"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tescil ve tapu iptali ile tescil istekli davada bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ..., Yakutiye ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmış, yargılama sırasında kadastro harici yerlerin ihdası sonucunda davacının iddiasına konu yerin bir bölümü 979 parsel olarak Hazine adına tapuya tescil edilmiş, davacı bu kez 979 parsel yönünden satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemiyle müstakil bir dava ikame etmiş, Mahkemece dava dosyaları birleştirilmiştir.
II. CEVAP
Davalılar aşamalarda sındukları sözlü ve yazılı beyanlarında taşınmazın özel mülke konu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23/12/2014 tarihli, 2013/996 Esas, 2014/1056 Karar sayılı kararıyla, davacı yararına zilyetlikle iktisap koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 02.07.2014 havale tarihli ek fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfi ile gösterilen 1.724,71 ve 156,54 metrekare yözölçümlü kısımların davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı Hazine ve davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince “ Mahkemece; çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de; tek kişilik ziraat bilirkişi raporu ile yetinilmiş, uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından yararlanılmamış, bilirkişi ve tanıkların soyut beyanlarına itibar edilmiş, taşınmazın imar planı içerisinde kalıp kalmadığı belirlenmemiş, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün dava tarihinden sonra ihdasen oluşan 979 parsel ile 737 parsel ile bu parselin ifrazı ile oluşan taşınmazlar içerisinde kalıp kalmadığı hususu kesin olarak belirlenmemiş, komşu parsel tutanak ve dayanakları getirtilmemiş ve keşifte uygulanmamış, taşınmazın tescil harici bırakılan yerde kalan bölümleri varsa bu bölümler yönünden Hazine yanında ilçe belediyesi ile birlikte taşınmazın bulunduğu yerin Büyükşehir Belediyesinin de davada taraf olması gerektiği düşünülmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle, 737 parsel sayılı taşınmazla ilgili tüm ifraz evrakları ve haritaları birlikte getirtilerek dosyasına konulmalı, ihdasen oluşan 979 parsel sayılı taşınmazın tesciline esas tüm evrakın getirtilerek dosyasına konulmalı, taşınmazın arz üzerindeki konumu kesin olarak belirlenmeli, davacının davasının tescil talebi ile açıldığı göz önünde bulundurularak, çekişmeli taşınmazın tescil harici kısımda kalan bölümleri varsa, bu bölümler yönünden Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığının davada yasal hasım olması gerektiği hususu gözetilerek davacıya Büyükşehir Belediyesini davaya dahil etmesi için süre verilmeli, bundan sonra taşınmazın imar planı sınırları içinde kalıp kalmadığı, imar planı sınırları içinde kalıyorsa hangi yıl imar planı sınırları içine alındığı ve imar planının kesinleşip kesinleşmediği, Yakutiye Belediye Başkanlığı ve Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorularak alınacak cevap ile tüm plan ve haritalar getirtilmeli, taşınmaz imar planı kapsamına alınmışsa bu tarihten, imar planı kapsamında değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirilip dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Mahallinde yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, taşınmazın mera niteliğinde olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların varsa dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli, çekişmeli taşınmazın 737 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan parsel veya parseller ile ihdasen oluşan 979 parsel sayılı taşınmaz içerisinde yer alıp almadığını belirtir krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, önceki ziraat bilirkişi raporunu irdeleyen, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; 3402 sayılı Kanun'un 17. maddesi göz önüne alınarak taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden önce, imar planı kapsamı dışındaysa dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, tescil harici kısımda kalan bölümleri yönünden TMK'nın 713. maddesi gereği yasal ilanların yaptırılması gerektiği düşünülmeli ve tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.” gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 14.01.2020 tarih, 2018/295 Esas, 2020/12 Karar sayılı kararıyla, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle sübuta ermeyen davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Verilen Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı ... temyiz dilekçesinde, dava konusu yerin davacının iktisaba elverişli süreye ulaşacak biçimde zilyetlik ve tasarrufunda olduğu, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu, bu hususun dosya kapsamında yer alan beyanlar ve bilirkişi raporları ile sabit hale geldiği, buna rağmen Mahkemenin delillerin takdirinde hataya düştüğünü belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Eldeki dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili ile yargılama sırasında ihdasen tapuya tescil edilen taşınmazın çekişmeli bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi, hükmüne uyulan bozma kararının gereklerine de riayet edilmemiştir. Dosya kapsamında yer alan ve hükme esas teşkil ettiği anlaşılan jeodezi uzmanı bilirkişi raporunda taşınmazın 1985 ve 2004 yılı hava fotoğraflarına göre çevresindeki tarım arazileri ile benzer yapıda olmadığı, tarımsal faaliyet yürütüldüğüne ve tarımsal üretime konu edildiğine dair doku özellikleri taşımadığı, imar ve ihya edilen yerlerden olmayıp, hali arazi niteliğinde olduğunun belirtildiği, öte yandan ziraat mühendisi bilirkişi raporunda ise bu kez, taşınmazın tarımsal faaliyete konu yerlerden olduğu, uzun yıllardır yoğun emek ve masraf sarfedildiği, tarımsal vasıfla çayır nitelikli yerlerden olduğunun kanaat edildiği, şu halde her iki bilirkişi raporu arasında taşınmazın niteliği hususunda çelişki hasıl olduğu, buna karşın Mahkemece bu çelişki giderilmeksizin hüküm kurulması cihetine gidildiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan dosya arasında yer alan teknik bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere taşınmazın komşusunda dere yatağı bulunduğu sabit ise de, Mahkemece bu husus nazara alınarak keşfe refakat edecek jeoloji uzmanı bilirkişi marifetiyle taşınmazın dere yatağı ile olan ilişkisi de tetkik edilmemiştir. Kaldı ki çekişmeli taşınmazın ... köyü ile ... köyü kadastro çalışma alanları arasında yer aldığı belirlendiğine göre, her iki kadastro çalışma alanının kesiştiği bölümü gösterir birleşik pafta temin edilerek, çekişmeli taşınmaza komşu tapulama parselleri tespit edilip komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve var ise dayanağı belgeler (tapu kaydı, vergi kaydı vb.) dosya arasına alınıp çekişmeli taşınmazın yönünü ne okuduğu üzerinde durulmamış, bozma kararında açıkça belirtilmesine karşın, çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş imar planı kapsamında kalıp kalmadığı da belirlenmemiştir. Bu şekilde noksan tahkikat sonucunda verilen karar maddi gerçeğe ulaşmaya muktedir değildir.
6.3.2. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazın imar planına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği ilgili belediyelerden sorularak, imar planının onaylı bir örneği dosya arasına celbedilmeli; ayrıca taşınmaza ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre çekişmeli taşınmazın tapuda Hazine adına 979 parsel olarak kayıtlı bölümü yönünden idari yoldan Hazine adına tescil edildiği tarihten, tescil harici bölümü yönünden ise taşınmazın dava tarihinden önce kesinleşmiş imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının kesinleşme tarihinden, aksi halde dava tarihinden 15-20- 25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, ... köyü ile ... köyü kadastro çalışma alanlarının kesiştiği bölümü gösterir birleşik pafta temin edilerek, çekişmeli taşınmaza komşu tapulama parselleri tespit edilip, sonucuna göre çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin kadastro tutanakları ve varsa dayanakları ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte temin edilmelidir.
6.3.3. Bu şekilde dosyanın ikmal edilmesinden sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ve tanıklar ile üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi, jeodeloji mühendisi bilirkişi ve jeodezi- fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar ve ihyaya konu edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve çekişmeli taşınmazın ihdasen tescil edilen bölümü yönünden tapu kaydının oluştuğu tarihten önce, tescil harici bölümü yönünden ise dava tarihinden önce onaylanan imar planı varsa bu tarihe kadar yoksa dava tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığını açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını da içerir, önceki ziraat bilirkişilerinin raporlarını irdeler şekilde, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeoloji mühendisi bilirkişiden taşınmazın dere yatağı vasfında olup-olmadığı, aktif dere yatağı sahasında kalıp kalmadığı, jeolojik yönden dere yatağı ile olan ilişkisini irdeleyen rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava ve uydu fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmazın niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir, taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığını gösterir krokili rapor aldırılmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek çekişmeli taşınmazın ihdasen tapuya tescil edilen bölümü yönünden tapu kaydının oluştuğu tarihten önce, tescil harici bölümü yönünden ise dava tarihinden önce onaylanan imar planı varsa bu tarihe kadar yoksa dava tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmüştür.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı ...’nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.