.3.2. Somut olayda Mahkemece, imar-ihya hakkında bilgi vermeyen soyut verilere dayalı tek ziraat bilirkişisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporu ile hava fotoğrafı incelemesinin orman bilirkişisi tarafından yapıldığı bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiş ise de, bu şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulamaz.
3.3.3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmalı dava konusu taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğünün web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmaz imar planı kapsamında kalıyor ise imar planına alınma tarihinden, kalmıyor ise dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile bir jeodezi-fotogrametri mühendisi, üç ziraatçı bilirkişi ve bir fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
3.3.4. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın eğimini, niteliğini, toprak yapısını, üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın öncesinin imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar ve ihyaya muhtaç ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın her yönünden çekilmiş ve sınırları kabaca işaretlenmiş renkli fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;
3.3.5. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinden hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı;
3.3.6. Fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan veren rapor ve kroki düzenlettirilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı,
3.3.7. Bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, taşınmazın 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle;
Davalı Hazine vekilinin değinilen yönlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına 22.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.