Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4630 E. 2022/4620 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil davasında, bazı parseller yönünden daha önce açılmış bir davada verilen kararın kesin hüküm teşkil edip etmediği ve diğer parseller yönünden 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu taşınmazlardan bir kısmı yönünden, daha önce açılan davada verilen kararın davacılar bakımından kesin hüküm teşkil etmediği, diğer parseller yönünden ise 10 yıllık hak düşürücü süre değerlendirmesinde isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, bir kısım taşınmazlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, diğer kısım yönünden ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: SİVAS 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen 204 ada 53, 203 ada 9, 194 ada 12, 13,14 ve 192 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kesin hüküm, 148 ada 1 parsel sayılı taşınmaz bakımından ise 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar vekili, dava konusu 204 ada 53, 203 ada 9, 194 ada 7, 8, 12, 13, 14, 192 ada 6 ve 148 ada 1 parsel sayılı taşınmazların müşterek murisleri ...-'dan kaldığı halde, kadastro sırasında davalılar adına yazıldığını, davacıların da mirasçı olup haklarının verilmediğini ileri sürerek, taşınmazların miras payları oranında tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. 22.10.2012 tarihli ıslah dilekçesi sunarak taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile muris ...- adına tapuya tesciline karar verilmesi şeklinde talep sonucunu değiştirdiklerini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., dava konusu taşınmazları amcaları ... ile babası ...'ın sağlıklarında paylaştıklarını, 70 yıl kadar önce yapılan taksime göre herkesin yerini kullandığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ulaş Adliyesinin kapatılması üzerine davaya bakmaya devam eden Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/03/2018 tarihli ve 2012/725 E., 2018/331 K. sayılı kararıyla; davaya konu Ulaş ilçesi ...Mah. İkigölarası mevkii 204 ada 53 parsel, Karatepe mevkii 203 ada 9 parsel, 194 ada 12 - 13 - 14 parsel, 192 ada 6 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin Ulaş Kadastro Mahkemesinin 1998/25 E., 2003/4 K. sayılı kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, kararın 30/07/2003 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmazlardan 148 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise, kadastro tutanağının 21/07/1992 tarihinde kesinleştiği 10 yıllık zamanaşımından sonra dava açıldığı gerekçesiyle, 204 ada 53, 203 ada 9 parsel, 194 ada 12 - 13 - 14 parsel ve 192 ada 6 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kesin hüküm bulunması nedeniyle davanın reddine, 148 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin açılan davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazlar bir kısım kök murisin mirasçıları adına tescil edilmiş ise de nüfusta hiç kayıtlı olmayan ... ve ...simli kişiler adına da tespit yapıldığını, Kadastro Mahkemesine açılan davanın feragat sebebiyle reddine karar verilip kararın kesinleştiğini, henüz 10 yıllık hak düşürücü süre geçmeden eldeki dava açılmış olmasına rağmen, hak düşürücü süre sebebiyle ret kararının doğru olmadığını açıklayarak, kararın kaldırılmasına yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi isteğiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

3. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 15/05/2019 tarihli ve 2019/507 E., 2019/431 K. sayılı kararıyla; dava konusu 204 ada 53, 203 ada 9, 194 ada 7, 8, 12, 13, 14 ve 192 ada 6 parseller hakkında aynı taraflar arasında ve aynı hukuki sebeple evvelce görülüp sonuçlandırılan ve kesinleşen Ulaş Kadastro Mahkemesinin 1998/25 Esas 2003/4 Karar sayılı dosyada verilen karar eldeki dava bakımından kesin hüküm olup, Mahkemece belirtilen taşınmazlar yönünden aynı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğu, dava konusu 148 ada 1 parsel yönünden ise kadastro tutanağının 21.07.1992 tarihinde itirazsız olarak kesinleştiği ve bu tarihten davanın açıldığı 22.10.2018 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğine göre, Mahkemece belirtilen taşınmaz yönünden de yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, kararın (IV/2) nolu bendinde yer verilen gerekçelerle temyiz isteminde bulunmuştur.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

3.2.İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”

6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde dava şartlarını düzenleyen 1-i) fıkrasında “Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.” dava şartı olarak düzenlenmiş, 303/1. maddesi ise “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.”

297/2 . maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemeleri yer almaktadır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dava konusu 148 ada 1 parsel kadastro yoluyla 21.07.1992 tarihinde davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir. Dava konusu diğer taşınmazlar ise 1997 yılında yapılan kadastro çalışmalarında Ekim 1944, 17.06.1948 tarihli değişik sıra numaralarında kayıtlı tapular esas alınarak davalılar adına tespit edilmiş, tutanaklara karşı Ulaş Kadastro Mahkemesinin 1998/25 Esas - 2003/4 Karar sayılı dava dosyasında ... tarafından dava konusu taşınmazların babaları ...'den miras yolu ile intikal ettiği, mirasçıların tümünün bu yerlerde hakkı bulunduğu, ne var ki sadece davalılar adına tespit edildiği iddiasıyla dava açılmış, dosya davacılarının taraf haline getirildiği yargılama sonucunda ...’ın 17/04/2003 tarihli duruşmada davadan feragat ettiğini beyan etmesi üzerine davanın feragat nedeniyle reddine, taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş, verilen karar dosyada yer alan tüm taraflara tebliğ edilmeksizin 05.05.2003 tarihinde kesinleşmiştir.

3.3.2. 148 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (III.) no.lu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine, kararın (IV/3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

3.3.3. 204 ada 53, 203 ada 9, 194 ada 12, 13, 14 ve 192 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan incelemede; hükme dayanak yapılan ve taraflar arasında kesin hüküm kabul edilen Kadastro Mahkemesinin 1998/25 Esas, 2003/4 Karar sayılı dava dosyasının bu dosya arasına alınan onaylı örneğinin incelenmesinde; davacısının ... olduğu, terekeye döndürülmesi istemi ile açılan davada dosyamız davacılarının taraf haline getirildiği, ...’ın feragati nedeniyle reddine karar verilen davadaki feragat beyanının diğer tarafları bağlamayacağı açıktır. Bu haliyle davanın eldeki dosyanın davacıları yönünden, kesin hüküm teşkil etmeyeceği kuşkusuzdur.

3.3.4. Ayrıca İlk Derece Mahkemesi tarafından dava konusu 194 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazlar hakkında HMK’nın 297/2 maddesine aykırı olacak şekilde olumlu olumsuz hüküm kurulmaması da isabetsizdir.

3.3.5. Hal böyle olunca; işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacılar vekilinin 148 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

2. Davacılar vekilinin 204 ada 53, 203 ada 9, 194 ada 7, 8, 12, 13, 14 ve 192 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar yönünden değinilen yönlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, yatırılan peşin harcın davacılara iadesine, 08/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.