Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4058 E. 2021/8123 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılar arasında kadastrodan önce yapılan fiili taksime uygun olarak tapu kayıtlarının iptali ve tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından, mirasçılar arasında kadastrodan önce yapılan ve kroki ile belgelenen fiili taksime uygun olarak tapu kayıtlarının iptali ve tescili istenmiş, mahkemece 113 ada 32 parsel sayılı taşınmazın dava konusu edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, 32 parsel sayılı taşınmazın da fiili taksim kapsamında olduğu ve davacı tarafından sehven dava dilekçesinde belirtilmediği anlaşıldığından, davacının dayandığı krokinin kadastrodan önce düzenlenip düzenlenmediği, taraflar arasında bu krokiye uygun sözleşme yapılıp yapılmadığı ve fiili kullanıma uygun olup olmadığının araştırılması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Davacı ..., Çaykara İlçesi Koldere Köyünde murisine ait taşınmazları kadastro gelmeden önce sekiz kardeşin bir araya gelerek eşit ve adil bir şekilde taksim ettiklerini, özel bir büroya kroki, harita hazırlatıp taşınmazları bu krokideki paylaşıma göre fiilen kullanmaya başladıkları halde 2006 yılında köyde yapılan kadastro çalışmaları sırasında bu uzlaşılan krokiye göre taşınmazların bölünmeyip miktarları farklı olacak ve bir kısım taşınmazların yola cepheleri olmayacak şekilde parseller belirlendiğini ileri sürerek tarafların uzlaştıkları ve fiilen paylaşıma aykırı olarak oluşturulan 113 ada 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39 ve 40 nolu parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile fiili taksime göre yeniden parsellerin yüzölçümlerinin ve şekillerinin belirlenerek taksime göre... mirasçıları adlarına ayrı ayrı tescilini istemiştir.

Davalılardan; ... ve ... ile ..., tapuda kayıtlı olan mevcut düzenlemenin iptali ile kardeşler arası uzlaşma krokisindeki parselasyonun esas alınarak her bir taşınmazın ana yol ile bağlantısı sağlanacak şekilde haksızlığın giderilmesi gerektiğini belirterek açılan davayı kabul etmişlerdir.

Davalı ... ..., mirasçıların tamamının taksimde ısrarcı olmaları üzerine daha önce hazırlanan fiili bölünme şemasına göre kura çekip, herkesin yerinin belirlendiğini, dolayısıyla fiili taksimin, şemada yer alan krokideki taksimatın tarafların muvafakati ile yapılıp kabullenildiğini, daha sonra bölgedeki HES çalışmaları neticesinde arazinin çukur kısmı doldurularak arsa haline getirilince bu ihtilafın çıktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece davacının talebinin geçit hakkına münhasır bir talep olduğu tapu iptal ve tescil davası açılmasında hukuki yarar görülmediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesince; “mahkemece yapılan nitelendirmenin yanlış olduğu, davacının kadastro tespitinden önce yapılan taksim krokisine uygun tespit yapılmadığını ileri sürerek dava açtığını, mahkemenin bu krokinin kadastro tespitinden önce düzenlenip düzenlenmediği ve taraflar arasında bu krokiye uygun şekilde sözleşme yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılması gerektiği, bir kısım davalıların kabul beyanlarının da tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek" bozulmuştur. Mahkemece bu bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda taksim sözleşmesinin içerisinde yer alan 113 ada 32 parsel sayılı taşınmazın dava konusu edilmediğini, bu parsel olmadan gerekli olan ifraz ve tevhit işlemlerinin yapılamayacağı ve Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğine göre davacının talebinin hem yola cephe şartını hem de 5’ten fazla parsel oluşturulamayacağı şartlarına uymadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Dosya incelendi gereği görüşüldü.

Dava, mirasçılar arasında kadastrodan önceki nedenlere dayılı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Davanın konusu, kadastro tespitinden önce tek parsel şeklinde bir bütün olarak tarafların murisi tarafından kullanılan daha sonra mirasçılar arasında fiili taksim yapılarak 9’a bölünen taşınmaz olduğu halde mahkemece 113 ada 32 parsel sayılı taşınmazın dava konusu edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

Davacı tarafından bu tek parça halindeki taşınmazın miras bırakının vefatından sonra, kadastro tespitinden evvel davacı ve davalılar tarafından her bir mirasçıya eşit miktarda yer düşecek ve her bir parselin yola çıkışı sağlanacak şekilde özel bir harita bürosuna çizdirilen kroki ile ifraz ve taksim yapılıp, bu krokiye göre fiili kullanımın başladığı iddiası ile tüm mirasçılar aleyhine ve kendi taşınmazı da dahil olmak üzere kadastroda ki ada ve parsel numaraları belirtilerek dava açılmıştır. Her ne kadar dava dilekçesinde 113 ada 32 parsel diye açıkça belirtilmemiş ise de 113 ada 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39 ve 40 parsel sayılı taşınmazların kadastrodan önce tek bir taşınmaz olması, davacının talebinin kadastrodan önce taraflarca yapılan ifraz (parselasyon) ve taksime göre taşınmazın paylaştırılıp numaralandırılması isteği olduğu hususları dikkate alındığında 32 nolu parselin dava konusu olduğu açıktır.

Kaldı ki davacının malik olduğu 113 ada 34 parsel sayılı taşınmazın yola çıkışını engelleyen parsel, 113 ada 32 parsel sayılı taşınmaz olduğundan davacının dava ile elde etmek istediği asıl amaç 32 nolu parselin tapu kaydının iptal edilerek iptal edilen bu kısmın mirasçılar arasında kabul edilen krokiye göre kendisine ait 34 nolu parsele eklenerek 34 nolu taşınmazın geometrik şeklinin yola kadar devam etmesidir. Aynı zamanda mahkemece 32 nolu parsel sayılı taşınmaz hakkında da keşif yapılıp rapor alınmış hatta dava değeri 32 parsel sayılı taşınmaz dahil edilerek belirlenip, harç da bu toplam miktar üzerinden davacı tarafa tamamlattırılmıştır. Yine 32 parsel sayılı taşınmazın maliki olan ... davada davalı olarak yer almaktadır. Davalı ... 32 parsel sayılı taşınmazın maliki olarak dosyaya sunduğu 04/02/2019 tarihli beyan dilekçesi ile 113 ada 32 parsel sayılı taşınmazın anlaşma kapsamındaki rıza-i taksime göre diğer parseller ile birlikte dava konu edilmesine beyan ve taahhüt ettiğini belirtmiştir.

Mahkemece en başta dava konusu edilmeyen bir taşınmazın sonradan ıslah ile dava konusu edilemeyeceği ve 113 ada 32 parsel sayılı taşınmazın, parsel malikinin taahhüdü ile dava konusu hale gelemeyeceği belirtilerek davacının talepleri red edilmiştir. Ancak 32 nolu parselin en baştan itibaren dava konusu edildiği ve sehven davacı tarafından dava dilekçesine yazılmadığı anlaşıldığından mahkemenin bu tespiti hatalıdır. Yine mahkemenin davacı tarafın, 32 parsel sayılı taşınmaz hakkında ayrı bir dava açmak için istediği sürenin hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle red edilmesi de hatalı bir değerlendirmedir.

Hal böyle olunca dava dilekçesine ekli krokinin kapsadığı tüm taşınmazların dava konusu edildiği dolayısıyla 113 ada 32 parsel sayılı taşınmazın da dava konusu olduğu kabul edilerek daha önceki bozma ilamında belirtilen; davacı tarafın dayandığı krokinin kadastro tespitinden evvel düzenlenip düzenlenmediği, taraflar arasında bu krokiye uygun şekilde sözleşme yapılıp yapılmadığı ya da mirasçılar arasında bu krokiye uygun kullanımın başlayıp başlamadığı hususlarında mahkemece araştırma ve inceleme yapılarak ve davalı ... ... hariç diğer davalıların kabul beyanları da tartışılıp değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının temyiz eden davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.