"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu edilen Kütahya İli, Hisarcık İlçesi, Karbasan Beldesi, Yenidoğan Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 274 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tespitinin yapıldığı, söz konusu taşınmazın 27/07/1964 tarihli ve 38 yevmiye nolu tapu ile Hazine adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, bu nedenle taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
II.CEVAP:
Davalılar cevap dilekçesinde, davalıların dava konusu taşınmazın bulunduğu evde doğduklarını, 1940'lı yıllardan beri taşınmazın babalarına ait olduğunu beyan ederek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, dava dilekçesi, davalı beyanları, mahalli bilirkişi, tespit bilirkişisinin anlatımları, dava konusu taşınmaza ait tapu kayıtları, 27/07/1964 tarihli ve 38 sıra numaralı tapu kaydı, keşif ve bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Hazine'nin dayandığı 1964 tarihli ve 38 sıra nolu tapu kaydının dava konusu taşınmaza uymadığı, taşınmazın 20 yıldan daha uzun bir süredir davalılar ve babaları tarafından nizasız ve fasılasız kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. Yargıtay Bozma ilamı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 02/10/2014 tarihli ve 2014/10691 Esas ve 2014/11006 Karar sayılı ilamı ile; "Keşif sırasında, oluşumundan itibaren tüm tedavülleriyle birlikte tapu kaydı ve dayanağı olan tüm belgeler okunup, kayıtlarda yazılı sınırlar sabit sınırlardan başlanarak yerel bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenmeli kayıtlarda yazılı olup, yerel bilirkişilerce gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıkların zeminde gösterdiği sınırlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiden keşfi takibe imkan veren, dayanak tapu kayıtlarının kapsamını gösteren ayrıntılı, gerekçeli ve krokili rapor alınmalı, taşınmazın tamamı ya da bir bölümünün tapu kaydının kapsamında kaldığının anlaşılması halinde tapu kaydının oluştuğu tarihten önce davalı tarafın iktisaba elverişli 20 yıllık zilyetliğinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsamadığının anlaşılması halinde ise; taşınmazın geçmişte kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği hususlarında da yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde, yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, zilyetlik durumu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmalı; bilirkişilerden çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; davalı ile murisleri adına kayıt ve belgesiz olarak taşınmaz tespit ve tescil edilip edilmediği, Tapu Sicil, Kadastro ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden sorularak saptanmalı, 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde yer alan sınırlamalar da dikkate alınarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır." hususlarına değinilerek karar bozulmuştur.
VI. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin, 08/10/2018 tarihli ve 2015/110 E., 2018/235 K. sayılı kararıyla, Hazinece dayanılan tapu kaydının komşuları, hudutları, yüzölçümü yönünden dava konusu parsele uymadığı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından da bu durumun açıkça anlaşıldığı, davalıların zilyetliği hususunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptandığı değerlendirildiğinden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
VII. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz nedenleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufundaki altındaki yerlerden olduğundan zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını, ayrıca bozma ilamı uyarınca hazırlanması gereken ve talep ettikleri halde krokili rapor hazırlanmadığını, taşınmazın intikaline ilişkin gerekli araştırma inceleme yapılmadığını, yine davaya konu taşınmazın ve komşu taşınmazlara ilişkin geçmişten bugüne revizyon görmüş kayıtlar da dahil olmak üzere tüm kayıtların toplanarak değerlendirilmesi gerekirken bu hususta eksik bırakıldığını, son olarak davayı aydınlatmaya yarayacak hava fotoğrafları istenmediğini bilirkişilerce hazırlanan raporların eksik olduğunu, raporların eklerinde mevcut fotoğrafların yetersiz kaldığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı açılan tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesinde “Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde; A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur. B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır. C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir” hükmüne yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Çekişmeli 274 ada 6 parsel sayılı taşınmaz kerpiç bina, samanlık ve arsası vasfı ile davalı ... ile ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
3.3.2. Davacı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazın 27/07/1964 tarihli ve 38 nolu tapu kaydının kapsamında kaldığını iddia ederek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
3.3.3. Dosya içeriğine, toplanan delillere, verilen kararın (VI.) no.lu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine, bozmaya uygun araştırma ve uygulama yapılmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VIII. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına
, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.