"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin önceki tarihli kararı, davalılar vekilinin temyiz isteği üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda bozulmuş olup, Mahkeme tarafından bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I.DAVA
Kadastro sonucunda Gerze ilçesi, Başsökü köyü çalışma alanında bulunan 150 ada 6 parsel sayılı 2.429,45 metrekare, 152 ada 8 parsel sayılı 669,43 metrekare, 152 ada 11 parsel sayılı 1.243,66 metrekare, 152 ada 14 parsel sayılı 1.981,44 metrekare, 152 ada 24 parsel sayılı 1.164,39 metrekare, 152 ada 36 parsel sayılı 1.568,52 metrekare, 165 ada 3 parsel sayılı 4.415,48 metrekare, 167 ada 1 parsel sayılı 4.317,13 metrekare, 167 ada 4 parsel sayılı 1.489,23 metrekare ve 170 ada 19 parsel sayılı 5.964,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıların murisi ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ..., dava konusu taşınmazların müşterek kök murisleri olan ...’tan geldiği ve murisin terekesinin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, taşınmazların miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
II.CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde çekişmeli taşınmazların kadastrodan önce yakın mirasbırakanları ...’a kök muris ... tarafından bırakıldığını, vergilerinin ... tarafından ödendiğini, zilyetliğin kayıt maliki ... tarafından sürdürüldüğünü, ...’un ölümüyle taşınmazların davalılara intikal ettiği ve tereke malı olmaktan çıktığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III.MAHKEME KARARI
Gerze Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/05/2015 tarih, 2012/231 Esas, 2015/271 Karar sayılı kararıyla kadastro çalışması sonrasında dava konusu taşınmazların davalılar murisi ... adına tescil edildiği; ancak taşınmazların kadastro öncesi müşterek muris ...'tan intikal ettiği, uzun yıllar ... tarafından tasarruf edildiği, ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği, mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile Sinop ili, Gerze ilçesi, Başsökü köyü 150 ada 6 parsel, 152 ada 8, 11, 14, 24, 36 parsel, 165 ada 3 parsel, 167 ada 1 ve 4 parsel, 170 ada 19 parsel sayılı taşınmazların davalıların murisi ... adına yapılan kadastro tespitinin iptali ile davacının hissesi oranında tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV.TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda mevzu bahis kararı, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.10.2018 tarih ve 2018/1711 Esas, 2018/5184 Karar sayılı kararıyla; “Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, kadastro tespitleri kesinleşmek suretiyle tapu kaydı oluşmuş olan dava konusu taşınmazlar ile ilgili kurulan hükümde “dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile” denmek suretiyle hükmün infazı sırasında tereddüt oluşturur şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, miras payına yönelik olarak açılmış olan davada Mahkemece, davacı ...’ın miras payı belirtilmek suretiyle, dava konusu taşınmazların tapu kaydının, davacının miras payı oranında iptal edilerek davacı adına tesciline, kalan payların davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, açıkta pay bırakacak ve infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.
3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 04.12.2019 tarihli ve 2019/126 E., 2019/306 K. sayılı kararıyla; bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların kadastro öncesi müşterek muris ...'tan intikal ettiği, uzun yıllar ... tarafından tasarruf edildiği, ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği, mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalıların murisi adına kayıtlı Sinop ili, Gerze ilçesi, Başsökü köyü 150 ada 6 parsel, 152 ada 8, 11, 14, 24, 36 parsel, 165 ada 3 parsel, 167 ada 1 ve 4 parsel, 170 ada 19 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile 80/240 payının davacı ... adına, 80/240 payının davacı ... adına, kalan 80/240 payın davalıların murisi ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4.Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteğinde bulunulmuştur.
5.Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitinden önce kök muris ... tarafından davalıların mirasbırakanı ...’a özgülendiğini, uzun süreli kullanımın bu hususa karine teşkil ettiğini, zira davacıların bu zilyetliğe uzun yıllardır bir itirazlarının bulunmadığını, buna rağmen Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne hükmedildiğini belirterek, usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.
6.Gerekçe
6.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili tescili isteğinden ibarettir.
6.2.İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",
6.2.2. Türk Medeni Kanunu'nun “Miras ortaklığı” başlıklı 640. maddesinde “Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.
Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.
6.2.3. Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701 ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya yasada gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya hakkı olmayıp, hak sahibi ortaklıktır.
6.2.4. Elbirliği (iştirak) hâlinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke TMK'nın 701. maddesinde “...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.’’ şeklinde hüküm altına alınmıştır.
6.2.5. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur." hükmünü içermektedir. ( madde metninde taksimden bahsedilse dahi kıyasen taşınmazın zilyedi murisin mirasçıların yasal miras payına mahsuben sağlığında yaptığı paylaştırma da bu kapsamdadır.)
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle çekişmeli taşınmazların tarafların müşterek murisi ...'tan intikal ettiği, ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği, mirasçılar arasında terekenin taksim yahut paylaşıma konu edilmediği anlaşılmakla yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine,
Ne var ki, davacıların miras payı oranında dava açtıkları anlaşıldığına göre, davacılara kök muristen intikal eden yasal miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesi, kalan payın ise davalılar üzerinde bırakılması gerekirken, yazılı olduğu şekilde dava konusu edilmeyen paylar yönünden yeniden tescil mahiyetine gelecek biçimde karar verilmesi doğru değildir.
Ancak bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1. fıkrasında yer alan "kalan 80/240 payın ... T.C. kimlik nolu davalıların murisi ... adına" cümlesinin hüküm yerinden çıkartılarak, yerine "... adına" cümlesinden sonra gelmek üzere "kalan payın davalılar üzerinde bırakılmasına" ibaresinin eklenmesi ve hükmün bu suretle düzeltilerek onanması gerekir. Şu halde davalılar vekilinin anılan hususa yönelik temyiz itirazı yerindedir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalıların değinilen yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, sair temyiz itirazlarının reddine, alınan peşin harcın yatıranlara geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.