Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4667 E. 2022/4755 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının kesin hüküm nedeniyle reddine ilişkin istinaf mahkemesi kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar, dava sebebi ve talep sonucu bakımından önceki dava ile mevcut davanın aynı olması nedeniyle kesin hükmün oluştuğu gözetilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ŞEBİNKARAHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Şebinkarahisar ilçesi Saklıca köyü 188 ada 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazların davalı adına tespit görüp tapuya tescil edildiğini, çekişmeli taşınmazların davacıya ait tapu kaydı sınırları içerisinde kaldığını, dava konusu taşınmazlar içerisinde davacının da payının bulunduğunu belirterek, tapu kayıtlarının iptali ile eski tapu kaydındaki hissesi oranında davacı adına tapuya kayıt ve tescile karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların Şebinkarahisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/283 Esas sayılı dosyasında verilen karara istinaden davacının da hisseder olduğu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın giderildiğini, satış neticesinde taşınmazların kendisi tarafından alınarak paralarının pay sahiplerine ödendiğini, ihalenin feshi için iki kez dava açıldığını ve davaların reddedilerek temyiz aşamaları sonucu kesinleştiğini, davacının Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesine 2011/140 Esas sayılı dosyası ile tapu iptal ve tescil istemiyle dava açıp davasının reddedilmesi neticesinde bu davayı açtığını, söz edilen dosyanın eldeki dosya için kesin hüküm oluşturacağını, davacının dava açmaktaki maksadının kendisini zarara uğratmak olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Şebinkarahisar Asliye Mahkemesinin 10/01/2019 tarihli ve 2018/20 E. 2019/7 K. sayılı kararıyla; taşınmazlar hakkında Şebinkarahisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 19/01/2007 tarihli 2004/283 Esas 2007/4 Karar sayılı kararı ile davacı ve davalının paydaş olduğu taşınmazlarda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi üzerine, Şebinkarahisar Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 2007/7 sayılı satış dosyası ile satışa çıkarıldığı, davacının kadastro tespiti öncesine ilişkin iddialarına dayalı taleplerinin satış öncesinde davaya dayanak tapu kayıtları doğrultusunda hali hazırda paylı malik konumunda olduğu dikkate alındığında hukuki yarar bulunmayan talepler olduğu, taşınmazlardaki muhdesatların davacıya ait olduğu ve satış sırasında kıymet takdirinde esasa alınmadığı iddialarının ancak satış işlemleri sırasında süresinde açılacak kıymet takdirine itiraz ve muhdesat aidiyeti davalarına konu olabileceği, davacının iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Şebinkarahisar Asliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacıya ait taşınmazların yörede kadastro çalışması başlamadan önce hisseli olup hisseli taşınmazlarda davacının diğer kardeşlerinin hisselerini satın aldığını, dava konusu parsellerin kapsadığı alanlar bilirkişi raporunda belirtildiği gibi olmasına rağmen, Satış Memurluğunun dosyasında taşınmazların kuru mülkiyet olarak satışa çıkarılıp ihale edildiğini, davacının satış dosyası ile cüzi bir borcu bulunmasına rağmen tüm malvarlığını kaybettiğini, dinlenen tanıkların tamamına yakınının taşınmaz üzerindeki yapıların davacıya ait olduğunu belirttiklerini, yine kadastro tespitinden önce taşınmazda izaleyi şüyu yolu ile satış yapıldığından satışı yapılan yerin esasen taşınmazın sadece 1/13 hissesi olması gerektiğini, davacının kadastrodan önce diğer kardeşlerinden taşınmazın 6 hissesini satın aldığını, bir hissesinin de kendisine ait olduğunu, diğer hissedarların kadastro tespiti sırasında bu taşınmazın tamamının davacı adına tespit ve tapuya kayıt ve tescil edilmesine bir ses çıkarmadıklarını, davalının taşınmaz ihaleye çıkarıldığında da davacının kendi hissesini izaleyi şuy-u ile satın aldığını, diğer kardeşlerinden satın aldığı hisselerin satışa konu olmadığını, davalının 13 hisseli taşınmazda kadastro tespiti sonucu tek taşınmaz haline geldiğinden hepsinin kendisine ait olduğunu haksız olarak ileri sürdüğünü, kadastro tespitinden önce davalı sadece davacının hissesini ihale ile devralmış olup diğer hisselere yönelik davaların kabulü gerektiğini, davalının satın aldığı yerlerin her iki parselde sadece davacı hissesi olduğundan ve diğer hisseler satışa konu edilemeyeceğinden, davalı adına oluşan 13/12 hissenin iptali ile davacı adına tescili gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 06/03/2020 tarihli ve 2020/380 E. 2020/411 K. sayılı kararıyla; Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemenin 2011/140 Esas sayılı dava dosyasında da eldeki dosyada da davalı olan ...'a karşı dava dilekçesinde "Taşınmazların satış dosyası ile satıldığını, satışını istediği bu yerleri babasının ölümünden sonra isimlerini bildirdiği kardeşlerinin kendisine sattığını, satın aldıktan sonra 2 tane ev, alabalık tesisi ve ahır yaptığını, ortaklığın giderilmesi için açılan davada bina ve ağaçlar var iken inşaat ve ziraat bilirkişi alınmadan keşfe gidildiği" hukuki sebeplerini öne sürerek taşınmazların adına tescili istemiyle dava açtığı, davacının sonrasında gerek duruşma günü 05/12/2011 tarihli dilekçesinde, gerekse 05/12/2011 tarihli duruşmadaki beyanlarında dava konusu taşınmazların 188 ada 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu bildirdiği, bu halde eldeki davanın tarafları ile Mahkemenin 2011/140 Esas sayılı dosyasındaki tarafların aynı olduğu, her iki dava sebebi de aynı olup, yine her iki dava dosyasında çekişmeli 188 ada 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescili talep edilmekle, dava konularının da aynı olduğu, yine Mahkemenin 2011/140 Esas sayılı dava dosyasındaki gerekçe ve hüküm incelendiğinde kararın davanın usulden reddine değil bizatihi esastan redde ilişkin olduğunun anlaşıldığı, anılan kararın davacıya bizzat tebliğ edilerek 12/04/2012 tarihinde kesinleştiği, Mahkemenin 2011/140 Esas sayılı dosyasında verilen hükmün eldeki dava açısından kesin hüküm niteliğinde olduğu, kesin hüküm dava şartı olmakla Mahkemece resen nazara alınması gerektiği, gözetilerek Mahkemece davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğinden istinaf başvurusunun kabulüne, Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/01/2019 tarihli 2018/20 E. 2019/7 K. sayılı kararının kaldırılmasına, 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmesine, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının yerinde olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6100 sayılı HMK 303/1 maddesi “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” hükmünü içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Taraflar arasında kesin hüküm oluşturan kararın bulunması nedeniyle dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre (IV.3) numaralı paragrafta yer verilen Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.