"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ..., dava dilekçesine ekli krokide gösterilen ve dava dilekçesinde hudutlarını belirttiği 14.844,98 metrekare yüzölçümlü yeri 36 senedir imar- ihya ederek kullandığını ve taşınmaz üzerindeki evin kendisine ait olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.03.2018 tarihli ve 2016/75 Esas, 2018/226 Karar sayılı kararıyla; 10/10/2017 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda dava konusu taşınmazın imar ve ihya işleminin 2005 yılı itibariyle başlayıp 2010 yılı itibari ile tamamlanmış olduğunun belirtildiği, 09/12/2016 tarihli yapılan keşif sonucu dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda her ne kadar dava konusu taşınmazın imar ve ihya işlemlerine 1985 yılı itibari ile başlandığı belirtilmiş olsa da mevcut raporun teknik değerlendirmeden uzak olduğu, ayrıntı içermediği, 06/07/2017 tarihinde yapılan keşfe birisi Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Bahçe ve Bağ Bitkileri Uzmanı Prof. Dr. olan 3 Ziraat bilirkişisinin ve Şanlıurfa Kadastro İl Müdürlüğünde kadastro memuru olan Jeodezi ve Fotoğrometri Uzmanı Harita bilirkişi alındığı, heyetin denetime açık, toprak analizinin dahi yapıldığı, imar-ihya işlemlerine başlanılan ve biten tarihlerin açıkça bildirildiği raporlarına, keşif gözlemi doğrultusunda da itibar edildiği, tüm bu açıklanan nedenler ile arada çelişki görülmediğinden giderilmesi yoluna gidilmediği açıklanarak ispat olunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu yeri 30, 36 yıl önce imar-ihya edip taşları ve otları temizleyerek arpa ektiğini ve harman yeri olarak kullandığını, daha sonra dava konusu yere ev yaptığını belirterek, bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli ve denetime uygun bir değerlendirme içermediği, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğu, bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
3. Gerekçe ve Sonuç
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 12.12.2019 tarihli ve 2019/213 Esas, 2019/985 Karar sayılı kararıyla; Yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tüm dosya kapsamına göre; mera ve ormanla bir ilgisi bulunmayan ve herhangi bir imar planı kapsamında kalmayan dava konusu taşınmaz yönünden imar-ihya ve zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine gerçekleşmediği, taşınmazı kapsayan 1985 ve 1999 yıllarına ait hava fotoğraflarında tarımsal faaliyetin ve imar-ihyanın olmadığının tespit edildiği, üçlü zirai bilirkişi heyet raporunda da, 2005 yılında imar-ihya çalışmasına başlandığı, 2010 yılında tamamlandığının belirlendiği, mahalli bilirkişi ve tanıkların, bilirkişi raporlarına uygun düşmeyen beyanlarına itibar edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi tarafından usulüne uygun olarak keşif uygulamasının yapıldığı, alınan rapor ve beyanlar ile imar-ihya ve zilyetlik durumlarının şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edildiği, alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, ayrıca; davacı tarafından 15/12/2017 tarihli sayman mutemedi alındısı ile yatırılan 5.952,68.TL harcın da davacıya iadesi gerekirken iadesine karar verilmemesi hatalı ise de, Mahkemece davanın reddi nedeniyle maktu harçtan fazla yatırılan harcın davacıya iadesine hükmedilmiş olması nedeniyle, fazla yatırılan miktar davacı tarafından her zaman talep edilebileceğinden, bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı, iki ayrı keşif neticesinde alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile 20 yılı aşkın zamandır taşınmazın kullanımında olduğunun doğrulandığını ileri sürerek, kararın bozulması gerektiğini savunmuştur.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Şanlıurfa İli Halfeti İlçesi Sütveren Mahallesi çalışma alanında bulunan taşınmaz bölümünün yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında 766/2 gereğince tescil harici bırakıldığı, kadastro tespitlerinin kesinleşme tarihinin ise 30.08.1975 olduğu anlaşılmıştır.
Dava, TMK.nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
3.2.İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17. maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinin birinci fıkrasında “ Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (III.) no.lu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine, kararın (IV/3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.