"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki mera sınırlandırılmasının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen kabul kararının Yargıtay 8. Hukuk Dairesince bozulması üzerine Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin kararın süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I.DAVA
Davacı, Gürün ilçesi, Sarıca köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 130 ada 123 parsel sayılı taşınmazın Mera olarak tespit ve tescil edildiğini, ancak bu taşınmazın bir bölümünün babasına ait olduğunu ve mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu kendisine kaldığını, 40 yıldır zilyet olduklarını ileri sürerek, bu taşınmazın yaklaşık 25 dönümlük kısmının mera sınırlandırılmasının iptali ile kıraç tarla vasfı ile adına tescilini istemiştir.
II.CEVAP
Davalı Hazine vekili, taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olmadığını, davalı köy muhtarlığı tarafından mera olarak kullanıldığını, meraların zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Gürün Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/05/2012 tarihli 2012/18 Esas, 2012/77 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne çekişmeli 130 ada 123 parsel sayılı taşınmazda 02.07.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda mavi renk ile çevrili 24.403.78 metrekarelik alanın mera parselinden ifrazı ile davacı adına tarla vasfı ile tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Bozma İlamı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09.05.2013 tarihli 2012/10918 Esas, 2013/6872 Karar sayılı kararıyla, "Yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olmadığı belirtilerek davacının aktif dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığının araştırılması, davacı tarafın dosyaya mirasbırakanları dedesi ve babasının veraset belgesini sunması, dava konusu bölümün miras bırakanından satış, bağış veya terekenin paylaşımı sonucu davacıya düşüp düşmediğinin üzerinde durulması, davacının payına düşmüş ise davanın bu hali ile yürütülmesi, şayet dava konusu bölüm satış, bağış veya terekenin paylaşımı sonucu davacıya kalmamış ve tereke malı ise terekeye dahil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına 3. kişilere karşı aktif dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmesi, dava konusu taşınmaz mera olarak tespit edildiğinden keşif mahallinde dinlenecek tanıklar ve yerel bilirkişilerin meradan yararlanmayan komşu köy halkı arasından seçilmesi, komşu parsel tutanak ve dayanak belgelerin getirtilip yararlanılması, Sarıca köyüne ait tahsisli ya da kadim mera kayıtlarının olup olmadığının sorulup saptanması, varsa harita ve kayıtların getirtilmesi, kadastro tespitinin yapıldığı tarihten geriye doru en az 20 yıl öncesine ait 2 ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları ile fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların getirtilip dosyaya eklenmesi, daha sonra mahallinde ziraat bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi, teknik bilirkişi, yerel bilirkişiler ve tanıklar aracılığıyla yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın davacının dedesi veya babasından kalıp kalmadığı, kalmış ise terekenin tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmış ise kime kaldığının sorulması, dava konusu yerin tahsisli mera kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi kalmıyor ise kadim mera araştırmasının yapılması, bu konuda 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 1, 2, 3, 4, 5 ve devamı maddelerinin göz önünde tutulması, komşu taşınmazlara ait tapu ve vergi kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne gösterdiği üzerinde durulması, hava fotoğraflarının uzman bilirkişi tarafından incelenerek dava konusu bölümün hava fotoğraflarının çekildiği tarihte kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı veya hangi nitelikte bulunduğunun tespit edilmesi, ziraat bilirkişisinden taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, dava konusu edilen bölümün meradan açılıp açılmadığı yönünde rapor alınması ondan sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği " belirtilerek, bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar
Gürün Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/02/2019 tarihli 2013/99 Esas, 2019/24 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne çekişmeli 130 ada 123 parsel sayılı taşınmazın 15/08/2018 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 24.403.87 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.
5.Temyiz Nedenleri
Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre etrafı mera ile çevrili olan ve aralarında doğal ve değişmez sınır bulunmayan bir yerin öncesinin mera olduğunun kabulünün gerektiğini, üç kişilik ziraat mühendisi kurulundan rapor alınmadığını, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, meraların kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilemeyeceğini ve re'sen dikkate alınacak sair hususlar ile mahkemenin kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
6. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılmış mera sınırlandırılmasının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusu 130 ada 123 parsel sayılı taşınmaz 08.02.2008 tarihinde Sarıca köyü halkı tarafından mera olarak kullanıldığı belirtilerek köy orta malı vasfı ile sınırlandırılmış, kadastro tespitinin 30.05.2008 tarihinde kesinleşmesi üzerine özel kütüğüne mera vasfı ile tescil edilmiştir.
V. SONUÇ
Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına ve davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.