Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4349 E. 2022/2742 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının zilyetlik iddiasına dayanarak açtığı tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulü üzerine, davacı ve Hazine vekilinin kararı temyiz etmesiyle oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilen parseller dışında kalan ve davacı tarafından zilyetliği iddia edilen diğer parseller üzerinde kullanım olmadığı ve davacı lehine iktisap koşullarının oluşmadığı değerlendirilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonucunda verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Kadastro sonucu Kocasinan ilçesi, Höbek mahallesi çalışma alanında bulunan 135 ada 71 parsel sayılı 382.456,032 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiş; 142 ada 1, 146 ada 147, 152 ada 383 ve 152 ada 393 parsel sayılı sırasıyla 3.222,85; 73.079,77; 3.043,56 ve 28.036,79 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ise zilyetleri tarafından terk edilen ve devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu gerekçesiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

I. DAVA

Davacı ..., çekişmeli taşınmazların babası Ahmet Kılıç’tan kendisine taksimen intikal ettiğini, bu taşınmaz bölümleri üzerinde eklemeli olarak zilyetlikle iktisap koşullarının lehine gerçekleştiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların Hazine’ye ait olduğunu, bu nedenle kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit gördüğünü, 135 ada 71 numaralı mera parselinin ise devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, zilyetlik ile iktisabının mümkün olamayacağını beyanla davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 16.06.2015 tarihli ve 2006/922 Esas, 2015/201 Karar sayılı kararıyla, 152 ada 383 parsel sayılı taşınmaz ile 152 ada 393 parselin (C) harfi ile gösterilen bölümünün öncesinde davacının babasına ait iken, taksimen davacıya intikal ettiği, bu taşınmazların davacı ve babası tarafından imar ihya edildiği ve davacı lehine eklemeli zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne; 135 ada 71, 142 ada 1 ve 146 ada 147 parsel ile 152 ada 393 parselin (D) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde herhangi bir kullanım olmadığı ve davacı lehine iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, temyiz dilekçesinde özetle, delillerin takdiri ve olaya uygulamasında hataya düşüldüğünü, reddedilen bölümler üzerinde de davacı lehine iktisap koşullarının oluştuğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı Hazine vekili, temyiz dilekçesinde özetle, Mahkemece kabul edilen parsellerin devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu ve bu tür yerler üzerinde zilyetlikle kazanım sağlanamayacağı gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu gerekçesiyle Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmaza karşı davacı ... tarafından zilyetlikle mülk edinme koşullarının lehine oluştuğu iddiasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun “Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti” başlıklı 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir." Olağanüstü zamanaşımı yolu ile taşınmaz mülkiyetinin kazanılması ve taşınmazın zilyedi adına tespitine ilişkin temel koşulların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre; tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmaz, aralıksız ve nizasız yirmi yıllık süreyle malik sıfatı ile elinde bulunduran ve zilyedi olan kişi adına tespit ve tescil edilecektir.

3.2.2 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, "–Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14'üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’

3.2.3 Zilyetlik, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 973. maddesinde, "Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. Taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılması zilyetlik sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Bir şeye malik olmayan kimsenin zilyetliği zamanla o şeyin mülkiyetinin kazanılmasını sağlayabilir. Mülkiyetin kazanılma sebeplerinden biri olan zilyetliğin konusu ancak maddi şeylerdir. Zilyetliğin tanımında da görüleceği gibi, zilyetlik olması için bir şeyin bulunması ve ayrıca o şey üzerinde fiili hâkimiyetin kurulması ve kullanılması gerekir (İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.12.1998 tarihli ve 1996/4 E., 1998/3 K. sayılı kararı).

3.2.4 Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince zilyedi lehine taşınmazın tespiti koşullarına ilişkin yapılan açıklamaların yanında, 3402 sayılı Kanun'un "Hazine adına tespit" başlıklı 18. maddesinde;

"Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.

Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez" hükmüne yer verilmiştir.

3.2.5 3402 sayılı Kanun'un 18. maddesinden önce gelen 13, 14 ve 17. maddelerinde mülkiyet hakkının tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Kanun'un önceki maddelerinde özel veya tüzel kişiler adına taşınmaz malların tespit ve tescil şartlarına yer verilmişken, Kanun'un 18/1. fıkrası ile bunların dışında kalan ve tescile tabi olan malların Hazine adına tespit ve tescil edileceği, diğer bir deyişle özel ve tüzel kişiler lehine iktisap şartları oluşmayan malların Hazineye ait olması esası getirilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında ise kamunun yararlanmasına mahsus orta malları ile hizmet mallarının (3402 sayılı Kanun'un m. 16/1), ormanların (6831 sayılı Orman Kanunu m. 1 vd), devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da (TMK'nın m.715) kamu hizmetine tahsis edilmeyen yerler ile kanunlar uyarınca devlete kalan yerlerin olağanüstü zamanaşımı zilyetlik yolu kazanılamayacakları açıkça ifade edilmiştir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1 Mahkeme tarafından mahallinde keşif yapılmış, bilirkişi raporları alınmış, tarafların gösterdiği deliller toplanmış ve yazılı şekilde karar verilmiştir.

3.3.2 Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV-3) numaralı paragrafında yer verilen yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekili ve davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı 26,30 TL onama harcının temyiz eden davacı taraftan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.