"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı Hazine vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; Hazine adına kayıtlı olan 6 adet eski tarihli tapu kaydı bulunduğunu, bu tapu kayıtlarının Yitirmez köyü sınırları içerisinde bulunan 4 adet taşınmaza ait olmasına rağmen, söz konusu taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında Hazine yerine hatalı olarak şahıslar adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu 153 ada 10 parsel sayılı taşınmazın da bu taşınmazlardan birisi olduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... ve ... müşterek cevap dilekçelerinde; dava konusu taşınmazı 50 yıldır kullandıklarını, taşınmazda kendilerine ait bulunan çok sayıda ağaç bulunduğunu, ancak son zamanda ağaçların kesildiğini buna rağmen köklerinin zeminde mevcut olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Gümüşhane Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/06/2015 tarihli ve 2013/474 Esas - 2015/683 Karar sayılı kararıyla; davacı Hazinenin dayandığı tapu kayıtlarının mevkii ve hudut itibariyle dava konusu taşınmaza uymadığı ve davacı Hazinenin davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığını, Hazine adına kayıtlı 6 adet tapulu taşınmazın kadastro tespiti sırasında Yitirmez köyü çalışma alanı içerisinde tespit edildiğini, Mahkemece yapılan tapu kayıt uygulamasının yetersiz olduğunu belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Gümüşhane/Merkez/Yitirmez köyü çalışma alanında bulunan 153 ada 10 parsel sayılı 1.465,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla ... ve ... adına, tarla vasfıyla tespit ve tescil edilmiştir.
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi şöyledir.
“Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi ise şöyledir.
“Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.”
3.3. Değerlendirme
Mahkemece (III.) no.lu paragrafta açıklanan gerekçe uyarınca yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, davacı Hazine tarafından dayanılan, Aralık 1946 tarihli 62, 63, 108, 109, 110 ve 111 sıra numaralı tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri, tapu kayıtlarının oluşumuna esas tüm belgeler (Kayıtların, Tapu Komisyonunun 22/12/1942 tarihli 105 no.lu kararı uyarınca oluştuğu anlaşılmaktadır.) krokileri ile birlikte getirtilip dosya arasına alınmamış, tapu kayıtlarının revizyon görüp görmediği hususu araştırılmamış, dava konusu taşınmazı dıştan çevreleyen taşınmazların tamamına ait kadastro tespit tutanakları dayanakları ile birlikte getirtilip dosya arasına alınmamış, tapu kayıtları usulünce zemine uygulanmamış, yargılamanın kısa zamanda, en az masrafla ve en doğru şekilde sonuçlandırılması için varsa bu taşınmazlarla ilgili davacı Hazine tarafından aynı tapu kayıtlarına dayanılarak açılan başka derdest dava olup olmadığı araştırılarak varsa davaların birleştirilerek yürütülmesi gerektiği düşünülmemiştir.
Hal böyle olunca, Mahkemece sağlıklı sonuca varılabilmesi için, öncelikle davacı Hazine tarafından aynı tapu kayıtlarına dayanılarak açılan başka derdest dava olup olmadığı araştırılmalı, varsa bu davaların birleştirilerek yürütülmesi gerektiği düşünülmeli, aynı kayıtlara dayalı olarak açılan ve karar verilip kesinleşen davalar var ise dava dosyaları
getirtilerek değerlendirilmeli, bundan sonra davacı Hazinenin dayandığı Aralık 1946 tarihli 62, 63, 108, 109, 110 ve 111 sıra numaralı tapu kayıtları, tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmeli, tapu kayıtlarının oluşumuna esas tüm belgeler ve varsa krokileri ile birlikte dosya arasına alınmalı, tapu kayıtlarının herhangi bir taşınmaza revizyon görüp görmediği sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, taşınmazların kadastro tespiti kesinleşmişse oluşan tapu kayıtları dosya arasına alınmalı, dava konusu taşınmazı dıştan çevreleyen tüm taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, taşınmazların kadastro tespiti kesinleşmişse oluşan tapu kayıtları dosya arasına alınmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra; mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşif sırasında, davacı Hazinenin dayandığı tapu kayıtları ve yapılacak araştırmaya göre varsa tapu kayıtlarının krokileri uygulanıp kapsamları 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 20/A maddesi uyarınca belirlenmelidir. Ancak tapu kayıtlarının krokileri zemine uygun değilse veya uygulama kabiliyeti yok ise bu durumda tapu kayıtlarının sınırlarına itibar edilmeli; bu amaçla dayanak tapu kayıtları, oluşumundan itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup, kayıtta yazılı hudutların yerel bilirkişilerce zeminde gösterilmesi istenmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için davacıya tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, öncesinin mütegayyip eşhastan kalan yerlerden olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, tapu kayıtlarının oluşumuna esas tutanaklarda imzası bulunan kişilerin hayatta olduklarının anlaşılması halinde, bu kişiler de çağrılarak tanık sıfatı ile dinlenilmelidir. Yerel bilirkişi ve tanıkların, kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiden uygulanan kayıtların hudutları ile kapsamını belirtir, keşfi takibe imkan veren, gerekçeli kroki ve rapor alınmalıdır. Ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısı, eğimi ve bitki desenini açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır. Taşınmazın tamamının veya bir bölümünün davacı Hazinenin dayandığı tapu kayıtlarının kapsamında kaldığının anlaşılması halinde, tapu kayıtlarının oluşum tarihine kadar, tapu kayıtlarının kapsamı dışında kalması halinde ise tespit tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi uyarınca davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılıp, bundan sonra tüm deliller birlikte incelenerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
V. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.